Hafta başında TÜİK tarafından 2017 yılı ilk çeyrek büyüme verisi açıklandı. Uzunca bir aradan sonra ilk defa ekonomi yüzde 5 büyüme gösterdi. Bu oran ekonomi çevrelerinin beklentilerinin bir hayli üzerinde gerçekleşti. Şimdi en önemli konu, Türkiye’nin bu büyüme trendini koruyabilecek olup olmadığı konusunda düğümlenmeye başladı.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, uzunca bir aradan sonra açıklanan yüzde 5’lik büyüme son derece önemli. Ekonomi için moral verici önemli bir gösterge. Elbette ki önemli olan büyümenin sürdürülebilir olması. Bunun için sanayi, üretim ve ihracata dayalı büyüme sürdürülebilirlik bakımından olmazsa olmaz. Sadece tüketime dayalı büyümenin uzun soluklu devam edebilmesi pek mümkün değil. Bu şekilde büyüme zaman içerisinde enflasyon, bütçe açığı ve cari açığın artması gibi bazı hastalıklara neden olabilir.
KALICI OLABİLMELİ
Bütün bunlar ekonomik olarak doğru tespitler. Ancak önemli olan uzunca bir dönemdir büyümede sıkıntı yaşayan bir ekonomi için hedef büyüme rakamına ulaşılmış olması yine de dikkate değer ve olumlu bir gelişme. Burada önemli olan bu büyümenin yukarıda belirtilen hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmadan kalıcı hale getirilebilmesi. Zaten uzunca bir zamandır üzerinde konuşulan değerlendirme ve tartışma konusu yapılan yatırım ve istihdamı artırıcı yönde teşvikler ile ekonomide üretimin ve ihracatın kalıcı artışına imkan verilen bir yapının kurulması. Bu anlamda da hükümet geçen zaman içerisinde önemli adımlar attı. Daha önce bu köşede dile getirdiğimiz “terzi usulü teşvik” uygulaması yürürlüğe konuldu. İlk uygulamasına yönelik Bakanlar Kurulu Kararı da yayınlandı. Ayrıca Kredi Garanti Fonu imkanlarıyla küçük ve orta boy işletmelere can suyu verilmeye ve onların sıkıntılı dönemlerinden çıkmalarına anlamlı destek verilmiş oldu. Her teşvik uygulamasında olduğu gibi Kredi Garanti Fonu uygulamasında da zaman zaman yerinde kullanılmayan durumlar olduğu ifade edilse de önemli olan bu kaynağın ekonomi içerisinde bir döngüye katkı sağlamasıydı. Bu amaca hizmet ettiğinden bizce tereddüt yoktur.
GÜÇLÜ FİNANS SİSTEMİ
Ekonomide büyümenin kalıcı hale gelmesi için yatırım ortamının iyileştirilmesi yanında finans sisteminin de güçlü yapısını koruması son derece önemli. Türkiye finans sistemi güçlü yapısını korumaya devam ediyor. Şu sıralar Avrupa Birliği’nde özellikle Fransa seçimleri sonrası durum, ABD’de açıklanan enflasyon verisi ve Fed’in bu yıl öngörülene uygun olarak ikinci faiz artışını da 25 baz puan olarak açıklaması, ayrıca enflasyon verisini yüzde 2’nin altına çektiğini ilan ederek bu yıl içerisinde sadece bir faiz artırımı daha yapacağını açıklaması, dış koşullar açısından ülkemiz lehine sonuçlar doğurabilecek gelişmeler. Katar krizinin de, Katar’ın ABD’den önemli ölçüde silah alımı yapacağının açıklanmasıyla çözülme eğilimine giriyor görünümü alması yine çevresel koşullar açısından altı çizilmesi gereken önemli bir gelişme oldu.
TECRÜBEMİZ DE VAR, KAYNAĞIMIZ DA…
Bütün bu değerlendirmelerden çıkacak sonucu şöyle özetleyebiliriz. Açıklanan büyüme verisi ekonomiye moral açısından son derece olumlu. Büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi için elde imkanlar mevcut. Uluslararası parasal gelişmeler ülkemizde yatırım, üretim ve istihdamın artırılmasına kaynak sağlayabilecek olumlu gelişmeler. Yeter ki, doğru adımlar atılarak eksik yönler tamamlansın. Bu konuda yeterli tecrübe ve kaynak mevcut.
19 Haziran 2017 Pazartesi