PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ
Diplomasinin sahadaki uygulayıcılarının başı olan büyükelçiler gözüyle bakıldığında sivil-resmi sahada olan aktörler önem taşır.
Sahadaki kuruluşlar, onların çalışmaları ve şüphesiz ki neticeleri açısından yaptıkları dikkatle takip edilir. Eğitim, kültür, sanat, spor, ticaret, siyaset, sosyal yardım gibi. Bir büyükelçi sahada var olan güçlü aktörlere sahipse; ilişki geliştirme, itibar kazanma ve iş çevirme kapasitesi yüksek olur. Bu sebeplerle ülkemiz, etkinliği ve itibarı yüksek kuruluşları ile sahada ciddi bir aktör haline gelmiştir. TİKA başta olmak üzere; YTB, Yunus Emre, AFAD, Türk Kızılayı ve uluslararası çalışan sivil gönüllü kuruluşları ile ülkemizin nüfuzunu artıran bir alan oluşturmayı başardılar.
Dünya, küresel hale geldikçe diplomasi kavramının alanı da tanımı da genişliyor. Ulaşım ve iletişim alanındaki teknolojik gelişmeler, yeryüzünün farklı bölgelerinde yaşayanların birbirleri ile olan münasebetlerini hem fiziki hem de dijital olarak artıran temel faktörlerdir. Bu çerçevede temaları farklı olabilen kısa ve uzun ilişkiler yumağı ortaya çıkıyor. Sonuçlarından baktığımızda bunların tümü bir etkileşim ve çeşitli düzlemde; bireysel, toplumsal, siyasi ve ticari sonuçları bulunur. Netice itibariyle tüm bu ilişkileri, sonuçlarını dikkate alarak diplomasi kavramı ile irtibatlandırmak mümkün.
Diplomasi alanlarına bakıldığında; spor, eğitim ve kültürün yoğunluk oluşturduğunu görüyoruz. Daha doğrusu, sosyal yardımlar da dahil bütün uluslararası ilişkiler alanının sonuçları itibariyle diplomatik olduğunu ifade edebiliriz. Bu alanlar içerisinde eğitim; yapısı, işleyişi, mahiyeti, ilişkileri ve uzun bir süreci kapsaması özelliği ile diğerlerinden daha önemli hale geliyor. Zira eğitim üzerinden geliştirilecek farklı alanlara yansıyan ilişkiler ağı ile eğitimin diplomatik neticeleri daha belirgin ve kalıcı bir şekilde ortaya çıkıyor.
* * *
Çok genel olarak eğitim diplomasisi; bir ülkenin diğer ülke vatandaşları ile eğitim faaliyetleri yoluyla iletişim kurması olarak ifade edilebilir ve bu çalışmalar; yerel, bölgesel, ülkeler arası ve küresel düzeyde gerçekleşebilir. Eğitim diplomasisi kavramı, yaklaşık 20 yıllık bir geçmişi olan yeni diye ifade edebileceğimiz bir diplomasi yaklaşımını ifade eder. Kamu diplomasisinin de bir alt başlığı olarak görülür.
Eğitim diplomasisinin kapsadığı alanları; uluslararası burs ve değişim programları, dil eğitimi, eğitim kurumları açma, örgün ve yaygın eğitim çalışmaları, eğitim merkezli kültürel ve sanatsal çalışmalar şeklinde ifade edebiliriz. Eğitim diplomasisinin belirgin aktörlerine örnek olarak ise İngiltere’nin British Council, ABD’nin Fulbright burs programını verebiliriz. Türkiye’nin ise YTB Türkiye bursları programı, YÖK Mevlana Değişim Programı, TÜBİTAK burs programları, MEB 1416 burs programı, Maarif Vakfı’nın tüm örgün ve yaygın eğitim ve yurtdışı fuar çalışmalarını sayabiliriz. Bununla birlikte diğer vakıfların eğitim faaliyetlerini de bu kapsamda değerlendirmek mümkün. Bu çerçevede Yunus Emre Kültür Merkezlerinin Türkçe’nin bir dünya dili olması sürecine katkısı anlamında eğitim diplomasisi kapsamında görebiliriz. Bu kurumsal aktörlerin bazen devlet bazen da devletin desteklediği kurumlar tarafından karşılanabileceğini ifade edelim. Bunun dışında çeşitli STK’lar, vakıflar ve ajanslar eğitim diplomasisinin aktörleri olarak sahada aktif rol oynuyor.
* * *
İşte eğitim diplomasisinin ana hedefi; bütün bu eğitim çalışmaları ve burs programları ile bir ülke hakkında olumlu izlenim yaratmak, olumsuz imajı ve yanlış anlamaları ortadan kaldırmaya yönelik eğitime ilişkin sevk ve idare alanı olarak görmek gerekir.
Eğitim diplomasisi, yeni sayılabilecek bir kavram ve hem yerel hem de karşılıklı iki ülke arasında uluslararası düzeyde yürütülüyor.
Eğitim faaliyetleri aracılığıyla farklı ülke vatandaşları ile iletişim sağlamak hedefleniyor. Başka bir açıdan bu kavram; çok boyutlu, çok aktörlü ve çok katmanlı oluşu ile aynı zamanda stratejik bir unsur. Bu süreç, yükseköğretim kademesinden daha alt kademelere doğru eğitim yöneticileri ve çalışanları öğrenciler de dahil olmak üzere diğer eğitim aktörlerini adeta birer eğitim diplomatına dönüştürüyor.
Eğitimin bu çerçevedeki rolünü iyi keşfeden küresel hain Fetö, bütün kurgusunu eğitim üzerinden yapmıştır. Usul doğru, hedef yanlıştır ama maalesef olan budur. Küresel eğitim kuruluşumuz Türkiye Maarif Vakfı, usulü de hedefi de doğru ve şeffaf kılarak gizli bir ajandasının olmadığını ifade ederek sahada çalışmalarını insan ve irfan merkezli bir şekilde yürütüyor. Türkiye yüzyılının niteliğine ve ülkemizin nüfuz alanına eğitim üzerinden ciddi katkılar sunuyor.
02 Ocak 2023 Pazartesi