tatil-sepeti
Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline gelen Çin’in ekonomi politikaları en az Çin kadar dünyanın geri kalanını da ilgilendiriyor. Çin, son 25 yıllık süreçte kapsamlı bir kalkınma hamlesini tamamlamakta olup, ekonomik ve sosyal alanda önemli bir gelişme gösterdi. Çin, ekonomi politikalarını öncelikle kendi gelişme ve kalkınma hedefleri doğrultusunda şekillendiriyor. Ancak bu politikalar diğer ülkeleri de hem makro açıdan hem de rekabet koşulları açısından etkiliyor. Çin’de geçen hafta orta-uzun vadeli ekonomi politikalarına yön veren Parti Kongresi gerçekleştirildi. Devlet Başkanı Şi Cinping (Xi Jinping) ekonomide yeni bir çağa girdiklerini söyleyerek, yeni dönemin ekonomi politikalarını açıkladı.

1 - ÇİN, EKONOMİDE YENİ BİR ÇAĞA GİRİYOR

Devlet Başkanı Şi Cinping, Parti Kongresi’nde, Çin’in ekonomik kalkınmasında yeni bir çağa girdiğini söyledi. Öncelikle Çin, yeni dönemde piyasa ekonomisine geçişi sağlayacak reformları sürdürecek. Finansal piyasalarda ve döviz kuru rejiminde piyasa odaklı reformlar yapılacak ve kaynak tahsisinde piyasanın belirleyici olmasına izin verilecek. Çin, piyasa mekanizmasına geçişin yanı sıra ticarette serbestleşme ve dışa açılma hedefini de geliştirmeye devam edecek. Çin bu hedeflere ulaşmaya çalışırken kamu ve özel sektörün yüksek borç sorununu da piyasa koşulları içinde yönetilebilir hale getirmeyi hedefliyor.

2 - ÇİN’DE EKONOMİK DÖNÜŞÜM, SANAYİ TARAFINDA BAŞLAYACAK

Çin’deki esas ekonomik dönüşüm ise sanayi tarafında başlıyor. Çin, 2014’teki Parti Kongresi’nde üç temel hedef belirledi. Bunların ilki kamunun sanayiye yönelik açık ve örtülü desteklerine kademeli olarak son verilmesiydi ki bugün büyük ölçüde destekler sona erdi. İkincisi, sanayideki atıl kapasitelerin konsolide edilmesi ve kapatılmasıydı ki bu alanda da büyük ilerleme sağlandı. Üçüncüsü ise sanayide teknoloji ve inovasyona dayalı dönüşümün gerçekleştirilmesiydi. Bu çerçevede Çin, sanayide teknoloji ve inovasyona dayalı dönüşüm için hazırladığı strateji belgesini Mayıs 2015’de açıkladı. Strateji belgesi ‘Made in China 2025’ ismini taşıyor. Çin sanayideki dönüşüm ile ileri teknoloji ve inovasyon içerikli, yüksek katma değerli ve markalı üretime geçiyor.

3 - ÇİN, EKONOMİK DÖNÜŞÜME NEDEN SANAYİDEN BAŞLIYOR

Dönüşümün sanayiden başlamasının temel nedeni, sanayileşmiş ülkelerden ABD, Almanya, Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi ülkelerin Sanayi 4.0, dijital sanayi ve robotik üretim alanlarında yaptıkları/yapacakları ilerlemeler karşısında Çin’in; sanayinin rekabet gücünü kaybetmesi ve böylece bugüne kadar sağlanan ekonomik ve sosyal gelişmenin korunamaması endişesi. Bu nedenle Çin, sanayide hızla dönüşüm sağlayarak kaynaklarını artık geleneksel sektörler için değil, teknoloji temelli sanayiler için kullanacak. Bunun için öncelikli teknoloji alanları ile sektörler ve ürünler de belirlenmiş durumda. Çin artık ucuz işgücüne dayalı ve örtülü-açık kamu destekleri ile yapılan ve diğer ülkelerin markaları için yapılan üretime dayalı sanayi rekabetini bırakıyor. Bunun yerine inovasyon ve teknolojiye, bilgiye dayalı ve kendi markaları ile üretime dayalı sanayi rekabetine geçiyor. Ancak bu teknoloji temelli dönüşümü sağlamak için çok önemli bir teknoloji faaliyeti gerekiyor ve 13. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında teknoloji alanında kapsamlı faaliyetler başladı.

4 - TÜRKİYE NASIL ETKİLENİR?

Çin, havacılık ve uzay sanayi başta olmak üzere yüksek teknolojili sanayilerin hemen hepsinde liderliği hedefliyor. Yeni iletişim ve bilişim teknolojileri, dijital ve akıllı makineler, robotlar, okyanus mühendisliği ekipmanları, raylı taşımacılık sistemleri, akıllı ve çevreci arabalar, elektronik devreler, yüksek teknolojili tarım makineleri, yeni malzemeler ile bio-malzemeler/ilaçlar liderlik hedeflenen sanayi alanları. Bu çerçevede Çin, Türkiye’nin de gelişmeyi hedeflediği yüksek teknolojili sanayi alanlarında önemli bir oyuncu ve rakip olacak. Çin geleneksel sektörlerde ise Asya’da ucuz işgücünün bulunduğu ülkelerde yaptığı yatırımları sürdürüp, bu ülkeler aracılığı ile geleneksel sanayilerde rekabetçi olmaya devam edecek.

Son Söz: Çin ile birlikte teknoloji, bilgi, tasarım ve marka temelli rekabet daha da kızışacak. Bu alanlardaki yetkinliklerimizi geliştirmeye devam etmeliyiz.

30 Ekim 2017 Pazartesi