tatil-sepeti
Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

DR. CAN GÜRLESEL

Ekonomilerde ve işlerde 2022 yılına büyüme beklentileri ile girmeye hazırlanırken, salgında ortaya çıkan yeni varyant endişe yarattı. 2022 ana senaryosunda değişiklik olursa ihracata dayalı hızlı büyüme sürecine giren Türkiye için de yavaşlama kaçınılmaz olabilir.

1. TÜRKİYE EKONOMİSİ İHRACATA DAYALI HIZLI BÜYÜYOR

Türkiye ekonomisi, pandemi sonrasında hızlı bir büyüme sürecine girdi. Büyümede en önemli etken, pandemi sonrası oluşan koşullarda Türkiye’ye yönelik artan tedarik talebi oldu. Buna bağlı olarak ihracatta ve sanayi üretiminde yüksek büyümeler yaşanıyor. Özel sektörün yeni kapasite ve modernizasyon yatırımları da hareketlendi. Yine istihdamda artışlar yaşanıyor. Türkiye, bu yılı çift haneli bir ekonomik büyüme ile kapayabilecek.

2. YENİ VARYANT EKONOMİLERİ YAVAŞLATIRSA İHRACATIMIZ OLUMSUZ ETKİLENİR

Küresel ekonomide 2022 yılında toparlanmanın sürmesi, Türkiye’ye yönelik ilave tedarik talebinin devamı açısından çok kritiktir. Küresel ekonomide 2022 yılına ilişkin toparlanma iyimserliği son zamanlara kadar korunuyordu. Aşılama ile salgının kontrol altına alınması iyimserliği mevcuttu. Ancak salgında Omicron adı verilen yeni varyant, yeniden salgın riskini artırdı. Birçok ülkede başlayan kısıtlamaların ve sınırlamaların uzun sürmesi halinde ekonomiler yeniden olumsuz etkilenecek. Küresel ekonomide halen süren tedarik sıkıntıları, üretim gecikmeleri, yüksek enerji, navlun ve emtia fiyatları gibi sıkıntılara yeni kapanmaların eklenmesi ve bunun yüksek enflasyon ile birleşmesi, ekonomiler için büyük sıkıntı yaratabilecek. Yeni varyant, ihracat ve ticaret kanalı ile Türkiye’nin hızlı büyümesini de yavaşlatabilecek.

3. ENFLASYON VE MALİYET ARTIŞLARINI KONTROL ETMELİYİZ

Ekonomide yaşanan enflasyon, en önemli sorun olmaya devam ediyor. Enflasyon, iki yönü ile etkili oluyor. Özellikle yaşanan hayat pahalılığı tüm hane halklarını ve çalışanları olumsuz etkiliyor. Diğer yandan enflasyon tüm üreticiler ve işletmeler için artan yükler oluşturuyor. Enflasyonun bu etkilerinin kısa sürede ortadan kalkması da beklenmiyor. Diğer yandan, son dönemde benimsenen yeni ekonomi politikası ile de Merkez Bankası faiz oranlarını indirmiyor. Ancak bu faiz indirimleri, Türk Lirası’nda yüksek dalgalanmalara ve değer kayıplarına yol açıyor. Piyasalarda yaşanan bu dalgalanmalar iş yapma yetisini de sınırlıyor.

Öngörülebilirlik azaldı. Yeni ekonomi politikası uygulamaları sonrası tüm fiyatlarda yeni dengeler kurulacağı anlaşılıyor. Ancak yeni dengelerin sağlıklı ve sürdürülebilir olması çok önemli. Özellikle TL’nin değer kaybı ve artan enflasyonun kontrolü için ilave tedbirler alınmalı.

4. EKONOMİDE YENİ POLİTİKALARIN YARATTIĞI BELİRSİZLİK AZALTILMALI

Yine ekonomideki yeni politika yaklaşımı ile ortaya çıkan dalgalanma ve belirsizlikler de kısa sürede giderilmeli. Nitekim işletmelerimiz 2022 yılı bütçe hazırlıkları aşamasında. Ancak mevcut belirsizlikler ile öngörülebilirlik azaldı. Bütçe hazırlıkları ötelendi. İşletmeler önceliklerini mevcut piyasa koşullarına uyum sağlamaya veriyor. Piyasadaki belirsizliklerin azaltılması için güven artırıcı tedbirlere ihtiyaç bulunuyor. Enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında asgari ücret başta olmak üzere çalışanların ücretlerinde yüksek artış talepleri ve beklentileri ortaya çıktı. Ücretlerde hakkaniyetli bir artış hem çalışanları rahatlatacak hem de işgücü verimliliğini koruyacak. Ancak ücret artışlarının diğer yüzü işletmelere olan maliyetlerdir. Çalışma barışının korunabilmesi ve işletmelerin devamlılığı için işgücü üzerindeki yüklerin azaltılarak ücret artışlarına gidilmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde üretim, istihdam ve çalışma hayatı kayıplara uğrayabilecek. Asgari ücret ve diğer ücretler üzerindeki gelir vergisi yükünün azaltılması sağlanmalı.

SON SÖZ

Yüksek enflasyon yaşıyorken salgında yeni dalga ekonomiyi yavaşlatırsa stagflasyon sürecine girebiliriz.

03 Aralık 2021 Cuma