Hakan Güldağ
Dünyaca ünlü ekonomist Nouriel Roubini geçen hafta Türkiye’deydi. Pek çok mesaj verdi. Benim en çok, ‘ABD ile Çin arasındaki soğuk savaş’ ile ilgili değerlendirmeleri dikkatimi çekti. “Eğer teknoloji üzerinden bir kısıtlama olursa çok ciddi sıkıntılar yaşanacak” dedi. ABD-Çin soğuk savaşının bir teknoloji ve sermaye savaşı olduğunu söyledi. ‘Kriz kahini’ olarak ünlenen Roubini, son 40 yıldan bu yana küreselleşme sürecinde olan dünyanın, şimdi ‘küreselleşmeme’ sürecine girdiğini öne sürüyor.
Bu köşeyi izleyenler, Roubini’nin dile getirdiklerini ilk defa duymuyor. Ticaret savaşlarını ve bunun Türkiye’ye olası etkilerini önemsiyor ve sık sık ele almaya çalışıyoruz. Roubini de ticaret savaşlarından dem vurdu ama sonuçta sözü döndürüp dolaştırıp 5G meselesinde somutlaştırdı. Haklıydı da... Yeterince izliyor muyuz bilmiyorum ama dünyada 5G ve bağlantılı teknolojilerle ilgili çok ciddi bir savaş yaşanıyor.
Şöyle diyor Roubini: “ABD’nin, Çin hükümetinin 5G teknolojisi ile ABD vatandaşlarını takip edeceği konusunda endişesi var. 5G ağları cep telefonlarımızı yönlendiriyor. 5G teknolojisi ve ağları yakın gelecekte bütün alanlara yayılabilir.
Çok kapsamlı ticaret savaşları yaşanabilir. Bütün dünyayı bölecek bir durum ortaya çıkacaktır. ABD ve Çin arasında 5G, yapay zeka alanlarında rekabet devam edecektir. Küreselleşmeme aslında bir tehdit, küresel tedarik zincirini yıkacak gibi görünüyor, daha düşük bir küresel büyümeye sebep olacaktır.”
***
5G, bir yanıyla 4G’nin bir adım ötesi... Konuyu tüketici bakışıyla ‘yeni nesil mobil telekomünikasyon gelecek, cebimizden yeni cihazlar ve hizmetler için daha çok para çıkacak’ diye özetleyebiliriz. Eh, kavga da bu para kimin cebine girecek kavgası sonuçta. Bir yanıyla öyle ama 5G’yi sadece bu yönüyle düşünmemize pek çok uzmanın itirazı var. “İçerdiği teknolojik sıçramaya karşı adaletsiz yaklaşmayın” diyorlar.
Görünen o ki, 5G denilen bu yeni nesil mobil iletişim teknolojisi, düşündüğümüzden epey farklı. Yapılan projeksiyonlar tüyleri ürpertiyor. Bakın, 2020’ye ha girdik ha giriyoruz. Çok değil, beş yıl sonra, 2025 itibariyle dünya nüfusunun dörtte üçü, yani yaklaşık 6 milyar kişi, ortalama her 18 saniyede bir verilerle etkileşime geçecek.
Bu da 5G üzerinden olacak. İşte başta ABD, Batı’yı telaşlandıran da bu. Küresel çapta kurulacak 5G ağını kim kontrol edecek? Bilgi güç ise bu gücün, geçenlerde Diplomatique Türkiye’de yer alan bir analizde çok güzel detaylandırıldığı gibi bütün dünyayı adeta bir atmosfer gibi saracak ‘bilgi-sfer’in patronu kim olacak?
Aslına bakarsanız, İstanbul Ticaret’in okurları bu konuya da yabancı değil. Geçen hafta Eko-Mercek’te dünyada her gün 2.5 katrilyon bayt veri üretildiği bilgisini paylaşmıştık. İnsanlık tarihinde üretilen verilerin yüzde 90’ı son iki senede sağlandı.
Hani ‘turpun büyüğü heybede’ deriz ya... Akıllara durgunluk veren bu bilgi akımı çok daha büyüyecek. 5G teknolojileri ile nesneler ve cihazlar internet üzerinden misli misli veri üretme kapasitesine sahip olacak. Bugün veri üretimi bir ‘kabaran dalga’ ise 5G ile birlikte dünyada adeta bir ‘veri tsunamisi’ yaşanacak. Çağımız aynı zamanda bir bütünleşik teknolojiler çağı. İç içe geçmiş teknolojiler bu dur durak bilmeyen veri akışını iyice hızlandıracak ve büyütecek. 2030 itibariyle ticari ve endüstriyel amaçlı nesnelerin interneti, 5G ağı üzerinden en az 125 milyar cihazı birbiriyle konuşturabilecek. Eh, birileri de bu verileri depolayacak, işleyecek ve kullanacak.
***
Artık bilmeyen kalmadı: Çin’in 5G mobil iletişim sistemleri üzerinde egemenliği var. Demek ki, baş döndürücü rakamlarını verdiğimiz bu devasa veri tarlasını da Çin hasat edecek.
Böylece Çin, yapay zeka ve makina üzerinden öğrenme, derin öğrenme ve veri bilimlerinin diğer boyutlarına egemen olma yeteneğini iyice güçlendirecek. 5G’nin tüm dünyada çok kısa sürede başrol oyuncusu olması ve Çin’in bu alana hakim olması, oyuna geç katılan ABD açısından büyük endişe kaynağı...
Sadece ABD mi? Avrupa istihbarat birimleri de 5G teknolojisinin kullanımına ilişkin uyarılarda bulunuyor. AB Terörle Mücadele Koordinatörü Gilles Kerchove, Lüksemburg’da toplanan içişleri bakanlarına ‘5G Risk Çalışması Raporu’nu sundu. İngiltere’de, Huawei Siber Güvenlik Değerlendirme Merkezi İzleme Kurulu’nun (HCSEC) 2019’a ilişkin sonuç belgesi, ülkenin bu konudaki zafiyetine dikkat çekiyor. ABD ve müttefikleri sürekli olarak, Çin’de kamu veya özel, herhangi bir birimin Ulusal İstihbarat Yasası’na aykırı davranmasının mümkün olmadığını vurguluyor. 2017’de çıkan bu yasaya göre, bireyler ve kurumlar, talep edildiğinde Çin’in istihbarat örgütleriyle işbirliği içerisinde çalışmaya zorunlu.
Roubini’nin de dikkat çektiği büyük güçler arasındaki 5G kavgası, hiç şüphesiz sadece ‘istihbarat’ ile sınırlı değil. O sadece buzdağının görünen yüzü...
Merak ediyoruz, bizde bu yeni dünyaya yönelik hazırlıklar nasıl gidiyor?
HEM DOĞU HEM DE BATI İLE İŞ YAPMA AVANTAJI
Ekonomist Roubini, konuşmasında Türkiye ekonomisindeki çeşitli kırılganlıklara da dikkat çekti. Ancak büyük resimde farklı bir tablo çizdi. Türkiye’nin son 20 yıldır ekonomik büyüme-sinin ve çeşitlenmesinin gayet iyi olduğunu ifade etti. “Finansal hizmetlerde ve endüstriyel açıdan gayet başarılıydı” tespitini yaptıktan sonra bugün dünyada ticaret savaşları, teknoloji savaşları ve de 5G savaşı ile somutlaşan hegemonya mücadelesinde ülkemizin konumunu şu sözlerle değerlendirdi:
“Türkiye’nin hem Batı hem de Doğu ile iş yapabilmesi çok avantaj sağlıyor. Türkiye’nin nüfus artışı, doğru eğitim ve beceri kullanımıyla önemli bir ekonomi kaynağı olabilir.”
29 Kasım 2019 Cuma