Başlıktaki konuyu iki şekilde formüle edip açalım. Birincisi; mesleki eğitimle evlilik arasında nasıl bir sebep-sonuç ilişkisi bulunur? İkincisi; ilk evlilik yaş ortalamasının yükselmesinin derin anlamı nedir? Elbette, hayatın gittikçe daha karmaşık hale geldiği günümüzde sebepler ve sonuçlar da farklı boyutlar üzerinden anlam kazanıyor. Bu konuya ilişkin okumayı nüfus etüdleri üzerinden yapabilirsek konuyu daha net anlayabiliriz.
Aile kurumu ile ilgili herkesin ezbere bildiği ilk malumat; ‘ailenin toplumun temeli olduğu’ bilgisidir. Bu durumda aileyi olumlu-olumsuz etkileyen her türden sonuç bu temel malûmatı yakından ilgilendirir. Aile kurumunu en çok etkileyenin eğitim olduğunu biliyoruz. Sanayi devrimi ile başlayan mesleklerin eğitimle kazanılmaya başlaması, günümüzde iyice zirve yapmış durumda. Eğitim almadan meslek edinilemez noktaya doğru gidiyoruz. En basitinden kısa bir usta-çırak usulü ile öğrenilebilecek meslekler bile artık eğitim sürecinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Çalışma hayatı, mesleklerin hızlı bir şekilde ömrünü tamamladığı, dönüştüğü ve yenilendiği bir dönemi yaşıyor. Buradaki hareketliliğin seyri, zamanı ve işleyişi ise aile kurumunu dolaylı olarak etkiliyor.
* * *
Meslek eğitiminin ülke sosyolojisinde ve ailenin ilk kuruluşunda bir karşılığı var mı sorusunun cevabı, konumuz açısından önemli.
Meslek eğitiminin ülkenin eğitim problemlerinin çözümünde ciddi bir rol oynadığını ve stratejik bir mahiyet taşıdığını biliyoruz.
Toplumsal kalkınmada ise fonksiyonel bir konuma sahip. Burada ortaya çıkacak başarı, meslek eğitiminin dışındaki eğitim alanlarını da rahatlatacak. Bu çerçevede meslek eğitiminde başarı veya başarısızlık durumunun ülkedeki sosyal problemlere çözüm ürettiği veya zemin oluşturduğu da gündeme geliyor.
Mesleki eğitimle ilk evlilik yaş ortalaması arasında nasıl bir korelasyon bulunur? En iyi değerlendirme sonuçlar üzerinden yapılandır.
Çünkü; netice doğru-yanlış, eksik-fazla olabilir fakat rasyonel olarak varılan sonuçtur, göstergedir. Biz de sonuçlardan hareketle bir değerlendirme yapalım.
Ülkemizde TÜİK verilerine göre ortalama ilk evlenme yaşı her iki cinsiyette de artış gösterdi. Ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 28.2 iken kadınlarda 25.6 oldu. Erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkı 2.6 yaş olarak gerçekleşti. Bu gösterge demografik bir neticedir. Bu bilginin etüdü ise açıktır, yalındır, nettir. Gençlerin yuva kurmaları gün geçtikçe gecikiyor, öteleniyor. Bu durumun da anlamı sarihtir. Ailelerde geç yaşlarda çocuk sahibi olma ve çocuk sayısında bir azalmaya yol açtığı hususudur. Annenin geç yaşlarda çocuk sahibi olmasının tıbbi açıdan dezavantajları ise ayrı bir konu.
* * *
Şüphesiz ki, ilk evliliklerin gecikmesinin tek sebebi eğitim değil ama en önemli nedeni. Konunun genelde eğitimle, özelde ise mesleki eğitimle ilgisi bulunuyor. Öncelikle bir tespitte bulunmak yerinde olur. Türkiye’nin 85 milyon nüfusu içerisinde 15-24 yaş grubundaki genç nüfus yaklaşık 13 milyon. Bu, toplam nüfusun yüzde 15.2’sini oluşturur. Bunun yüzde 51.2’si erkek, yüzde 48.8’i ise kadın nüfus. Nüfus projeksiyonlarına baktığımızda ise genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranının 2030 yılında yüzde 14.0, 2040 yılında yüzde 13.4, 2060 yılında yüzde 11.8 ve 2080 yılında yüzde 11.1’e düşeceği öngörülüyor.
Tüm bu istatistiki neticeler bize şunu gösteriyor. Eğitim konusunun; sonuçları, boyutları, korelasyonu, etkileşimleri ve derinliği büyük, önemli. Bu çerçevede ortaya çıkıyor ki, meslek eğitimini büyütmek ve etkinleştirmek stratejik bir noktaya geldi. Hem genç kuşağı doğrudan ve kısa yoldan mesleğe yöneltmek hem de eğitimin diğer alanlarını rahatlatmak için bu mesele ciddiyetle ele alınmalı. Bu sebeple de meslek eğitimi kurgusunu bu neticeleri ortaya çıkaracak şekilde yapmak gerekiyor. Bu başarıldığı taktirde üniversitelerin önündeki yığılmayı ve üniversiteli işsizler problemini makul bir noktaya getirecek. Gençlerin erken yaşta mesleğe başlamalarının, ilk evlilik yaşını bile geriye çekmede katkısı olacak. Bütün bunların neticesi olarak eğitimdeki rasyonel başarının bütün alanları olumlu şekilde etkileyeceğidir. Bu husus, aynı zamanda Aile Bakanlığı’nın ailenin güçlendirilmesi politikasına da hizmet eder görünüyor.
04 Aralık 2023 Pazartesi