Giriş: 07.02.2018 - 00:00
Güncelleme: 21.10.2022 - 10:24
AHMET EMRE BİLGİLİ

AHMET EMRE BİLGİLİ

Büyük Usta Mimar Sinan’ı bugün hâlâ konuşuyor isek birçok sebebe dayandığındandır. Eserlerinde estetik boyut öne çıkmasaydı sadece devasa yapılar inşa etseydi hatırlamamak üzere unutup gitmiştik.

İstanbul için yıllardır konuştuğumuz Kanal İstanbul projesi, nihayet ete kemiğe bürünüyor. Güzergah netleşti ve böylece bir anlamda dedikodu faslı sona erdi. Kanal İstanbul’un bu eşsiz şehir için küresel bir proje olduğu ve şehre bu anlamda değer katacağına kimsenin şüphesi yok. Nasıl ki bazı ülkeler açısından üçüncü havalimanı küresel kıskançlığa yol açtıysa, bu proje de ilerledikçe tartışılacak, konuşulacak ve değer yaratıcı hüviyeti olacak.

Kanal İstanbul’u aslında marka ve değer üreten bir üst proje olarak görmek gerekir. Zira güzergahı boyunca doğrudan veya dolaylı ilişki içinde irili ufaklı birçok proje yer alacak. En önemli katkısı ise Boğaziçi’ni bugünkünden daha değerli hale getirecek. Yoğun deniz trafiği nedeniyle etkinliklerde sıklıkla kullanamadığımız Boğaziçi’ni, Kanal İstanbul’un faaliyete geçmesi ile birlikte azalacak trafik nedeniyle her türlü ticari, kültürel ve sanatsal etkinlikte kullanma durumu ortaya çıkacak. Ama projeye en çok değer katacak iş, güzergah boyunca var olan kültürel miras konusunda hassasiyet göstermemiz ve bunu bütün dünya kamuoyuna duyurmamız. Öncelikle uzmanlarımız bunun envanterini çıkarmalı. Bildiğimiz kadarı ile güzergahta en önemli iki kültürel miras; Bathenoa kazı alanı ve antik bir mağara olan Yarımburgaz mağaraları. Bu iki değerimiz hakkında kısaca bilgi verelim.

Yarımburgaz mağarası, 700-1000 metre uzunluğunda içinde kültürel miras olan bir mağara. Yakın geçmişte Türk sineması burayı maalesef tahrip ederek kullanmış. Artık burası kenar bir semtte değil şehrin orta yerinde kalmış. Kanal İstanbul ise tam olarak önünden geçiyor. Dolayısıyla proje vesilesi ile burası gezilebilir bir konuma getirilerek ziyarete açılmalı. Koca bir şehrin sakinleri de ‘mağara ne demek’ gezerek görmüş olur. Yapılacak iş; temizlik, ışıklandırma, gezilebilir kılma ve çevresinde koruma yönünde bir proje yürütmek.

Bathenoa ise 2006’dan beri devam eden geniş ve zengin bir arkeolojik kazı alanı. Kazı başkanı sıfatıyla bu çalışmaları Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığındaki bir ekip yürütüyor. Burası Küçükçekmece Gölü’nün Avcılar tarafındaki kıyıda geniş bir alanı kapsıyor. Potansiyel çok zengin olduğu için kazının daha uzun bir dönem devam edeceği anlaşılıyor. Bütçe ve iklim şartlarından dolayı sadece yaz aylarında devam edilebilen kazı çalışmalar proje vesilesiyle daha geniş bir zamana yayılabilir. Burası hem yeni bir arkeoloji müzesine dönüştürülebilir hem de kazı alanı ziyarete açılabilir. Böylece projenin kültürel miras ayağı ciddi bir değer katar. Bir de bunun üzerinden halkla ilişkiler yani PR dediğimiz çalışmalar yapılırsa dünya kamuoyu projeyi daha bir ciddiye alır ve saygı uyandırır.

Bir bütün olarak Kanal İstanbul projesinin çok başarılı olabilmesi için hem bu kültürel miras boyutunun bu vesile ile değerlendirilmesi hem de yeni Boğaziçi’nin estetik yönünün kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Bunun için de projeye kreatif açıdan katkı yapabilecek kültür sanat insanlarının projede yer alması sağlanmalı. İstanbul’un saygı uyandıran tarihi ve estetik geçmişine de çok uygun düşer. Gelecek kuşakların bu projeyi İstanbul’un ruhuna uygun görmeleri oldukça önemli. Bu açıdan söz konusu hassasiyet mutlaka gösterilmeli.