tatil-sepeti
Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Normal takvimi 2019 Kasım olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi, 24 Haziran 2018’de yapılmak üzere erkene alındı. Seçimlerin erkene alınmasında ekonomik gelişmelerin de etkisi oldu.
Bu çerçevede dünyada ve Türkiye’deki güncel gelişmeleri değerlendirelim:

1 - DÜNYA EKONOMİSİNDE 2018 BÜYÜME BEKLENTİLERİ YÜKSELDİ

Uluslararası kurumların dünya ekonomisinde 2018’e ilişkin büyüme beklentileri yukarı yönlü güncellendi. Uluslararası Para Fonu IMF, 2018’de dünya ekonomisinde yüzde 3.4 büyüme gerçekleşeceğini bekliyor. 2018’de gelişmiş ülkelerde büyüme yüzde 2.5 ve gelişen ülkelerde ise yüzde 4.9 ile geçen yılın da üzerinde bekleniyor. Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler, büyüme konusundaki iyimserliği artırıyor. İyimser beklentiler karşısındaki iki risk ise olası ticaret savaşları ve jeopolitik riskler.

2 - DOLAR FAİZLERİNDE ARTIŞLAR SÜRÜYOR

Dolar faizlerinde yükselme, 2018’in ilk 4 ayında daha kuvvetli hissedilmeye başlandı. Ekonomide hızlı büyüme ve enflasyona ilişkin beklentiler nedeniyle ABD Merkez Bankası’ndan 2018’de 4 faiz artışı bekleniyor. Bu beklenti çerçevesinde piyasadaki dolar faizleri de fiilen yükseldi. 3 ay vadeli LIBOR faiz oranları 2017 sonunda yüzde 1.7 iken, nisan ayı sonunda yüzde 2.4’e yükseldi.
ABD 10 yıl vadeli tahvil faizleri nisan ayında yüzde 3.0’ı da aştı, sonra da sınırlı ölçüde gevşedi. Faiz oranlarındaki artışta ABD Merkez Bankası’nın bilançosunu küçülterek dolar likiditesini azaltması da etkili oldu. Dolar cinsi borçlanmaların maliyetleri de kademeli olarak artmaya devam ediyor.

3 - SEÇİMDEN SONRA MAKROEKONOMİK GÖSTERGELERDE İYİLEŞTİRMELER GEREKİYOR

Ekonomide makro göstergeler içinde dış ticaret açığı ve cari açık ile bütçe açığı hızla artarken, enflasyondaki artış eğilimi sürüyor. Türk Lirası’nda değer kaybı baskısı devam ederken, faizler de artış eğiliminde. Diğer yandan döviz kurları ile faizlerdeki artışlar şirketlerin mali yapılarını önemli ölçüde bozdu. Buna bağlı olarak şirketlerden kredi yapılandırma talepleri artıyor. Bankaların da kredi verme olanakları azalıyor. İktisadi faaliyetlerde ve piyasalardaki ödemelerde ise yeniden sıkışmalar yaşanırken, vadeler giderek uzuyor. Birçok sektörde iç talep geriledi. Gerileme konut, beyaz eşya, mobilya gibi geçen yıl desteklenen alanlarda daha çok yaşanıyor. Buna bağlı olarak sektörler, talebin canlanması için yeniden destek istiyor.

4 - MERKEZİ BÜTÇE AÇIĞINDA ARTIŞ SÜRÜYOR

Yılın ilk 3 aylık döneminde bütçe açığı yüzde 36.9 artarak 20.4 milyar Türk Lirası’na ulaştı. 2017’de 47 milyar TL açık veren merkezi bütçe, yeni yılın ilk üç ayında önemli ölçüde açık verdi. Vergi ve bütçe gelirlerindeki reel artışa rağmen harcamalardaki artış daha yüksek gerçekleşti. Özellikle savunma harcamalarının da içinde olduğu cari transfer ödemelerinde yüksek artış yaşanıyor. Bütçe açığındaki hızlı artış, ekonomiyi canlandırmak için alınacak yeni önlem olanaklarını da sınırlıyor.

5 - İLK ÜÇ AYDA DIŞ TİCARET AÇIĞI YÜZDE 64.1 ARTTI; 20.7 MİLYAR DOLAR

2017’de artış eğilimine giren dış ticaret açığında bu eğilim 2018’in ilk 3 ayında kuvvetlendi. Yılın ilk 3 ayında ihracat yüzde 8.9 artarak 41.2 milyar dolara ulaştı. Buna karşın ithalat yüzde 22.7 artarak 61.9 milyar dolara yükseldi. Dış ticaret açığı ise geçen yılın ilk 3 ayına göre yüzde 64.2 yükselerek 20.7 milyar dolar oldu. Döviz kurlarındaki hızlı artış da ithalatı yavaşlatmıyor. Dış ticaret açığındaki artış eğiliminin sürmesi halinde 2018’de dış ticaret açığı 100 milyar dolara yaklaşacak ve finansman olanakları zorlaşacak.

6 - T.C. MERKEZ BANKASI YILSONU ENFLASYON BEKLENTİSİNİ YENİDEN YÜKSELTTİ

T.C. Merkez Bankası, 2018 yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 8.4’e yükseltti. Ocak Enflasyon Raporu’nda yüzde 7.9 olarak açıklanan 2018 yılsonu enflasyon tahmini 0.5 puan artırıldı. Diğer taraftan, para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği bir görünüm altında 2019 yılsonu enflasyon tahmini yüzde 6.5 olarak korundu. Enflasyondaki artışa bağlı olarak nisan ayı boyunca faiz oranlarındaki artışlar da sürdü. Merkez Bankası da nisan ayında politika faizi yerine kullandığı geç likidite penceresi faiz oranlarını 0.75 puan artırarak yüzde 13.5’e çıkardı. Böylece piyasanın faiz artış eğilimi güçlendi.

Son Söz: Dünyadaki iyileşmeden daha çok yararlanmak için seçim sonrasını ekonomi ağırlıklı olarak kullanmalıyız.

07 Mayıs 2018 Pazartesi