Giriş: 23.05.2025 - 09:04
Güncelleme: 23.05.2025 - 09:04
AHMET EMRE BİLGİLİ

AHMET EMRE BİLGİLİ

Bu yazıda futbolcu kartlarının eğitimi nasıl desteklediğini ifade etmemiz beklenmiyor. Daha çok ortaokul yaşındaki öğrencilerin salgına kapıldığı bu durum tahmininizden öte bir yayılım gösteriyor. Bunu ortaokul kademesinde tanıdığı olanlar yakından bilir. Hem eğitim hem de ticari boyutu var. Popülaritesi çok yüksek. Etrafında büyük ve küresel bir ekonomi dönüyor. 


Futbolcu kartları aslında yeni bir husus değil, bizim çocukluğumuzda da vardı. Fakat o dönemde daha masumdu ve sadece bilgi ve taraftarlık üzerinden yürüyordu. Şimdi uluslararası boyutu, koleksiyonerlik, fiziki ve dijital oyun ve ticari boyutu yüksek kumara zemin hazırlayan bir sonuç gibi. 


Dünyada bu kartlar, çocuklar için oyuncak olmaktan daha fazlasıdır. Magic: The Gathering, Pokémon, Yu-Gi-Oh! gibi koleksiyon kart oyunları (TCG) bugün sadece oyuncuların değil, yatırımcıların ve koleksiyoncuların da gözdesi. Sadece 2023 yılında kart pazarının dünya genelindeki hacmi 15 milyar doları aştı. 


ABD’de her eyalette kart dükkânları bulunuyor; sadece New York’ta 100’den fazla TCG mağazası var ve her ay düzenli olarak turnuvalar, kart fuarları yapılıyor. Bu etkinliklere binlerce kişi katılıyor; bazıları turnuvada rekabet için bazıları ise nadir kartları görmek ya da alım-satım yapmak için. ABD’de bu iş neredeyse bir endüstri hâlini almış durumda. Kartların alınıp satıldığı devasa eBay pazarları, Discord grupları, koleksiyon uygulamaları ve hatta yatırım fonları bile var. Özetle, bu kartlar yalnızca oyun değil; bir kültür, bir aidiyet hissi. 


Peki, bu kadar insanı cezbeden nedir? İnsanlar çocukluklarındaki karakterleri yeniden ellerinde tutmak, bazen de bir ‘koleksiyonun parçası olma’ hissini yaşamak için bu salgına dahil oluyor. ABD’de birçok kişi kart biriktirmeyi ciddi bir uğraş hâline getirmiş durumda. Bazı Yu-Gi-Oh! kartları açık artırmalarda 100 bin dolara alıcı bulabiliyor. Sadece bir kartın değerlendirme puanı (PSA) birkaç basamak yüksek diye fiyatı katlanıyor. Koleksiyoncular bunları sigortalıyor, özel kutularda saklıyor. Bunlara astronomik bedeller ödeniyor. 


Brezilya ve dünya futbol tarihinin gördüğü en önemli yeteneklerden Pele'nin 1958 yılına ait çaylak kartı, 1 milyon 330 bin dolara alıcı bulabiliyor. Önceki rekor da 900 bin dolara satılan bir başka Pele kartına aitti. Toplam satışların yüzde 65’ini Kuzey Amerika oluşturuyor, Avrupa ve Asya Pasifik ülkelerinde de talep hızla artıyor.


Türkiye’de henüz bu kadar yaygın olmasa da 10-15 yaş arasında oldukça popüler. Bu aşırı ilginin farklı nedenleri var ve bunun bağımlılık düzeyine ulaşması mümkün. Cazibe nedenleri; eksik kartları tamamlama, sosyalleşme, rekabet ve statü ekseninde var oluyor.


Sürekli kart alımı yani para harcama ve takıntı düzeyi bağımlılığa yol açabilir. Arkadaşları kart biriktirirken kartlara sahip olamama duygusu, takas yapma tutkusu çocuklar için zor durumlar. Dijital kartlar, özellikle gençlerde hızla popülerlik kazanıyor. Bu dijital varlıklar koleksiyonculuğun yeni boyut kazanmasına da sebep oluyor. Kartlar hem fiziksel hem de dijital formatlarda piyasaya sürülüyor. 


Çocuklar arasında gündem bu kartlar üzerinden dönüyor. Kartına sahip olduğu bütün futbolcuların bilgisini ezbere biliyor çocuklar ve bir araya gelindiğinde de konuşmalar bunun üzerinden yapılıyor. Büyükler bu sebeple çocukların gündemine dahil olmakta güçlük çekiyor. Öncelikle bir amaca matuf olmayan bilgi yığını zihinleri meşgul ediyor. Diğer taraftan kumarımsı bir oyun yürüyor; çünkü her kartın göreli bir parasal değeri var. Böylece büyük kumarlar için meşruiyeti olan zemin koleksiyonerlik kılıfı altında zihinde hazırlanmış oluyor. 


En tehlikeli taraflarından biri bu. Çocuklarımızı her türlü lüzumsuz bilgi zemininden korumakla mükellefiz. Aile ve okulu bu anlamda kalemiz olarak görmek gerekir. Genç zihinleri faydalı işlere yönlendirmemiz gerekirken hiçbir bilgi değeri olmayan futbolcu kartları üzerinden gelen bilgiler fazlasıyla meşguliyet sağlıyor. Dünyanın hak ve batılın mücadele alanı olduğunu iyi biliyoruz ve yeni jenerasyonu bu sebeple küresel boş meşguliyetlerden korumalıyız.