gurlesel@superonline.com
2024, seçimler yılı olarak tarif edilmişti ve seçimlerin etkileri, yapıldığı ülkelerin yanı sıra küresel siyaset ve ekonomi üzerinde de görülmeye başlandı. Dünya ticaretini de etkileyen bu seçimlerin, ihracat pazarlarındaki gelişmeler açısından yakından izlenmesi gerekiyor. Takvim sırasına göre yapılan ve yapılacak seçimlerin sonuçlarını ve olası etkilerini değerlendirelim.
1. Çin ile Batı arasında Tayvan gerginliği sürüyor
2024’ün ilk seçimleri Tayvan’da yapıldı. Tayvan, Çin ile Batı arasında en önemli jeopolitik risk alanını oluşturuyor. Seçimleri bağımsızlık yanlısı mevcut iktidar yeni adayı ile kazandı. Bu sonuç, doğal olarak Çin ile Tayvan ve Batı arasındaki gerginliğin devam etmesine yol açtı. Çin, orta uzun vadede Tayvan’ın da Hong Kong gibi kendisine bağlı olması hedefini değiştirmedi. Tayvan, başta yarı iletkenler olmak üzere yüksek teknolojili ürünlerin tedarikinde Batı için kritik önem taşıyor. Tayvan’ın işgal riskine karşı Batı, kritik ürünlerde üretim kapasitesini artırmaya çalışıyor ve Tayvan’ın Çin’e tedarikini de tamamen durdurmak istiyor.
2. Rusya seçim sonuçları Avrupa’daki toparlanmayı engelliyor
Rusya’da seçimleri Putin kazandı ve Ukrayna savaşı nedeniyle tartışmalı olan siyasi konumunu ve liderliğini yeniden güçlendirdi. Tartışmalı koşullar içinde yapılan seçimler sonrası Putin beklendiği gibi Ukrayna savaşında ve Batı’ya karşı sertleşiyor. Rusya’nın Ukrayna’da ilerlemesi, Avrupa’da riskleri ve savaş söylemlerini artırıyor. Rusya tehdidi, Avrupa’nın ekonomik olarak toparlanmasını da öteliyor. Avrupa hane halkları, savaş söylemleri içinde tüketimlerini sınırlamayı sürdürüyor. Bu da büyümenin sınırlı kalmasına yol açıyor. Türkiye’nin en önemli pazarları doğrudan olumsuz etkilenmeye devam ediyor.
3. Hindistan ve Meksika öne çıkan iki ülke olmaya devam edecek
Hindistan’da iktidardaki Modi seçimleri kazanmış olmakla birlikte tek başına yeterli sandalyeye bu kez sahip olamadı. Meksika’da ilk kadın cumhurbaşkanı seçildi. Hindistan ve Meksika, yakından tedarik ve alternatif tedarik kanalları eğilimleri çerçevesinde en çok öne çıkan iki ülke. Çok önemli ölçüde yabancı sermaye yatırımları çekiyorlar. İki ülkenin ihracatı ve ithalatı hızla artıyor. Seçimlerin bu eğilimlere olumsuz etkisi olmayacağı tahmin ediliyor.
4. Fransa seçimleri AB’nin geleceği için kritik olacak
Avrupa Parlamentosu seçimleri, beklendiği gibi aşırı sağ partilerin oylarını artırmasıyla sona erdi. Avrupa Birliği, 2008 küresel krizinden bu yana potansiyelinin altında büyüme gösteriyor. İngiltere’nin ayrılması, pandemi salgını, alınan yüksek göç, Rusya-Ukrayna savaşı ve son olarak da yüksek enflasyon karşısında sıkı para politikaları büyümeyi sınırlamaya devam ediyor. AB için en son risk ise parlamento seçimleri sonrası oluşacak siyasi krizler ve AB’nin dağılması olacak. Parlamento seçimleri sonrası Fransa erken seçim kararı aldı Seçimleri aşırı sağın veya sol blokun kazanması halinde Fransa’nın AB’den ayrılma riski bulunuyor. Bu olasılık, AB ekonomisi için en kötü senaryo olacak, küresel ekonomi ve ticaret çok olumsuz etkilenecek.
5. İngiltere’de iktidar değişecek, ekonomi olumlu etkilenecek
İngiltere, 4 Temmuz’da erken seçimlerini yapacak. AB’den ayrılık sonrası iktidar partisi 5 başbakan değiştirmek durumunda kalmıştı. İngiltere ekonomisi de hem ayrılığın hem de salgının olumsuz etkilerini yaşamaya devam ediyor. Bu nedenle iktidar partisi geriledi ve muhalefetteki İşçi Partisi 20 puan önde görülüyor. İngiltere’de uzun yıllar sonra İşçi Partisi iktidara gelecek. İşçi Partisi, ekonomide piyasa dostu kalacağı açıklamaları yapıyor. İngiltere’de iktidar değişiminin ekonomiyi olumlu etkilemesi bekleniyor.
6. ABD’de Trump kazanırsa korumacılık artacak
ABD’de kasım ayında başkanlık seçimleri yapılacak. Yılın son önemli başkanlık seçimi gerçekleşecek. Başkan adaylarından Biden, seçimleri kazanması halinde mevcut politikaları sürdürecek. Çin ile hegemonya savaşı öncelik olacak. Biden’ın sağlık durumu da tartışılmaya devam ediliyor. Diğer aday Trump ise küresel ticarette yüksek korunmayı savunuyor. Çin’den ithalata yüzde 60 ve dünyanın geri kalanından yapılan tüm ithalata yüzde 10 vergi uygulamayı planlıyor. Trump’ın seçilmesi halinde derin bir ticaret savaşı yaşanması olasılığı bulunuyor. Bu da yaralı küresel ekonomiyi olumsuz etkileyecek. Ve yine enflasyonla mücadelenin yarıda kalmasına yol açabilecek.
SON SÖZ: Dünyadaki seçimlerin küresel ekonomi ve ticaret üzerinde artan oranda sınırlayıcı etkiler yarattığı bu dönemde ihracat için çok daha fazla çaba göstermek gerekecek.