Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Ekimde Avrupa Merkez Bankası’nın genişletici para programına ilişkin açıklama yapması, ABD Merkez Bankası’nın yeni başkanının atanması ile yine ABD’de vergi reformunun yasalaşmasına ilişkin beklenti bulunuyordu. Her üç alanda da önemli gelişmeler yaşanmış olup, bu gelişmeler küresel para piyasalarında ve Türkiye’de mali göstergelerde önemli etkiler oluşturdu. Bu çerçevede gelişmeleri ve etkileri değerlendirelim:

1 - AVRUPA MERKEZ BANKASI’NIN PARA PROGRAMI KARARI EURO’YU ZAYIFLATTI

Avrupa Merkez Bankası normal olarak 2017 sonunda bitecek olan varlık alımlarına dayalı genişletici para programının geleceğine ilişkin olarak kararını 26 Ekim’deki toplantısının ardından açıkladı. Buna göre AMB öncelikle varlık alımına dayalı programını 2018’de de devam ettirecek. Halen her ay 60 milyar Euro olan varlık alımları ocaktan itibaren 30 milyar Euro’ya inecek. Diğer taraftan programın sona erdirilmesine ilişkin bir tarih verilmedi. Aylık alımlar eylül sonuna kadar sürdürülecek. 2018 eylüldeki koşullara göre programın devamına veya sona erdirilmesine ilişkin yeniden değerlendirme yapılacak. AMB Başkanı Draghi, parasal genişlemeye halen önemli ölçüde ihtiyaç duyulduğunu da açıkladı. Bu çerçevede önümüzdeki bir yıl içinde Avrupa’da parasal genişleme devam edecek. Avrupa Merkez Bankası’nın bu kararları ile birlikte Euro zayıfladı ve en azından önümüzdeki yılın ortasına kadar daha zayıf bir Euro ve düşük Euro faizlerinin sürmesi beklenmeli. Euro/dolar paritesi de yeniden 1.10 ve altına doğru gerilemeye başladı.

2 - ABD MERKEZ BANKASI FED İÇİN ÖNE ÇIKAN ADAYLAR DOLARI GÜÇLENDİRİYOR

Küresel para piyasaları için belirleyici bir diğer beklenti alanı ise ABD Merkez Bankası başkanının kim olacağı. Mevcut Başkan Yellen’ın seçilme olasılığı giderek azaldı. Atama olasılığı yükselen iki aday ise Powell ve Taylor olup, her ikisi de diğer adaylara göre daha şahin görüşlere sahip bulunuyor. Her iki aday da daha hızlı sıkılaşmadan ve daha çok faiz artışından yanalar. Bu iki şahin adayın atanma olasılığının artması ile birlikte dolar güçleniyor ve dolar faizleri yükseliyor. Bu iki adaydan biri olursa dolar yeni başkanı ile birlikte güçlenmeye devam edecek. ABD ekonomisindeki tüm göstergeler de enflasyon hariç giderek ısınmayı işaret etmeye başlamış olup, daha hızlı bir sıkılaştırma olasılığını destekliyor. Bu gelişmenin küresel mali piyasalar üzerindeki etkisi gelişen ülke para birimlerinin seçici olarak değer kaybı ile dolar faizlerinin artması olacak.

3 - ABD VERGİ REFORMU BEKLENTİLERİ DOLARI GÜÇLENDİRİYOR

Trump’ın seçim öncesindeki en önemli vaatlerinden biri vergi reformu yapmaktı. Trump, vergi oranlarını düşürerek yurtdışındaki ABD sermayesinin yurtiçine çekilmesini arzu ediyordu. Böyle bir reform dünyadaki dolar likiditesini ABD’ye geri getireceği için doların güçlenmesine yol açacak bir reform özelliğini taşıyor. Ekimde vergi reformu tasarısı Senato’dan geçti. Yasalaşma için son olarak Kongre’de kabul edilmesi gerekiyor. Ancak bu hafta Kongre yeni vergi reformu hedeflerini içeren 2018 bütçesini onayladı. Bu onay vergi reformunun da çok büyük olasılık ile onaylanacağı şeklinde yorumlandı. Bu gelişme de doların güçlenmesine destek verdi. Vergi reformu en geç kasımın ilk yarısında Kongre’de oylanmış olacak.

4 - GELİŞMELERİN TÜRKİYE’YE ETKİLERİ

Yukarıda değerlendirdiğimiz gelişmeler Türkiye’nin mali göstergelerini olumsuz etkiledi. Döviz kurları hızla yükseliyor. Sepet kur 4.13 ile tarihi zirvesine çıktı. Tahvil ve bono faizleri yüzde 12-13 seviyelerine ulaştı. Gelişmelerin en olumsuz etkileri Türkiye’de yaşanıyor. Bunun nedeni de Türkiye’nin dış politik ve jeopolitik alanda sahip olduğu riskler. Muhtemelen önümüzdeki dönemde bugünküne göre daha yüksek döviz kurları, faiz oranları ve enflasyon olacak.

Son Söz: Türkiye küresel gelişmelere etkin politikalar ile cevap verebilmeli. Aksi takdirde mali göstergelerin ulaşacağı yeni seviyeler firmalar için sıkıntıyı artıracak.

07 Kasım 2017 Salı