tatil-sepeti

 


fatih@fatihoktay.com

 

Piyasa ekonomisi döneminin başlarını hariç tutarsak, Mao döneminden başlayarak kendi kendine yeterli olmak, başkalarına bağımlı olmamak, Çin’de ülke yönetimleri için önemli bir hedef oldu. Bu hedefe ulaşılmış değil; ulaşma düzeyi, alanına göre farklılık gösteriyor. 

 

FİNANSAL KAYNAKLARI YETERLİ

 

Finansal kaynak açısından bakarsak Çin’in bu hedefe ulaşmış olduğunu söyleyebiliriz; Çin’in dış finansal kaynağa ihtiyacı bulunmuyor, kendi kaynakları kendisine yetiyor, fazlası ülke dışına gidiyor. 2021 yılında Çin’de ülke GSYH’sinin yüzde 43’ü kadar yatırım gerçekleştirildi. Bu, ülkeler arası fiyat farklılıklarını da hesaba katarsak yaklaşık 12 trilyon ABD doları tutarına denk geliyor. 

 

Karşılaştırırsak, aynı yıl ABD’de gerçekleştirilen toplam yatırımın tutarı yaklaşık 5 trilyon dolardı. Çin’in bu dev boyuttaki yatırımı gerçekleştirmek için dış kaynağa ihtiyacı yoktu; çünkü ulusal tasarrufları da GSYH’sinin yüzde 44’ü düzeyindeydi; yani yatırımları finanse etmeye yetiyor, başkalarını finanse etmek için de fazlasını sağlıyordu. Bu durumun öteki yüzü olarak da Çin, dış ticaretinde yaklaşık 30 yıldır sürekli fazla veriyor. Bunun yol açacağı ülke parası üzerindeki değerlenme baskısını azaltmak için merkez bankası aynı süredir piyasadan döviz alıyor, bunun sonucu olarak da bir ara 4 trilyon doları bulan ülke döviz rezervleri şu sıralar 3 trilyon doların üzerinde seyrediyor. Yani Çin, bir döviz kaynağı ihtiyacı içinde de değil. Ülke yönetimleri 2008 küresel krizinden bu yana RMB’nin ABD doları gibi genel kabul gören bir uluslararası para olmasını sağlama yönünde önemli adımlar atıyor. Bu çabalar ve ülkenin dünya ekonomisi ve dış ticaretindeki mevcut konumu göz önüne alınırsa Çin’in önümüzdeki yıllarda uluslararası ticaret ve finansman faaliyetlerini kendi parasıyla gerçekleştirip döviz meselesini tamamen ortadan kaldırması da neredeyse kesin görünüyor.

 

TEKNOLOJİDE ÖNCÜ

 

Teknoloji açısından bakılırsa Çin, birçok alanda gelişmiş ülkeleri yakalamış, bazılarında da geçmiş bulunuyor. Elektrikli otomobil akülerinde CATL yalnız dünyanın en büyük üretim kapasitesi değil, en ileri teknolojisine de sahip. Huawei, cep telefonu iletişim altyapısı sistemlerinde açık ara dünya lideri konumunda. Yapay zeka uygulamalarının birçok alanında Çinli şirketler başı çekiyor. 

 

Çin, kuantum iletişim sistemlerinde öncü konumda bulunuyor. Buna karşılık ülke, birçok alanda da dışa bağımlı durumda. Savaş uçaklarınınkileri kendi üretse de büyük yolcu uçakları için motor ve bunun yanında birçok diğer parça için dışa bağımlı. Ülke büyük birtakım takım tezgahı üreticisi ve ihracatçısıysa da çok hassas takım tezgahları dışarıdan alınıyor. Ülkenin en sıkıntılı teknolojik bağımlılığı ise entegre devre çip üretimi alanında. 

 

Bu alanda mevcut en ileri teknoloji ile bileşenleri arasında 3 nanometre (nanometre=milimetrenin milyonda biri)  uzaklık olan çipler üretilebiliyor. Çinli üreticiler ise tamamen yerli cihaz ve malzemelerle ancak 28 nanometre, yabancı cihaz ve malzemeler kullanarak da 7 nanometre düzeyine inebiliyor. ABD de Çin’in 28 nanometre altı için gerekli cihaz ve malzemelere erişimini engellediği için bugün bu bağımlılık Çin’in canını çok yakıyor. Bu durumda ülkenin günümüzdeki bir numaralı önceliği, bu bağımlılığı ortadan kaldırmak oluşturuyor. Ancak bu kolay değil, dünyada teknolojik olarak bağımsız bir ülke bulunmuyor. Örneğin, 3 nanometre üretim yalnız Tayvan ve Kore’de gerçekleştirilebiliyor, diğer tüm ülkeler bunlara bağımlı durumda. Buna karşılık Tayvan ve Kore de dahil tüm ülkeler çip üretiminde ABD’li bazı cihaz ve malzeme üreticilerine bağımlı. Öte yandan, ileri teknoloji çip üretiminde kullanılan özel bir cihaz için tüm ülkeler Hollandalı bir firmaya bağımlı durumda.

 

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLI

 

Çin, enerji alanında ise güçlü bir şekilde dışa bağımlı durumda bulunuyor. Ülke, 2016 yılında ABD’yi geçerek dünyanın en büyük petrol ithalatçısı konumuna geldi. Günümüzde doğalgaz ve kömürün de dünyadaki en büyük ithalatçısı Çin. Ülkenin yenilenebilir enerji alanına verdiği önemin, bu alanda üretim ve yatırımda dünyada bir numarada olmasının altındaki nedenlerden biri de enerji alanındaki bu bağımlılığı azaltmak.

 

Bir ülkenin her anlamda kendine yeterli olması neredeyse olanaksız bir şey. Ama dünyanın en büyük gücü ile takışma halinde olunca buna çabalamak gerekiyor. 

02 Mayıs 2023 Salı