Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Merkez Bankası, Türkiye ekonomisindeki birden fazla dengeyi gözetmeye çalışıyor. Yakın dönemde en çok ağırlık verdiği ise finansal istikrarı sağlamak için döviz kurlarındaki artışı sınırlamak oluşturuyor. Bu çerçevede Merkez Bankası’nın aldığı son kararları ve bunların döviz kurları ile faiz oranlarındaki denge arayışı üzerine etkilerini değerlendirelim.

1. MERKEZ BANKASI BİRDEN ÇOK HEDEFE YÖNELMİŞ DURUMDA

Türkiye 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası olağanüstü koşullardan geçiyor. Öncelikle ekonomik büyüme önemli ölçüde yavaşladı. İkinci olarak Türkiye’nin riskleri yükseldi ve buna bağlı olarak Türk Lirası değer kaybediyor. Türk Lirası’nın değer kaybı ile birlikte enflasyon ve enflasyon beklentileri de yükseliyor. Piyasalar risklerin yönetilmesi için daha yüksek faizler talep ediyor. Küresel mali koşullar içinde güçlenen dolar da Türkiye’ye çok yardımcı olamıyor. Bu çerçevede Merkez Bankası temel hedefi enflasyon olmakla birlikte hem büyümeyi gözetiyor hem de finansal istikrarı korumak için Türk Lirası’ndaki değer kaybını önlemeye çalışıyor.

2. MERKEZ BANKASI TÜRK LİRASI LİKİDİTEYİ AZALTIYOR VE PAHALI HALE GETİRİYOR

Merkez Bankası önceliğini, Türk Lirası’nın değer kaybını durdurmaya vermiş durumda. Bu amaçla alınan önlemlerin en önemlisi, Türk Lirası likiditenin azaltılması ve daha pahalı hale getirilmesi. Merkez Bankası, TL likiditesini azaltarak elinde döviz tutanların, dövizlerini satmaya zorluyor. Ancak dövizi olanlar dövizin artacağı beklentisi ile döviz satmıyor. Diğer yandan özellikle reel kesimin artan döviz talebi devam ediyor. Reel kesim, döviz kurları gerilediği anda döviz satın almıyor. Bu çerçevede TL likiditesi azaltılarak döviz kurlarını tutmayı sürdürmek çok uzun soluklu olamayacak. Buna ilave olarak TL’nin daha pahalı hale getirilmesi ile piyasada TL faizleri yükselmeye devam ediyor. Bu nedenle likiditeyi boğmak yerine faizleri makul dengelere çıkarmak daha yararlı olacak gibi görünüyor.

3. MERKEZ BANKASI KADEMELİ FAİZ ARTIŞINI SÜRDÜRÜYOR

Bu koşullar içinde Merkez Bankası özellikle Türk Lirası’nın değer kaybını önlemek için kademeli faiz artışını da sürdürüyor. Para Politikası Kurulu en son toplantısında gecelik faiz oranlarını yüzde 8.5’ten yüzde 9.25’e yükseltmiş, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını ise yüzde 7.25 düzeyinde sabit tuttu. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8’de sabit tuttu. Son dönemde en çok kullanılan geç likidite penceresi uygulaması çerçevesinde ise gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borç verme faiz oranı yüzde 10’dan yüzde 11’e yükseltildi. Merkez Bankası piyasa beklentilerinin altında faiz artışları yaptı.
Buna bağlı olarak faiz oranı artış beklentisi devam edecek.

4. MERKEZ BANKASI TL LİKİDİTESİNİ SIKI TUTACAK, İŞLETMELER DİKKAT ETMELİ

En son kararının ardından Merkez Bankası’nın kuvvetli faiz artışları yerine TL likiditesini sıkılaştırmayı tercih ettiği anlaşılıyor. Piyasalarda bir süre daha TL likiditesi sınırlanacağından, işletmeler nakit yönetimine dikkat etmeli. Ayrıca Merkez Bankası, eğer son faiz artışlarına rağmen Türk Lirası’nda değer kaybı sürerse ilave likidite önlemleri alınabileceğini açıkladı. Bir başka deyişle kurlar artmaya devam ederse faiz artışı değil, TL likidite sıkılaştırması ilk başvurulacak araç olacak.

5. TÜRK LİRASI

Döviz kurları tarafında ise yeni faiz oranlarına rağmen Türk Lirası’nda değer kaybı baskısı sürecek. Faiz oranlarından ve Türkiye’den bağımsız olarak küresel mali koşullar TL üzerinde baskı yapıyor. Bankaların ve reel kesimin döviz talebi de devam ediyor.

Son Söz: Döviz kurlarında ve faiz oranlarında yeni denge ve seviye arayışları sürecek.

30 Ocak 2017 Pazartesi