FATİH OKTAY
Küresel güneş enerjisi sektöründe nereye baksanız Çin’i görüyorsunuz.
Çin, 2021 yılında yenilenebilir enerji üretim kapasitesini 135 GW artırdı. Artış ABD’de 36, AB’de ise 47 GW idi. Çin’deki artışın 50 GW üzerindeki bölümü güneş enerjisinde idi.
Dünyadaki kurulu güneş enerjisinden elektrik üretim kapasitesinin yüzde 36’sı Çin’de, yüzde 11’i ABD’de, yüzde 9’u Japonya’da, yüzde 7’si ise Almanya’da bulunuyor. Çin’de bu yılın ilk dört ayında bu alana 4 milyar ABD dolarının üzerinde yatırım yapıldı.
Kısacası, güneş enerjisinden elektrik üretiminde Çin açık ara başı çekiyor.
Çin, yalnız güneş enerjisinden elektrik üretimi değil, bunun için gerekli sistemlerin üretiminde de dünyada hakim konumda bulunuyor. Güneş enerjisinden elektrik üretimi için gerekli cihazların üretimi, transistör ve entegre devre çip üretimi ile aynı teknolojiye dayanıyor. Bildiğimiz kumdan çok saf silikon elde ediliyor, bunlardan güneş enerjisini elektriğe çeviren güneş hücreleri, bunlardan da güneş modülleri ve panelleri üretiliyor. Çin, dünya polisilikon üretiminin yüzde 70, güneş hücresi üretiminin yüzde 80, güneş modülü üretiminin yüzde 70 dolayında bir bölümünü gerçekleştiriyor.
DEVLET DESTEĞİ
Dünyanın en büyük 10 güneş paneli üreticisinden sekizinin merkezi Çin’de, birinin Kanada’da, birinin ise ABD’de. Kanada’da olan şirket Çin kökenli bir yatırımcı tarafından kurulmuş ve üretimini Çin’de gerçekleştiriyor. Çinli şirketlerin bu sektördeki hakimiyeti ucuz işgücüne dayanmıyor; sektör sermaye ve teknoloji ağırlıklı bir sektör, düz işçiliğin maliyetlerdeki payı ihmal edilebilir düzeyde. Başarı, üretim maliyetlerini hızla düşürmeyi sağlayan imalat sanayisi teknoloji ve becerileri yanında çok büyük bir pazar ve sektöre büyük destek sağlayan devlet politikalarına dayanıyor. Çevre ve temiz enerji, ülke yönetimi için temel öncelik haline gelmiş bulunuyor. Daha önce de ele aldığımız gibi ülke yönetimi, 2015 yılında Paris Anlaşması sürecinde ülke sera gazı salımlarını 2030 yılına kadar indirmeye başlama taahhüdünü vermişti. Bu taahhüt, 2020’nin sonlarında 2060 yılına kadar ülke karbondioksit salımlarını sıfırlama hedefiyle yükseltildi. Bu hedefler de temiz enerji kapasitesinin hızla artırılmasını gerektiriyor.
ÖNCELİK TEMİZ ENERJİ
Temiz enerjinin ülke yönetimi için öncelik haline gelmesinde birçok etken rol oynuyor. Çevre kirliliği ve küresel ısınmanın ülke insanı ve ekonomisine günümüzdeki ve gelecekteki zararlarından kaçınmak bunlardan biri. Bunda, ülke yönetiminin çevre korumayı artık ekonomik gelişmeyi engelleyici değil, tersine destekleyici olarak görmeye başlaması daha da önemli bir rol oynuyor. Ülke yönetiminin 2010 yılında açıkladığı desteklenecek öncelikli 7 sektörden enerji verimliliği-çevre koruma teknolojileri ile yeni enerji taşıt araçları olmak üzere 2’si, yeşil sanayi kapsamına giriyordu. Bu politikaların da katkısıyla Çin, 2010’lu yıllarda güneş ve rüzgar kaynaklı enerji üretim ürünlerinin dünyadaki en büyük yatırımcısı, üreticisi, kullanıcısı; dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi konumuna geldi. Bir diğer etken, Çin’in petrol ve gazda son derece dışa bağımlı hale gelmiş olması. Çin, kullandığı petrolün yüzde 70 dolayında bir bölümünü ithal ediyor; bu Çin ekonomisi için potansiyel bir istikrarsızlık kaynağı olduğu gibi stratejik de bir zayıflık oluşturuyor.
Bir de uluslararası saygınlık var. Dünya için yaşamsal önem taşıyan küresel ısınmayı önleme çabalarında önde giden ülkelerden olmak Çin için bu açıdan da önem taşıyor.
Çin’in bu nedenlerle sektöre yüklenmesi, dünya için hayırlı sonuçlar vermiş bulunuyor. Güneş enerjisi panelleri maliyetinin 2010 yılından sonraki 10 yılda onda birine inmesi, büyük ölçüde buna bağlı bulunuyor.
10 Haziran 2022 Cuma