Hakan  GÜLDAĞ

Hakan GÜLDAĞ

Diğer Yazıları

İngiltere karıştı. İngiliz siyaseti ve toplumu en çalkantılı dönemlerinden birini yaşıyor. ‘Demokrasinin beşiği’ kabul edilen adada adeta bir kaos ortamı yaşanıyor. ‘Darbe’ nidaları, milletvekili ihraçları, sertleşen sokak gösterileri...

Muhafazakar Parti lideri David Cameron’un ülkenin başına gelecekleri hiç mi hiç hesaplamadan, İngiltere’nin Avrupa Birliği üyeliğini referanduma sunmasıyla başlayan süreç sadece ülkeyi değil, tüm dünyayı etkileyen bir kaos ve belirsizlik kaynağı oldu.

2016’da yapılan referandumdan yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile alınan ‘Brexit’ yani ‘Britanya’nın AB’den çıkması’ kararı üzerinden 3 yıl geçti. Bu süreçte dengeler de değişti. Kimi yorumculara göre referandum sonrasında adeta ‘duvara çarptığı’ belirtilen İngiliz ekonomisinde büyüyen endişeler Brexit kampında da önemli değişiklikler yaşanmasına neden oldu. Son anketlere bakarsanız, Brexit’in yol açabileceği, ekonomik ve toplumsal sıkıntılar giderek artan sayıda vatandaşın fikir değiştirmesine de yol açtı.

Endişeler ekonomi ile de sınırlı kalmadı. İskoçya, gerekirse Birleşik Krallık’tan bağımsız olarak Avrupa Birliği üyesi olarak kalma niyetini açık biçimde beyan etti. Keza Galler de... Bu süreçte İrlanda’da çatışmalar da yeniden alevlendi.

★ ★ ★

Bugün gelinen nokta bu değişimi yansıtıyor. Son oylamalarla birlikte İngiltere Parlamentosu’nda Brexit konusunda ipler muhalefetin eline geçmiş görünüyor. Brexit ile ilgili tepkilerden başlayan Başbakan Boris Johnson, parlamentoyu bir anlamda devre dışı bırakmak istiyordu. Bunu kısmen başardı da... Kraliçe’nin de onayıyla 9 ila 12 Eylül arasında bir tarihte parlamentonun çalışmaları askıya alınacak. Parlamento ancak 14 Ekim’de tekrar çalışmaya başlayacak.

Başbakan Johnson bu süreçte Brexit dışındaki alanlarda yasal düzenlemeler yaparak değerlendirmeyi istiyordu. Ancak muhalefet, kararı ‘İngiliz usulü darbe’ olarak niteledi. Muhafazakar Parti’nin kimi milletvekillerinden de destek aldı. Yeterli çoğunluğu sağlayarak, Brexit takviminin kontrolünü Johnson hükümetinden alarak parlamentoya verdi. Böylece Başbakan Boris Johnson’ın elinden anlaşmasız ayrılık seçeneği alındı.

★★ ★

Bütün bu gelişmeler İngiliz ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor. Her ne kadar Başbakan Boris Johnson ‘abartılıyor’ dese de, İngiltere’nin Avrupa Birliği ile anlaşma yapmadan üyelikten ayrılmasının handikapları iş dünyasını endişelendiriyor.
Anlaşmasız Brexit’in Türkiye’yi de en azından ilk etapta, olumsuz etkileyeceği kesin. Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan, İngiltere’nin AB’den ‘anlaşmasız’ ayrılması durumunda Türkiye’nin 3 milyar dolarlık ticari zarara uğrayabileceğini açıkladı.
Pekcan’a göre zarar özellikle çelik, otomotiv ve tekstil gibi sektörlerde hissedilecek. Ticaretimizin otomotiv sektöründe 2 milyar dolar, tekstilde 1.3 milyar dolar, elektronik ve beyaz eşyada ise 500 milyon dolar kadar etkilenmesi bekleniyor.

Brexit’in gerçekleşmesi halinde Türkiye, İngiltere ile en kısa sürede bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalamayı hedefliyor. Bu konuda taraflar arasında zımni bir mutabakat da var. Ancak henüz bir adım atılmadı.

Oysa İngiltere şimdiden Brexit sonrasına hazırlık çerçevesinde AB dışındaki birçok ülkeyle STA imzalamaya başladı. Türkiye’nin ise AB ile anlaşmaları ve Gümrük Birliği çerçevesinde eli kolu bağlı. Anlaşmasız bir Brexit, İngiltere’nin Gümrük Birliği’nden de derhal ayrılması anlamına geldiği için ihracatçılarımız bir anda İngiliz gümrüklerinde yüksek duvarlarla karşılaşabilir.

Ticaret Bakanlığı, Brexit sonrası yaşanabilecek sıkıntılara karşı bir çalışma grubu kurdu. Ancak Türk firmalarının genel olarak Brexit hakkında yeterince bilgilendirildiğini söylemek zor. Süreç ve muhtemel sonuçlarla ilgili bilgi verilmesi özellikle bu pazarla ilgili firmalarımız için kritik önemde...

ANLAŞMASIZ BREXİT İHTİMALİ AZALDI

Son oylamalarla birlikte Brexit‘in anlaşmasız olma ihtimali azaldı. İngiltere’de bir genel seçime gitme ihtimali ise arttı.

Muhafazakar Parti’nin yeni lideri, İngiliz toplumunun çoğunluğunun hâlâ Brexit’ten yana olduğunu düşünüyor. Hesaplarını da bu konuda çok net bir mesaj vererek Brexit referandumdan sonra yarım kalan işi bitirmek üzerine yapıyor. Johnson ve taraftarlarına göre, bu krizin sonunda erken seçime gidilecek. Seçim sonucunda da Muhafazakar Parti yeniden hükümetin eline geçmiş olacak.

Tabii evdeki hesabın çarşıya uymama ihtimali de yüksek. Son dönemde Jeremy Corbyn liderliğinde güç kazanan İşçi Partisi de seçimleri kazanabilir. Uzmanlara göre, İşçi Partisi’nin seçimleri kazanması halinde İngiltere daha farklı bir yola girer.
Bir başka ihtimal ise erken seçimlerde hiçbir partinin çoğunluğu elde edememesi. Bu durumda ise İngiltere çok daha büyük bir belirsizlik süreci içine girecek. Kriz devam ettikçe Birleşik Krallık sakinleri arasındaki kutuplaşmanın da artmasından korkuluyor.

İNGİLTERE İLE TİCARET HACMİMİZ 20 MİLYAR DOLARA GİDİYOR

İngiltere, Türkiye’nin çok önemli bir ticaret ortağı... İngiltere ile ticaret hacmimiz 2018 yılı itibariyle 18.5 milyar dolara ulaştı. Bu hacmin yaklaşık 11 milyar doları ihracat, 7.5 milyar doları da ithalat. İngiltere, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke. Avrupa’da ticaret fazlası verebildiğimiz nadir ekonomilerden biri. İngiltere ile Türkiye ticari ilişkilerinde yatırım boyutu da önemli. Karşılıklı yatırımların toplamı 10 milyar doları aşmış durumda. Buna üçüncü ülkelerden gelen yatırımlar dahil değil.
Yine de İngiltere’nin yurt dışındaki yatırımları ile kıyaslandığında arzu edilen seviyenin çok altında kaldığımız söylenebilir.

Son açıklanan ‘İhracat Master Planı’nda da 17 hedef ülke arasında İngiltere de yer alıyor. İngiltere’nin hedef ülkeleri arasında da Türkiye var. Brexit sürecini ticari ilişkilerimizi zarar görmeyecek şekilde geride bırakabilirsek, iki ülke arasındaki ticaret hacminin rahatlıkla 20 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ayrıca bu ülkeyle özellikle teknoloji alanında işbirliklerinin artan bir ivme ile gerçekleştiğini de görüyoruz.

İNGİLTERE’DE ERKEN SEÇİME DOĞRU MU?

Tabii, başbakan da olsa Boris Johnson istedi diye erken seçime gitmek mümkün değil. Gidilebilmesi için parlamentoyu oluşturan 650 İngiliz milletvekilinin üçte ikisinin oyu gerekiyor. Brexit’e ilişkin oylamalarda muhalefet ile birlikte hareket eden milletvekillerinin ihraç edilmesiyle birlikte Muhafazakar Parti’nin parlamentoda çoğunluğu yok. Bir erken seçim kararı için İşçi Partisi’nin desteği gerekiyor.

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn ise geçen hafta parlamentoda Boris Johnson’ın 15 Ekim’de erken seçim istediği, ancak oylama sonucunda reddedildiği Çarşamba akşamı söylediği gibi “Önce anlaşmasız Brexit’i rafa kaldıran yasayı geçirin, sonra seçim olabilir” çizgisinde duruyor. Siyasi analistler, Corbyn’in Johnson’ın 31 Ekim’den önce seçime gitmesine izin vermeyeceği görüşünde...

BREXİT’DEN KAYNAKLANAN EKONOMİK ENDİŞELER ARTIYOR

Brexit’e dair belirsizliklerin içinde hâlâ net olan tek tarih 31 Ekim. Mevcut koşullar altında İngiltere 31 Ekim’de ama anlaşmalı ama anlaşmasız Avrupa Birliği’nden ayrılacak. Ancak bu tarih de şu anda bir öngörü olmanın ötesine geçemiyor.

Çünkü, muhalefet partilerine mensup parlamento üyeleri ve de iktidardaki Muhafazakar Parti’de bir anlamda isyan bayrağı açmış olan parlamento üyelerinin desteği ile 299’a karşı 327 oyla Avam Kamarası’nda kabul edilen yasa tasarısı, 31 Ekim’e kadar AB ile herhangi bir anlaşmaya varılmazsa, Brexit’in 31 Ocak 2020’ye kadar ertelenmesini öngörüyor.

4 Eylül’de Avam Kamarası’ndan geçen yasa Lordlar Kamarası’nın da onayını alması durumunda 9 Eylül haftasında büyük ihtimalle yasalaşacak.

İngiltere Parlamentosu’nun pek çok üyesi AB ile ayrılığın olası sonuçlarından da tedirgin. Ayrılığın ardından gümrük, ticaret, serbest dolaşım gibi alanlar başta olmak üzere İngiltere ve AB arasındaki düzenlemelerin nasıl yapılacağı da belirsiz.

Çerçeve bile olsa henüz bu konuda bir anlaşmaya da varılmış değil. Üstelik İngiltere Parlamentosu’nun birçok üyesi AB ile yeni bir anlaşma yapmak için zaman kalmadığı görüşünde. Anlaşma olmadan gerçekleşecek bir Brexit, İngiltere’nin Gümrük Birliği’nden de hemen ayrılması anlamına gelecek. Bu da İngiliz ekonomisini olumsuz etkileyecek. Özellikle gıda ve tıbbi malzeme tedarikinde sıkıntılar yaşanmasından da endişe ediliyor.

06 Eylül 2019 Cuma