Türkiye ekonomisinde makroekonomik dengeler içinde enflasyon, cari işlemler açığı ve bütçe, önemli ölçüde hedeflerinden uzaklaşmış durumda. Seçimler de geride bırakıldığına göre başta enflasyon olmak üzere makroekonomik dengelerdeki bozulmaları düzeltecek politika adımları hızla atılmalı. Bu çerçevede enflasyona ilişkin beklentileri ve politika yaklaşımlarını değerlendirelim:
1 - ENFLASYON ARTIŞ EĞİLİMİNDE
Merkez Bankası enflasyonda artış eğilimini son para kurulu toplantısında teyit etti. Merkez Bankası’na göre yakın dönemde maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklık, enflasyon üzerinde etkili oldu. Öte yandan, fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiği dikkat çekiyor. İç talep koşullarının etkisinin azalacağı öngörülmekle birlikte, enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor.
2 - MERKEZ BANKASI SIKI PARA POLİTİKASININ SÜRECEĞİNİ AÇIKLADI
Merkez Bankası bu çerçevede sıkı para politikasının uzun bir müddet korunmasının gerekebileceği değerlendirmesinde bulundu. Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler, yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecek.
3 - ENFLASYON HEDEFLEMESİNE DÖNÜLMELİ
Merkez Bankası mevcut sıkı para politikasının süreceğine ilişkin açıklamaları uzun süredir yapıyor. Ancak buna rağmen enflasyon beklentileri, aksine bozuluyor ve enflasyon da fiilen artıyor. Bu çerçevede Merkez Bankası mevcut para politikasının enflasyon üzerindeki etkisini analiz etmeli. Merkez Bankası yine öncelikle 2011’de bıraktığı enflasyon hedeflemesine geri dönmeli. Piyasalarda inandırıcılığını artırmalı. Piyasaya bıraktığı para miktarını kademeli olarak azaltmalı. Türk Lirası’na sahip çıkmalı. Ve gerekiyorsa şok faiz artışı ile enflasyonist beklentileri kırmalı. Bunlar olmadan sıkı olduğu şüpheli mevcut para politikasının enflasyon üzerinde çok etkili olamayacağı artık ortaya çıktı.
4 - ORTA VADELİ PROGRAM
Türkiye ekonomisinde mevcut sorunların çözülmesi için çok hızlı adımlar atılması gerekiyor. Bunun için hem ekonomi yönetiminde yeniden yapılanmanın tamamlanması bekleniyor hem de başta orta vadeli program olmak üzere hazırlıklar sürüyor. Ancak diğer yandan da artan döviz kurları, petrol fiyatları ve diğer maliyetler enflasyonda yukarı yönlü baskıya devam ediyor. Muhtemelen temmuz ayı enflasyonu çok yüksek gelecek. Henüz kamunun enerji zamları devreye girmedi. Firmalarda artan maliyetlerini tam olarak fiyatlarına yansıtamadı. Bu nedenle enflasyonla mücadelede yol gösterici olacak Orta Vadeli Program çok kısa süre içinde açıklanmalı.
5 - KAPSAMLI BİR İSTİKRAR PROGRAMI
Bugün bozulan makro dengeler ile yeniden içine düşük yoğunluklu olarak girdiğimiz yüksek enflasyon, yüksek kurlar ve yüksek faiz sarmalından çıkabilmek için kapsamlı bir istikrar programı uygulanması gerekiyor. Türkiye böyle bir programı 2002’de güçlü ekonomiye geçiş programı olarak uygulayarak ekonomide kalıcı istikrar ve hızlı büyümeyi sağlayabilmişti. Bugün de benzer bir yıllık bir istikrar programına ihtiyaç duyuluyor. Hazırlanan Orta Vadeli Program’ın ilk bir yılında böyle bir istikrar programı uygulanırsa ekonomide güven ve beklentiler hızla iyileşmeye başlayacak.
Son Söz: Reel sektör ve mali piyasaların gözü kulağı Orta Vadeli Program’da. Öncelikleri iyi bir program Türkiye’yi uçurabilir, aksi halde açılan avanslar tüketilmiş olur.