tatil-sepeti
Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Ülkemiz, yıllardır ‘mesleki eğitimi rasyonel ve ülke şartları içinde nasıl başarırız’ konusunu tartışıyor. Meslek eğitimini çözmeden de eğitimde rahatlamanın olmayacağını iyi biliyor. Felsefe olarak meslek meselesinin memleket meselesi olduğuna kimsenin itirazı yok. Ancak bunun mutlaka slogandan öteye gitmesi gereken bir iş olduğuna da herkes inanıyor.

Temel olarak bildiğimiz ve inandığımız bir şey var. Yaptığınız iş her ne ise onu bütün boyutları ile çekici hale getiremez, bunu sürdürülebilir kılamaz ve güncelleme işini yapamazsanız kendiliğinden bir başarısızlık hali ortaya çıkıyor. Aslında ülkemizde meslek liselerinin stratejik problemi budur. Turizmden ticarete, sağlıktan denizciliğe ve bütün teknik alanlara kadar çok geniş bir yelpazede var olan meslek eğitimindeki başarılı olma durumu ülke için stratejik bir mahiyet arz etmektedir.

***

Son yıllarda meslek eğitiminin altında yatan başarıda aslında bu cazibe yaratma yaklaşımı var. Turizmle başlayan, sanayinin her dalı ve diğer bütün farklı sektörlerle iyi bir iş birliği ortaya çıkarma başarısı meslek eğitimindeki çekiciliğin ortamını oluşturan temel unsurlardan biridir. Ülkemizin kendi alanındaki ünlü ve köklü kuruluşları ile karşılıklı yarara dayanan rasyonel bir işbirliği, ticaret ve sanayi odaları ve sektörlerle yakın ve karşılığının olduğu bir ortaklık zemini oluşturma, okuldan işe ve yüksek öğretime geçiş imkanının gerçekçi varlığı, özel eğitim öğrencilerinin meslek edinmesini kolaylaştıran uygulamalar ve tüm bunlara ilaveten model okul kurmanın cazibe oluşturmadaki stratejik katkısı, maksadın hasıl olmasını getiren netice olmuştur. Şimdi, mesleki eğitimde paradigma değişimini başlatan kişinin Milli Eğitimde Bakan konumuna gelmesi bu ivmeyi kesinlikle artıracak ve bütün ülke sathına yayacaktır.

İNSANLIK BORCUMUZ

Meslek eğitimi alanındaki bu başarı hikayemizi ve edinilen tecrübeyi, buna zaruri derecede ihtiyaç duyan ve bizim açımızdan öncelikle gönül coğrafyamız olarak gördüğümüz ülkelerin istifadesine sunmak hem bir insanlık borcumuz hem de kadim geleneğimizin bir yansıması olacaktır.

AFRİKA ÜLKELERİNİN İHTİYACI

Söz konusu bu ‘mesleki eğitim’ tecrübesini, ihtiyaç duyan ülkelerin hizmetine sunma yaklaşımı, ülkemizin siyaset geleneğine çok uyacağını düşünüyoruz. Günümüzde özellikle Afrika’nın birçok ülkesi, meslek eğitimine şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Fakat misyonerlik ve sömürge anlayışında olan ülkeler, yıllarca bu topraklarda eğitim işini sadece elit eğitimi ile sınırladılar. Bundan da kasıt; kendilerine bağlı bir yönetici elit çıkarmak ve bunu kendi amaçları doğrultusunda kullanarak sömürge anlayışlarına devamlılık kazandırmaktı. FETÖ’nün yaptığı da aslında bunun benzer bir versiyonu idi. Gerçekte ise; sadece Afrika değil ihtiyaç duyan tüm gönül coğrafyamıza ülkemizin mesleki eğitim tecrübesini aktarmak ve önderlik etmek bizim siyaset felsefemize çok uygun düşer, çok da yakışır.

İKİ BOYUTLU UYGULAMA

Bu tecrübe aktarımının iki boyuttan yürütülmesinde büyük fayda vardır. Biri; o ülkelerin eğitim bakanlıkları ile yapılacak protokoller çerçevesinde, mevcut meslek okullarını iyileştirme hedefli işbirliği tesis edilerek icra edilir diğeri ise Maarif Vakfının Okulları aracılığı ile yapılabilir.

Maarif Vakfı bu misyonla Türkiye’nin bu alandaki tecrübesini ihtiyaç duyan diğer ülkelere taşıyarak ve meslek eğitimine girerek küresel bir işlev yüklenebilir. Meslek eğitimindeki bu iki boyuttan elde edeceğimiz başarı ise Maarif Okullarının hem ülke nezdinde daha rasyonel bir karşılığının olmasını getirir hem de gönül coğrafyası inşaasına ciddi bir katkı sunmuş olur.

Gelecek; insan ve toplum merkezli, insaniyet ve İslamiyet ekseninde, pergel metaforu yaklaşımı kurgusu ile gönlünü katarak çalışanların olacaktır.

13 Ağustos 2021 Cuma