Yaşadığımız çağda bilgiye kolay ulaşmanın zorluklarını da yaşıyoruz desek yanlış sayılmaz. Bilgiye kolay ulaşmanın elbette ki birçok yararı var da zorluklarının nasıl olduğu izahat gerektirir elbet. Dünyayı küçük bir köye dönüştüren bir bütün olarak her türlü teknoloji sayesinde her şeyi anında bilir hale geldik. Buraya kadar çok güzel, fakat bundan sonrasında ciddi problemler var. Dünyanın küçülmesi ile birlikte her alanda ve meslekte uzmanlaşma da aldı başını gidiyor. Yani, bilgimiz olan alan geliştikçe uzmanlık inanılmaz ayrıntıya gidiyor. Bunun da bir sonu yok. Fakat geleceğe yönelik birçok problem doğuracağı kesin.
Şimdilik asıl problem uzmanlıkta değil uzman olanların dışında yaşanıyor. Zira en azından uzmanlık dediğimiz kazanım; bir eğitimle başlayan, pratik tecrübe ile gelişen bir süreci ifade eder. Yani bilginin ve buna ilişkin tecrübenin; eğitilerek, yaşanılarak ve hazmedilerek edinildiği bir kazanım olduğundan negatif tarafları fazla olmaz. Asıl tehlike; uzman olmayanların piyasada ve daha çok dijital ortamda dolaşan bilgiler ile tabiri caizse amel etmeleridir. Misal vermek gerekirse; hasta oldunuz, arama motorlarından hastalığınız ile ilgili bilgi aldınız ve bununla amel ettiniz. Var mı bu türden örnekler günümüzde? Evet var. Hem de ismi ile meşhur olmuş bir durumla karşı karşıyayız. Latincesi; Cyberchondria, Türkçeleştirirsek; siberkondri. Günümüzde bunun bir hastalık olduğu bile söyleniyor. Hakkında ve ne olduğuna yönelik dedikodulara kısaca bir göz atalım:
- Hastalık hastası olma durumunun sanal ortama taşınması denebilir.
- Sağlığı hakkında internetten tarama yapıp yanlış teşhislerde bulunma ve gereksiz endişe yaratma eylemi olarak ifade edilebilir.
- Doktor fobisi olan insanlarda daha şiddetli görülür. Kişi, vücudunda hissettiği bütün şikayetleri arama motorunda da aratır, genellikle hepsinin bileşimiyle ciddi bir hastalığa ulaşılır.
- Baş ağrısı nedenlerini internetten araştırıp, ihtimaller arasından en düşük ve en ölümcül olan tümör vakasını seçip kişinin kendini evhama sürüklemesi hali denebilir.
- Birçok insan internet üzerinden edindiği bilgiler dahilinde hastalık sahibi olduğunu düşünerek ağır depresyonlara girmektedir. Çağın hastalığı olarak tanımlanan internet üzerinde hastalık arama, diğer adıyla “siberkondri” 100 kişi içinde en az beş kişide görülmektedir.
- Depresyona girme riskleri oldukça yüksek olan bu hastalık, herkesin korkulu rüyası haline gelebilir. Uzmanların çalışması sonucu dünya nüfusunun üçte biri olmak üzere birçok kişinin internet üzerinden hastalık arayarak kendine ağır teşhisler koyduğunu ve bunun yanı sıra depresyona girdiklerini yönünde görüşler bulunmaktadır.
- Neredeyse hemen hemen birçoğu internet üzerinden hastalık araştırması yaparak geçirdiklerini ve baş ağrısına-beyin tümörü, ufak kalp çarpıntısı-kalp hastalığı, ateşin çıkması-bulaşıcı hastalıklar olduğunu düşünerek paniğe kapılıyorlar.
- Siberkondri, bedensel duyumların farklı yorumlanmasıyla ortaya çıkan korku ve endişe olarak tanımlanan hipokondri kavramının çevrimiçi ortamlara yansımış hali olarak görülebilmektedir. Bireyler çevrimiçi ortamlarda sağlık bilgilerine kolayca erişebilir hale gelmektedirler. Ancak belirtileri yanlış yorumlayarak veya yanlış bilgilere erişerek sağlığını da olumsuz etkileyebilmektedir.
- Siberkondri Şiddeti Ölçeği’ adı altında bilimsel araştırmalarda bir teknik olarak kullanılan bir ölçek bile geliştirilmiştir.
İşte, işin kolayına kaçma çabamızın başımıza açtığı yeni bir hastalık durumu. Bilginin hazmedilmeden, içselleştirilmeden, kolayca elde edilmesi ve en kötüsü ise bu bilgiyle amel edilme çabası. Bu yolun bir usul olmadığını, malumat ile bilgi elde etmenin farklı şeyler olduğunu, yılların birikimi olan uzmanlığa saygı göstermemiz gerektiğini anlamak önemli bir erdem. Aynı zamanda kendimizi yanlıştan koruyan bir hususiyet.
11 Mart 2019 Pazartesi