Dr. Can GÜRLESEL
Dünya ekonomisi, ABD ile Çin arasında ticaret anlaşmasına varılması ve Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılışına ilişkin belirsizliğin ortadan kalkması ile 2020’ye iyimser beklentiler ile girmişti. Ancak Çin’deki corona virüs, beklentileri olumsuz etkiledi. Bu çerçevede corona virüsün dünya ve Türkiye ekonomisine olası etkilerini değerlendirelim.
1 - Çin kaynaklı virüsün dünyaya etkileri neden bu kadar önemli hale geldi?
Çin’de 2003’te Sars ve 2011’de Mers isimli iki önemli virüs salgını yaşanmıştı. Her iki salgın döneminde de Çin’de ve Çin dışında çok sayıda insan hayatını kaybetti. Her iki salgın da yaklaşık 4 ay sürdü. Ancak geçmişteki bu salgınların dünya ekonomisine etkileri oldukça sınırlı kaldı. Bunun en önemli nedeni Çin ekonomisinin dünya ekonomisinden aldığı payların küçük olmasıydı. Bugün ise Çin, dünya ekonomisinden yüzde 18 pay alıyor ve bu nedenle corona virüsün dünya ekonomisi üzerindeki etkileri çok daha şiddetli olma potansiyeli taşıyor.
2 - Dünya ekonomisi ve ticaretine olası etkileri
Dünya ekonomisi 2019’da ticari korumacılık ve diğer belirsizlikler ile önemli ölçüde yavaşlamış ve büyüme yüzde 2.4’e gerilemişti. Dünya mal ticareti de miktar olarak sadece yüzde 0.3 büyümüştü. ABD ile Çin arasında ticaret anlaşmasına varılmış olması ve Brexit belirsizliğinin ortadan kalkması ile 2020’ye dünya ekonomisinde yüzde 2.6 ve dünya mal ticaretinde de yüzde 2.5 büyüme beklentisi ile girilmişti. Ancak corona virüs ile beklentiler değişti. Buna göre eğer corona virüs öngörüldüğü gibi 3-4 ay içinde sona erecek ise dünya ekonomisine ve ticaretine etkiler sınırlı kalacak. Eğer virüs etkilerinin uzaması ve salgının yayılması halinde ise dünya ekonomisinde büyümenin yüzde 2.0’ye kadar düşmesi, dünya mal ticaretinde de sıfır büyüme gerçekleşmesi bekleniyor.
3 - Çin dışında üç grup ülke olumsuz etkilenecek
Corona virüs salgınının sadece Çin ile sınırlı kalması halinde ekonomik açıdan Çin dışında dört grup ülke daha olumsuz etkilenecek. İlk grubu Asya Pasifik’teki ve Çin’e yüksek ihracat yapan Güney Kore, Japonya, Vietnam, Tayvan, Singapur, Malezya gibi ülkeler oluşturuyor. Hong Kong da bu grup içinde yer alıyor. İkinci grubu yine Çin’e yüksek ihracat yapan Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda, İtalya gibi Avrupa ülkeleri ile ABD olacak. Üçüncü grubu Çin’e enerji ve emtia ihraç eden Rusya, Brezilya, Avustralya, Güney Afrika, İran ve Irak gibi ülkeler oluşturuyor. Son grupta ise üretimlerinde Çin malı girdilere yüksek oranda bağımlı ülkeler yer alıyor. Türkiye de sınırlı ölçüde bu grup içinde bulunuyor.
4 - Parasal genişleme önlemleri artabilir
2019’da dünya ekonomisindeki yavaşlama nedeniyle büyük merkez bankaları genişletici para politikalarına başlamıştı. Bu politikaların 2020’de de süreceği açıklanmıştı. Corona virüs etkisi ile dünya ekonomisinde yeniden bir yavaşlama ortaya çıkması halinde parasal genişleme önlemleri muhtemelen artabilecek. Bu da çok daha düşük faiz oranları anlamına geliyor.
5 - Dolar ve altın güçleniyor, petrol ve emtia fiyatları düşüyor
Corona virüs etkileri ile dolar güçlenirken, altın fiyatları da yükseliyor. 2020’de doların diğer para birimleri karşısında zaten güçlü geçireceği bekleniyordu. Corona virüs etkisi ile dolar daha da güçleniyor. Altın ise güvenli liman arayışı ile 1.700 dolar/ons seviyelerine doğru yükseliyor. Petrol ve diğer emtia fiyatları ise talepteki gerileme endişeleri ile gerileme gösteriyor. Sadece gıda fiyatları artış eğilimi içinde bulunuyor.
6 - Türkiye’ye olumsuz etkiler sınırlı kalır
Corona virüsün etkilerine ilişkin yapılan küresel değerlendirmelerde Türkiye en az etkilenecek ülkeler içinde yer alıyor. ING Bank-IMF çalışması, ekonomik büyümesi olumlu etkilenecek tek ülke olarak Türkiye’yi gösteriyor. Türkiye, üretim yapısı ile Çin’in tedarik açığını kapatacak en önemli ülke. Çin’den gelen girdilerdeki kesilmenin yaratacağı sıkıntılar ise olumsuz etkiler olacak.
Son söz: Dünya yıllardır Çin’i tek tedarikçi ülke haline getirmenin sakıncalarını görürse Türkiye orta vadede en önemli alternatifler içinde olacak.
28 Şubat 2020 Cuma