Marka konusu gündeme gelince öncelikle belirtmemiz gereken bir husus var; İstanbul için ‘marka şehir’ nitelemesini kullananlara her daim itiraz etmişizdir. Sebebi; kısa ve nettir. İstanbul öyle bir isimdir ki, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Sağına, soluna, arkasına önüne hiçbir şey eklenmez. İstanbul, İstanbul’dur. Yeri gelmişken ifade edelim; İstanbul’da İstanbul ismine ihtiyacı olmayan tek isim de Üsküdar’dır. 

 

Fakat bilmemiz ve kabul etmemiz gerekir ki, markaların doğup büyüdüğü şehir de yine İstanbul’dur. İstanbul; besleyici, geliştirici, ilham verici boyutuyla küresel konumu ve şehir dinamizmi ile markalar adına zengin ve uygun bir ortam oluşturur, adeta liderlik yapar.

 

*        *        *

 

2023’le birlikte Cumhuriyetin 100 yılı resmen başlamış oldu. Bu vesile ile resmi, sivil birçok kuruluşumuz bu yıl içerisinde özel etkinlikler planladı. Bunlardan biri olan Yüzyıllık Markalar Derneği, yılın ilk etkinliklerinden birini icra ederek, kendisi de asırlık olan Turing Kurumu öncülüğünde ve mekânında ‘Yüzyıllık Markalar Hafızaevi’ni açtı. Burası, konumu itibariyle tam yerinde; Sultanahmet ile Ayasofya camileri arasında mütevazı ama maksatın hasıl olduğu bir mekân. Bu mekânda asırlık markaların kısa hikâyeleri izlenebilir. Bununla birlikte her ay değişmek üzere bir markanın sergisi ziyaret edilebilir. 

 

İlk olarak kamu yararına çalışan ve asırlık bir kurum olan Turing Kurumu’nun objelerinden oluşan sergisi bulunuyor. 

 

Meraklıları açısından önemi şu: Büyük küçük ticaret yapıp marka oluşumuna önem verenler açısından yüz yıllık geçmişe sahip markaların hikayesini dinlemeleri, okumaları gerekir. Zira bu hikâyelerde kendileri için çok ders var. Yaşanmışlık yeni başlayanlar için kestirmeden gitmedir, hızla yol almadır. Hikaye yazmaya niyetli girişimcilerimiz ne kadar çok yaşanmış hikaye öğrenirse hem yollarını kısaltırlar hem de nitelikli bir yol izlerler. Yüz yıllık markaların -dile kolay- yüz yıllık da hikâyeleri var. Zira markanın itibarı kolay oluşmuyor. İşletme ve aile geleneklerini yaşatarak bu günlere gelmişler. Geleneği de modernliği de birlikte yaşamışlar.

 

*        *        *

 

Asırlık markaların dernekleşmesi ve sinerji oluşturmak üzere etkinlikler icra etmeleri çok doğru ve fonksiyonel bir durum. Şimdilik belirli sayıdalar ve çoğu İstanbul kökenli. Aslında asırlık markalarımız büyük ihtimalle bu derneğe üye olanlardan ibaret değildir. Bir kısmı üye olmamış, bir kısmı da keşfedilmemiştir. Bu vesile ile tümü bir araya gelirse bu camia özellikle yeni markalar için hem besleyici hem ilham kaynağı olabilir. Özellikle Anadolu’da belki çapları küçük ama çok sayıda bilinmeyen eski markalar mutlaka vardır. Bundan sonra bu konuda bir cazibe oluşturmak, derneğin temel görevlerindendir. Büyük küçük herkesin üye olabileceği bir formül üretilmelidir. Şu anda dernek üyelerine baktığımızda ortanın üstü kuruluşlar olduğunu görürüz. Bir başka kategori oluşturularak yüz yılı dolduran küçük firmalara da kapı aralanabilir. Böylece markanın önemini idrak ederek, bu doğrultuda eğitim ve danışmanlık hizmeti verilerek markanın inşası yolculuğuna çıkabilecek duruma gelmiş olurlar.

 

Hem ulusal hem küresel ticarette ‘marka’ giderek önem kazanıyor. Zira küresel dünyada ticaretin en büyük sermayesi -özellikle gıda ürünlerinde- ‘güven’ olmaya devam ediyor. Güven de marka üzerinden sağlanıyor. Bu açıdan asırlık markaların hafıza evinde bir araya gelmeleri anlamlı ve gerekli.

 

Hem kendileri hem de yenilerin hafızası ve güven duyulan markalar olabilmeleri için.

30 Ocak 2023 Pazartesi