Ülkemiz, yıllardır mesleki eğitimi rasyonel ve ülke şartları içinde nasıl başarırız konusunu tartışıyor. Meslek eğitimini çözmeden de eğitimde rahatlamanın olmayacağını iyi biliyoruz. Felsefe olarak meslek meselesinin memleket meselesi olduğuna kimsenin itirazı yok. Ancak bunun mutlaka slogandan öteye gitmesi gereken bir iş olduğuna da herkes inanıyor. İşin daha rahat anlaşılabilmesi için karmaşık cümleler yerine yalın sözler sarfetmek daha doğru bir yaklaşım olur. Ve bunun için yakın zamanda geliştirilen bir örnekten yola çıkalım.
Bilindiği üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda eskiden TUREM yani Turizm Eğitim Merkezleri vardı. Burada kısa dönemli eğitimler verilerek sektöre ara eleman yetiştirilirdi. Daha sonra bu merkezler 2006 yılında kapatılarak binalar Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi. İşte o günden bu yana turizm sektöründe ara eleman yetiştirilmesi problem haline gelmişti.
İKİ BAKANLIKTAN İŞBİRLİĞİ
Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı turizm sektörü ile ilgili ilk defa gerçekçi bir işbirliği kurguladı. Turizm sektörüne eleman yetiştirmeye yönelik bu işbirliği uygulanabilir ve devamlılığı sağlanabilirse, hem sektör iyi yetişmiş eleman kazanacak hem de turizmle ilgili liseler cazibe merkezi haline gelecek. Kurguya göre hazırlık sınıfında İngilizce ve Rusça iyi derecede öğretilecek. Yaz tatilleri kış dönemine alınacak ve öğrenciler yaz aylarında anlaşmalı zincir otellerde çalışacaklar. Aynı zamanda otelin yöneticileri de bu okullarda ders verecekler.
10 PİLOT OKULDA BAŞLAYACAK
Böylece sektörle yoğun işbirliği altında bir eğitim gerçekleşecek. Öğrenciler otellerde çalıştıkları süre içinde hem uygulama tecrübesi edinecekler hem de her yıl artan oranda para kazanmaya başlayacaklar. Seçmeli bir başka yabancı dili de öğrenmek durumunda olacaklar. Bu şekildeki bir eğitimden geçen öğrenci mezuniyetini müteakip sektörün aradığı bir eleman olacağı için iş bulması da aynı oranda kolaylaşacak. Bu proje önümüzdeki yıl 10 okulda pilot olarak başlayacak. Okullar daha çok turizmin yoğun olduğu şehirlerimizden seçilecek.
KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİMİZDİ
Şimdi bu kurgunun bize ne kazandıracağını düşünelim. Öncelikle bu okullar öğrenci ve veli açısından cazibe merkezi haline gelir. Kısa zamanda meslek sahibi olunacağı için tercih noktasında öncelik kazanır. Bu okullardan mezun olan çocuklarımızdan başarılı olan bir kısmı üniversitelerin turizm bölümlerine gider. Liseden iyi bir eğitim alarak geldikleri için üniversitelerimizin turizm bölümlerini de nitelik olarak beslerler. Böylece zincirleme olarak pozitif bir gelişme ortaya çıkar.
Bilindiği üzere meslek liselerinde eskiden çeşitliliğe ilişkin ve geleneği olan bir kültür vardı. Sanat okulları, ticaret liseleri, kız meslek liseleri, turizm meslek liseleri türünden. Yakın zamanda bu kültürel zenginliği eşitleyerek tüm meslek liselerimizi Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri olarak aynı isimde birleştirdik. Görünürde sadeleştirmiş gibi oldu ama aslında farkında olmadan bir zenginliği yok ettik.
KAZANAN ÇOCUKLARIMIZ OLUR
Meslek liselerinin memleket meselesi olabilmesi için bu kültürel zenginliği yeniden tesis etmek, sektörle ciddi ve gerçekçi bir işbirliği oluşturarak sektörün ihtiyaçları doğrultusunda eleman yetiştirerek cazibe yaratmak en kestirme yol olarak görünüyor. Meslek liselerinde bu cazibeyi gerçekçi bir şekilde oluşturabilirsek örgün eğitim çağındaki öğrencilerimizin çoğu bu okullara yönelir. Bu yönelim de diğer alanlardaki eğitimi olağanüstü rahatlatır. Kazanan çocuklarımız olur, ülkemiz olur.