Yılın ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyetler yavaşlarken, birçok ekonomik göstergedeki bozulma da devam etti. Bu çerçevede ekonomide bir an önce gerekli politikaları uygulayarak hem istikrarı yeniden sağlamalı hem de sürdürülebilir büyüme için gerekli koşulları oluşturmalıyız.
1 - Sanayi faaliyetleri
Ekonomik büyümenin en önemli unsuru olan sanayi faaliyetlerini ölçen PMI verisi, haziranda 46.8 düzeyinde gerçekleşerek imalat sektöründeki ivme kaybını ortaya koydu. Bu gerileme, büyük ölçüde talep tarafındaki daralmadan ve olumsuz mali piyasa koşullarından kaynaklandı. Hem iç hem de dış kaynaklardan alınan yeni siparişlerdeki yavaşlama ivme kaybında etkili oldu. Buna bağlı olarak imalat sektöründe üretim ikinci çeyrekte ivme kaybetti. Fiyat cephesinde ise döviz kuru gelişmelerinin etkisiyle artan maliyet yükleri imalat sektörünün girdi maliyetlerinde yüksek oranlı artışa neden oldu. Sanayi kesimi faaliyetlerinde hem ivme kaybı yaşanıyor hem de mali yapılar zorlanıyor.
2 - İhracat artışı
Haziran ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artarak 12.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylelikle yılın ilk yarısında ihracat yüzde 7.4 artışla 81.9 milyar dolara ulaştı. Ancak yılın ilk yarısında aylar itibariyle ihracat artışı oldukça yüksek başladı, mayıs ve haziran aylarında ise ivme kaybetti. Mayıs ayında ihracat artışı yüzde 12.2 olurken, artış haziran ayında yüzde 5.0’a kadar geriledi. Birçok sektörde ihracat artışı haziran ayında düştü. İhracat artışında da ivme kaybı yaşandığı görülüyor. Mali göstergelerdeki bozulmalar ile dış talepteki yavaşlama ihracat performansını yavaşlatıyor.
3 - İç talepte yavaşlama
Mayıs ve haziran aylarında perakende satışlar beklentilerin altında kalırken, dayanıklı tüketim malı talebi de oldukça yavaşladı. Konut sektöründe mayıs ayı iyi geçerken haziran ayında yeniden gerileme yaşandı. Otomotiv satışlarında ise haziran ayında önemli bir düşüş gerçekleşti. ODD verilerine göre satışlar haziran ayında bir önceki yıla kıyasla yüzde 39 azaldı. Otomobil satışları, bu zaman dilimi içerisinde 2017 Haziran’ına kıyasla yüzde 37.7 düşerken, hafif ticari araç satışları da yüzde 43.9 geriledi. Bu yavaşlama ve gerilemeler karşısında iç talebi yeniden hareketlendirmek için ekonomide ve mali göstergelerde yeniden istikrarın tesis edilmesi gerekiyor.
4 - Enflasyon
Haziran ayı itibariyle yıllık üretici fiyatları artışı yüzde 23.71’e yükseldi. Tüketici fiyatları yıllık olarak yüzde 15.39 yükselirken, çekirdek enflasyon da yüzde 14.6 artış gösterdi. Böylece enflasyon verileri 2003’e geri döndü. Özellikle döviz kurları ve maliyet artışları üretici fiyatlarında artışları kaçınılmaz kılıyor. Tüketici fiyatlarında da tüm alt ürün gruplarında artışlar yaşanıyor. Enflasyon ile mücadelede bir an önce çok daha radikal tedbirler alınması gerekiyor. Aksi takdirde enflasyon artışı hızlanarak sürecek.
5 - Türk Lirası faiz oranları ve Türk Lirası’nda normalleşme gerekiyor
Türk Lirası faiz oranları krediler tarafında yüzde 20’leri aşmış olup, reel sektör firmalarının mali yapılarını ve kârlılıklarını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Türk Lirası kredi faiz oranlarının ulaştığı bu seviyelerde reel sektör firmalarının kredi kullanması ve iş yapması neredeyse olanaksız hale geliyor. Türk Lirası’nda da değer kaybı baskısı sürüyor. Ekonomi çok hassas bir noktada olup olumsuz en ufak bir gelişme TL faizlerde artışa yol açıyor, Türk Lirası’nda da değer kaybına neden oluyor. Bu nedenle ekonomide makro dengelerdeki ve mali göstergelerdeki bozulmalar bir an önce giderilerek TL faizlerde ve Türk Lirası’nda normalleşme sağlanmalı.
Son söz
Bir yıllık bir istikrar programı bir an önce uygulanırsa hem ekonomide dengeler yeniden sağlanır hem de sürdürülebilir büyümeiçin uygun koşullar sağlanmış olur.
09 Temmuz 2018 Pazartesi