Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), önceki hafta parasal duruşu yeniden şekillendirdi ve gecelik vadede gerçekleştirilenfonlamayıartık haftalıkvadede yapmaya karar vererek politika faizini de 6.25 puan artırdı. Böylece Merkez Bankası piyasalarda kendisi ile ilgili olan bağımsızlık tartışmalarına da son vererek güven vermiş oldu. Bu çerçevede Merkez Bankası’nın kararlarının olası etkilerini değerlendirelim.
1. MERKEZ BANKASI PARA POLİTİKASINI SIKILAŞTIRDI
Merkez Bankası para politikasında önemli bir sıkılaştırmaya gitti. Öncelikle birden fazla faiz oranı ile piyasaya yaptığı fonlamayı sadeleştirdi ve artık bundan sonra istisnai durumlar hariç fonlamayı haftalık repo ihaleleri ile yaparak normalleşme sağladı. Bu normalleşme ile piyasa oyuncuları da önlerini daha net görmeye başlamış olacaklar. Merkez Bankası, ayrıca faiz oranlarında da önemli artışlara gitti. Politika faizini beklentilerin de üzerinde artırarak 6.25 puan yükseltti ve yüzde 24.0 olarak belirledi. Merkez Bankası, ağustos enflasyonu sonrası yaptığı açıklamada, parasal duruşu yeniden şekillendireceğini açıklamış ve yeni dönemin sinyalini vermişti; bunu büyük ölçüde gerçekleştirdi.
2. MERKEZ BANKASI SIKILAŞTIRMASININ OLASI ETKİLERİ
Merkez Bankası, gerek enflasyondaki artış gerekse Türk Lirası’nda değer kaybının sürmesi nedeniyle para politikasında ihtiyaçları karşılayacak şekilde sıkılaştırma yaptı. Bu sıkılaştırma ile birlikte belki kısa vadeli hedef olan Türk Lirası’nda değer kaybı durdurulmuş oldu. Hatta Türk Lirası bir miktar değer de kazandı. Sıkılaştırma muhtemelen enflasyon üzerinde de orta vadede etkili olacak. Ancak kısa vadede yansıtılamayan maliyetler nedeniyle fiyat artışları en azından yıl sonuna kadar devam edecek. Merkez Bankası’nın yeniden güven sağlaması ile birlikte Türkiye’nin risk priminde de önemli düşüşler oldu. Türkiye’nin kredi iflas takas primi 550 puanlardan 450 puanlara geriledi. 10 yıl vadeli tahvil faizleri de yüzde 20’lerin altına geriledi. Merkez Bankası’nın kararı yurtdışına olumlu yönde işaretler verdi.
3. MERKEZ BANKASI KARARININ İŞLERİMİZE ETKİSİ
İş dünyası açısından işlerde ve reel piyasalarda farklı sıkıntılar yaşanıyor.
Şu anda iş dünyası ve reel piyasalarda yaşanan en büyük sıkıntı tedarik, üretim ve satış zincirinde yaşanan tıkanmalardır. Artan döviz kurları, faizler ve maliyetler nedeniyle iş dünyası maliyet ve fiyatlama yapamıyor, mal almaktan ve satmaktan imtina ediyor, işlerini yavaşlatıyor ve nakit kalmayı tercih ediyor. Merkez Bankası’nın kararı bu sorunların çözümünde sınırlı etki yapacak. En azından Türk Lirası’ndaki dalgalanmayı azaltarak iş dünyasının biraz daha önünü görmesi sağlanmış olacak. İş dünyasının sorunlarının çözümü için ekonomide ve dış politikada istikrarın sağlanması gerekir. Ayrıca iş dünyasına bu dalgalanmadan gördükleri hasar için destek de olunmalı.
4. ESAS GÜVENİ VE İYİLEŞMEYİ ORTA VADELİ PROGRAM’DAKİ EKONOMİ POLİTİKALARI BELİRLEYECEK
Merkez Bankası, para politikasında gerekli sıkılaştırmayı yaparak güveni sağladı. Ancak işlerin düzelmesi için sadece Merkez Bankası kararları yeterli olmayacak. Bu çerçevede Orta Vadeli Program (OVP) büyük önem taşıyor.
Bu program da öncelikle maliye politikalarında sıkılaştırmayı ortaya koyabilmeli. Bunun göstergesi de kamunun büyük projelere yönelik 1-2 yıllık öteleme kararları olacak.
Diğer yandan enflasyonla mücadelede para politikasına destek verecek mali politikalara yer verilmeli. Ayrıca Orta Vadeli Program içinde reel sektörün mali yapısını güçlendirecek ve piyasalara güven verecek önlemlere de mutlaka yer verilmeli. Bunların olmaması halinde ekonomiye ilişkin güven kaybı yeniden başlayacak.
Son Söz: Gerekli ekonomi politikaları uygulanırsa piyasalarda çarklar yeniden dönmeye başlayacak, aksi takdirde kilitlenme aşılamayacak.
24 Eylül 2018 Pazartesi