tatil-sepeti
Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Mahremiyet kavramına yüklenen anlamın ‘neden bu kadar farklı boyutları var ve neden bu kadar önemli’ sorusu üzerine hassasiyetle düşünmemiz gerekir. Diğer taraftan, toplumun sosyo-kültürel yanının gündelik hayatla olan bütün konularını biçimlendirdiğini görürüz. Bu çerçevede mahremiyetin; mimariden şehir planlamasına, evlilikten aile ilişkilerine, bağış sisteminden dijital alana kadar gündelik yaşamın her yanında var olduğunu ve bunun Türk kültürü açısından niçin özel bir önem taşıdığını iyi biliriz.

Mahremiyet kelimesinin anlam olarak farklılıklarına baktığımızda, en çok Türkçede ve kültür olarak Türklerde yoğunlaştığını görürüz. Bunun temel sebebinin gündelik hayatımızda bu kavramın çokça yer almasıdır. Elbette her kültürde özel hayata ilişkin bir duyarlılık var ama bizdeki girift yoğunluk hiçbir kültürde yoktur. Daha doğrusu bu kavram ile bizim kadar hemhâl olmuş başka bir toplum da yoktur desek yanlış olmaz.

YENİ ŞEHİR MİMARİSİ

Çıkmaz sokaklara bakalım, mahremiyeti görürüz. Daha çok, eskiden kalma şehir yerleşimlerinde görülen bu sokakların en büyük cazibesi, mahremiyeti barındırmasıdır. Çocuklar için güvenli bir oyun alanı olması, dışardan gelenlerin ve komşuların mahremiyete dikkat kesildiği, merkezinde bu kavramın olduğu çıkmaz sokaklar aslında bize ait bir icat sayılır. Problem; neden bu anlayışı yeni şehir mimarisinde güncelleyemediğimizde yatar.

Osmanlı Türk mimarisine bakalım, mahremiyeti yaşarız. Şehir mimarisinden sokak ve konut mimarisine kadar mahremiyetin izlerini görürüz. Konakların kapısından balkon ve pencerelere kadar detaya baktığımızda, mahremiyetin mimariyi nasıl biçimlendirdiğine tanık oluruz. Boğaziçi’ne dikkat kesildiğimizde bitişik nizam yalılar değil, ayrık nizam yalıların bize ait olduğuna şahitlik ederiz.

Evliliğe, aileye ve akrabalığa baktığımızda da mahremiyeti görürüz. Aile üyeleri ve akrabalar arasındaki ilişkilerde mahremiyetin varlığı özel bir önem taşır. Aileyi; örten, koruyan, kollayan ve bütünleştiren bir muhteva kazanır bu kavram.

Hastanelerimize bakılırsa orada da mahremiyeti görürüz ve biz kültür olarak hasta mahremiyetine özel bir önem veririz. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, hasta bakıcılarımız ve tüm personel bu konuda tam bir itina içinde olurlar.

Özel eğitim gerektiren çocuklarımızın eğitiminde mahremiyet yaklaşımı önem arz eder. Zeka potansiyeli yüksek çocuklarımızın ifşa edilmeden eğitim süreçlerini tamamlamaları da bu açıdan stratejiktir.

DİJİTAL DÜNYADAKİ GİZLİLİK

Dijital alana baktığımızda da mahremiyeti merkezde görürüz. Aslında dijital dünyadaki kişisel gizlilik, en güncel mahremiyet problemi olarak karşımıza çıkar. Fakat hepimizin bildiği gibi dijital alem, mahremiyeti tam olarak görmezden gelen bir anlayışa sahiptir. Aslında mahremiyet en çok da bu dünyaya gereklidir. Kişisel özel alanın istismarı o kadar çok ve yaygın ki, bu alanda nasıl ilerlenir bilinmez.

Bağış sistemine baktığımızda da mahremiyeti görürüz. Veren eli alan elin görmemesi ilkesi, sadaka taşı uygulaması, günümüzdeki yardım kuruluşlarımızda var olan anlayış, büyün iyiliklerin ve uygulamaların özündeki felsefe mahremiyettir.

Bu örnekleri arttırmak mümkün. Dini kurallar ve geleneklerimiz tarafından oluşturulan/inşa edilen mahremiyet anlayışımızın değerini bilmemizde büyük yarar var. Mahremiyet, gündelik hayatın her alanında özenle gözetilmesi gereken bir unsurdur. Bizim gündelik yaşantımıza özgünlük katan, değer yaratan, anlamlandıran, temel hak ve hürriyetlerden kabul edilir. Toplumda var olan mahremiyet kurallarına riayet ettiğimizde gündelik hayatın daha düzenli bir seyir takip ettiğini görürüz. Mahrem olana ilişkin meraklar da ancak bu şekilde korunabilir.

17 Aralık 2021 Cuma