PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ
Meslek eğitiminin ülke sosyolojisinde bir karşılığı var mıdır sorusunun cevabı, konumuz açısından önem arz eder. Elbette meslek eğitimi, ülkenin bir bütün olarak eğitim problemlerinin çözümünde ciddi bir rol oynar ve stratejik bir mahiyet taşır. Aynı zamanda toplumsal kalkınmada fonksiyonel bir konuma sahiptir. Burada ortaya çıkacak başarı, meslek eğitiminin dışındaki eğitim alanlarını da rahatlatır fakat asıl olan, ülke sosyolojisinde işlevsel olma açısından ciddi bir karşılığa tekabül etmesidir. Bu çerçevede meslek eğitiminde başarı elde edildiğinde ülkedeki hangi toplumsal sorunlara çözüm üretilebileceği veya azaltılabileceği gündeme gelir. Veya başarısızlık halinde ne tür sosyolojik problemlere zemin hazırlar diye düşünülebilir.
PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ
Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı, Bakan Mahmut Özer’in öncülüğünde meslek eğitiminde paradigma değişikliğine gitti. Konu, yaklaşık iki yıldır bu alanda atılan somut adımlarla kamuoyunun da gündeminde. Toplumun; en basitinden gündelik hayatın devamı açısından meslek elemanına olan ihtiyacı, başka alanlarda yapılan yanlışlıkların sonucu olarak üniversite mezunu işsizler kümelenmesinin ortaya çıkması, bu alanda orta ile yüksek öğretimde sağlam bir devamlılık ilişkisinin kurulamaması, meslek eğitiminin algısı ve istihdamı problemi, düşük sosyo-ekonomik ve eğitim seviyesine sahip ailelerin çocuklarının tercih ettiği bir alan haline gelmesi türünden problemlerle meslek eğitimi konusu tam anlamıyla toplumsal bir varoluş ve itibar arayışı içerisine girdi. Netice olarak paradigma değişikliği yönündeki çabaların bu arayışta pozitif netice verme yolunda olduğu görülüyor.
Meslek eğitiminin bir bütün olarak yeni bir anlayışla kurgulanması, aslında ahilik sistemi gibi çok sağlam bir geleneğe ve felsefeye sahip olan milletimiz açısından önemli bir hareket noktasıdır. Usta-çırak usulü yetiştirme geleneğinden ilhamla güncellenen mesleki eğitim merkezleri, bu alanda bir cazibe merkezi olma yolunda. Artık, mesleki eğitim merkezleri; güncellenen yapısı ile hem çalışıp hem lise mezunu olma fırsatı sunan, meslek lisesine göre daha esnekliği olan, mesleği usta-çırak usulü ile öğreten, piyasayı dikkate alan yaklaşımı ile arz talep dengesini de gözeten ve bu şekli ile istihdam kolaylığı sağlayan bir kurum olarak öne çıkıyor.
İTİBARI YENİDEN KAZANMA
Meslek liseleri ile mesleki eğitim merkezlerinin birbirlerinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olduğu gerçeği akıldan çıkarılmamalı. Bu yeni kurgu ve güncelleme, hem alanın önünü açıyor hem de işi cazip hale getiriyor. Meslek eğitimi mezunlarının daha kolay iş bulmasının mümkün hale gelmesi önemli. Bununla birlikte meslek eğitiminin birtakım zorunluluklardan değil, bilinçli tercih etme oranının artması, bu alanda çok önemli bir kazanımdır. En önemlisi ise meslek eğitiminde belli oranda kaybolan itibarı yeniden kazanma sürecini başlatmış olmasıdır. Kısa sürede gözle görülür iyileştirmeler de oldu ve toplum bunu kabullendi, adeta toplumsal onay vuku bulmuş oldu.
Mesleki eğitimde hem algı hem de kaliteye yönelik iyileştirmelerin mevcudiyeti toplumda pozitif bir kabullenmeyi başlatan ana unsur oldu. Toplumun kendi kuralları içerisinde bir konuyu onaylaması demek, bunun şartlarının oluşum sürecinde olduğu anlamına gelir. Burada kritik nokta; konunun sosyal tabakalaşma içerisindeki yeridir, toplumsal açıdan itibarıdır. Aşınan itibarda olumlu anlamda bir dönüş süreci başlamışsa toplumsal onay açısından da önemli bir başlangıç olarak kabul edilir.
Güçlü ülke, güçlü bir mesleki eğitimle mümkün.
03 Aralık 2021 Cuma