Geçtiğimiz hafta ülkemizin asırlık kurumu olan Türkiye Turing Kurumu’nun düzenlediği elektrikli araçlarla ilgili uluslararası bir program oldu. Programda tarafımızdan yapılan açılış konuşmasını müteakip ülkemizden Voltify kurucusu Mehmet Yiğit’in elektrikli araçlar ve Türkiye pazarı, Fransa’dan Mobilite Club France Danışmanı Christian Scholly’nin Fransa’daki elektrikli araçlar ve Kanada’dan Kristine D’Arbelles’in Kanada’da elektrikli araç sürücülerinin deneyimlerini inceleyen araştırma sonuçlarına ilişkin sunumlarını dinledik. Sonrasında da katılımcıların Togg da dahil 26 farklı elektrikli araç modellerini Turing Kampüsü’nde deneyimlediği bir etkinlik oldu. Bu arada Cumhurbaşkanımızın New York’ta Tesla’nın kurucusu Elon Musk’la görüşerek, Tesla’nın 7. fabrikasını Türkiye’de kurma daveti yapması, ülkemizin elektrikli araçlar konusundaki kararlılığını bir kez daha net olarak ortaya koydu ve akıllı cihazlar yeniden toplumun gündemine geldi.
Bilindiği üzere hikaye, Türkiye’nin elektrikli otomobili olan -onların deyimi ile akıllı cihaz- Togg, pazara girdikten sonra başladı ve bu piyasa çok canlandı. Bunu müteakiben elektrikli araç markaları da ardı ardına hızlı giriş yaptı. Küresel pazarın lideri olan Tesla, şirket politikası gereği ülke satış raporlarını açıklamıyor ama özellikle İstanbul’da çok satıldığı belli. Çin, bu konuda epeyce ileri gitmiş durumda. Gümrük uygulanmasa dünya pazarında söz sahibi olacaklar. Ölçek küçük olsa da kullanım açısından Norveç yüzde 88’e ulaşmış. Birçok ülke bir ölçüde elektrikli cihaz kullanımına geçmiş. Biz de Togg’la hızla giriş yaparak çok yakında bu alanda söz sahibi bir ülke haline geleceğiz. Gidişat da teveccüh de bunu gösteriyor.
KRİTİK EŞİK YÜZDE 5
Şüphesiz ki, işleyişi farklı bir aracın pazara girmesinin doğal zorlukları bulunur. Araca, kullanımına, bataryasına, lojistiğine, kısaca yeniliğine ilişkin tereddütler olmasından daha doğal bir husus olamaz. Uzmanlar bu konuda kritik eşiğin yüzde 5 olduğunu söyler.
Bu oranı yakalayınca lojistiği ve bileşenleri açısından piyasada tehlike kalmaz ve hızla dönüşür yargısı var. Daha çok algılar üzerinden yürüyen araç sahibi olmaya yönelik endişeler de bu süreçte kaybolmaya başlar ve yerini güvene terk eder. Aracı kullandıkça da endişeler ortadan kalkar.
Muhtemelen dünyada ilk olan Kanada’da elektrikli araç kullanıcıları ile yapılan geniş çaplı araştırma neticeleri de bir fikir ortaya koyuyor. Bu araştırmaya göre; birden fazla araç sahibi olanlar yüzde 67 oranında gündelik işlerde ve şehir içinde elektrikli aracı kullanıyor. Çoğunluk sürüş keyfinin daha iyi olduğuna inanıyor. Her 10 kişiden 9’u sürüşü daha çok sevdiklerini, yüzde 92’si daha sessiz olduğunu, yüzde 95’i daha ekonomik olduğunu belirtiyor.
DAHA TEMİZ BİR ÇEVRE
Tüm bunlarla birlikte geleceğe ilişkin küçük bir projeksiyon yapmak gerekirse; 2023 yılı sonunda dünyada satılan her 5 araçtan biri elektrikli olacak. Trafikteki araçların; ABD’de yüzde 8’i, AB ülkelerinde yüzde 23’ü, Çin’de yüzde 30’u ve ekstrem bir örnek olarak Norveç’te yüzde 88’i elektrikli araçlardan oluşuyor. Ülkemizde ise şirket politikası gereği ülke bazında açıklanmayan Tesla satışı dahil olarak 2023 rakamı 23 bin 656. Bu oran, yüzde 3.87’ye tekabül ediyor. Yani ülkemizde kritik eşiğin aşılmasına çok az kalmış ve hızla kapanıyor.
Aslında elektrikli araçların adaptasyon sürecine katkı vermek demek çevre dostu mobilite çözümlerinin gelişimine ve uygulamasına katkı sağlamak anlamına gelir. Bu da zararlı emisyon üretmedikleri için benzinli ve dizel araçlara göre daha çevre dostu olduklarına, dolayısıyla da ortak geleceğimiz ve yararımız için kullanımı artırmamız gerekiyor.
Netice olarak yazı başlığına dönecek olursak, elektrikli araçların sempatik gelmesi ve hızla yaygınlaşmasının altında; petrole bağımlılıktan kurtulma, petrol üreten ülkelerin tavırlarına olan tepki, daha temiz bir çevre talebi, yollarımızda daha çok sessizlik, daha ekonomik olma gibi sosyolojik açıdan masum ve haklı talepler var.
Pandemi döneminde araçları kullanmadığımızda havanın ne ölçüde temizlendiğini hatırlayalım. Acaba elektrikli araçlar bize temiz havamızı yeniden verebilir mi?
25 Eylül 2023 Pazartesi