ABD’nin tutumu yüzünden dünya ticareti üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı. ABD’nin yeni yönetimi 1980’lerden itibaren oluşturulan serbest ticaret kurallarına ve mevcut anlaşmalara rağmen giderek korumacı ve kısıtlayıcı bir ticaret politikası uygulamaya başladı.
1. KÜRESELLEŞME VE SERBEST TİCARET KAPİTALİST SİSTEMİN KURTARICISI OLDU
1973 yılında yaşanan petrol krizi ve sonrasında yaşanan uzun süreli stagflasyon döneminden dünya yeni liberal politikalar ile çıkabildi. ABD’de Reagan, İngiltere’de Thatcher bu politikaların öncüsü olarak piyasa ekonomisini ve daha da önemlisi serbest ticareti benimsedi. Bu çerçevede dünya ticaretinde serbestleşmeyi öngören çok taraflı ticaret görüşmelerine de hız verildi. 1989 yılında Doğu blokunun çökmesi ile birlikte Washington uzlaşması tüm dünyada serbest piyasa ekonomisini ve serbest ticareti adeta tek seçenek olarak ilan etti. Eski doğu bloku ülkeleri başta olmak üzere artan sayıda ülke ticari ve finansal açıdan küresel pazarlar ile bütünleşmeye yöneldi.
2. ÇOK TARAFLI TİCARET ANLAŞMASI DÜNYA TİCARETİNDE SIÇRAMAYA YOL AÇTI
Çok taraflı ticaret görüşmeleri de nihayete edi ve 2005 yılında kotaların ve tarifelerin kaldırılmasını hedefleyen GATT anlaşması imzalanarak yürütülmesi için Dünya Ticaret Örgütü kuruldu. 2005 yılından itibaren dünya ticaretinde büyüme giderek hızlandı. Çok taraflı bu anlaşmanın ardından bu kez bölgesel ticaret anlaşmaları öne çıkmaya başladı. Trans Pasifik Ticaret Otaklığı ile Trans Atlantik Ticaret Ortaklığı gibi iki büyük bölgesel ticaret ortaklığı oluşturulması konusunda önemli yol alındı. Dünya ticaretinin serbestleşme döneminde bir başka önemli gelişme daha yaşandı. Bu da gelişmiş ülkelerin sanayide üretimi azaltması ve sanayinin gelişen ülkelere kayması oldu. Gelişmiş ülkeler kendileri üretmektense daha düşük maliyetler ile üretim yapan ülkelerden hem nihai ürünleri hem de ara malı girdilerini tedarik etmeyi tercih ettiler. Küresel ölçekte ticaretin serbestleşmesi de buna olanak sağladı.
3. TİCARETTE SERBESTLEŞME ABD’YE YARAMADI
Bu eğilimler sonucu dünyada iki ana grup oluştu. Bunlardan ilki başta ABD olmak üzere, İngiltere, Avustralya, Kanada gibi yüksek cari açık veren gelişmiş ülkeler. Diğer yanda ise Çin ile Almanya, Japonya, Güney Kore gibi yüksek cari fazla veren ülkeler. 2008 küresel krizinden sonra da bu dengesizlik büyük ölçüde devam etti. ABD küresel kriz sonrası uyguladığı genişletici politikalar ile hem kendi ekonomisinde yeniden büyüme ve istihdamı sağladı, hem de dünyanın geri kalanı için de talep yaratarak krizden çıkışlarına katkı verdi. Küresel kriz sonrası
iki dönem görev yapan Obama yönetimi ticaretin daha da serbestleşmesinden yana politikalar uyguladı.
4. ABD’DE YENİ YÖNETİM KÜRESEL SERBEST TİCARETİN MEVCUT HALİNE KARŞI ÇIKIYOR
2016 yılında Başkan seçilen ve 2017 yılında göreve başlayan Trump yönetimi ise serbest ticaretin ABD için daha adil hale getirilmesi politikasını ilk günden uygulamaya koydu. Trump yönetimi ilke olarak serbest ticarete karşı değil, ancak mevcut yapılan tüm ticaret anlaşmalarının ABD aleyhine olduğunu düşünüyor. Trump yönetimi bu çerçevede ilk iş olarak Trans Pasifik Ticaret Ortaklığı anlaşmasından çekildi. Aynı şekilde Trans Atlantik Ticaret Ortaklığı görüşmeleri buzdolabına kaldırıldı. Kanada ve Meksika ile yapılan NAFTA anlaşmasını ise yeniden müzakere etmeye başladı.
5. ABD SON İKİ AYDA YOĞUN KORUMA ÖNLEMLERİ ALIYOR
Trump yönetimi serbest ticareti tehdit eden adımları ise son iki ay içinde atmış bulunuyor. ABD öncelikle Çin’e karşı geniş bir ithalat vergisi uygulaması başlattı. Çin de karşı adımlar attı.
ABD ve Çin karşılıklı yeni koruma önlemleri almaya devam ediyor. ABD ayrıca Kanada, Meksika ve AB ülkelerine bazı metal ürünlerinde ithalat vergisi uygulamaya başladı. Bu ülkelerin tepkisi de gecikmedi.
ABD, AB ve Asya’dan ithal edilen otomobiller içinde soruşturma başlattı. ABD son olarak Çin’in ABD’de ileri teknoloji ithalatına ve yüksek teknolojili şirketleri satın almasına yasak getirdi. ABD, İran’a da yoğun yaptırımlar uygulayacak. ABD ile müttefikleri ve dünyanın geri kalanı arasındaki derin görüş farklılıkları küresel serbest ticaret üzerinde kara bulutların dolaşmasına yol açıyor.
Son Söz: Trump’ın korumacı politikaları küresel kriz sonrası dünya ekonomisinde ilk kez 2017 yılında başlayan kalıcı büyümeyi de tehdit etmeye başladı.
02 Temmuz 2018 Pazartesi