PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ
Lafın ortasından konuya girmek gerekirse; insanın dünyaya gelişi ve dünyadaki hayat süresi içerisinde idame-i hayatın olabilmesi için insanın topluma faydalı bir iş yapması halk deyimi ile ‘bir baltaya sap olması’ gerekir. Bu çerçevede kariyer inşa etmeye kimsenin itirazı olmaz. Zira, eğitime bu kadar zaman, çaba ve maddiyat harcıyorsak karşılığında bir şeyler olmalı ve biz de bunu planlamalıyız. Geleceğimiz için maddi-manevi tatminler yaşamak ve düşüncelerimizi realize edebilmek için iyi bir kariyer planlaması yapmamızda bir mahsur yok. Fakat hiç şüphesiz ki, bir de kader dediğimiz boyut var. Gerçekleşen ne olur bilemeyiz. Olan ne ise hayırlısı odur. Zira; kariyer dediğimiz süreç, çalışma hayatının neredeyse sonuna kadar devam ediyor. Sadece okulu bitirip bir işe girmekten ibaret değil.
Soruyu bir de şu şekilde soralım: Kariyer mücadelemiz veya yolculuğumuz hayat boyu devam edecekse ve bu bir yaşam tarzına bürünecekse, ilişkilerimizde belirleyici olacaksa bizi nereye götürür? Eğitim, kurs anlamındaki donanımlar, bu doğrultuda aldığımız her türlü profesyonel yardım, ailemizden miras aldığımız çevre, atılan her adım, kurulan her ilişki, kısaca tüm bunlar kariyer odaklı bir hesap üzerine yapılırsa bu tür bir hayat döngüsü bizi nereye götürür, ne kadar mutlu eder ve bizi nasıl bir gündelik hayatla buluşturur?
Nihayetinde hepimiz uzun bir yaşam sürecini gündelik yaşıyoruz. Önemli olanın hayatımıza ilişkin her türlü planlamanın gündelik yaşamımıza, ilişkilerimize, iletişimimize bir mutluluk taşıması gerekir. Bizi mutlu edecek olan da budur. Gündelik hayatta karşılaştığımız; sevinçleri, öfkeleri, acıları hayatın akışı içinde mutluluğumuza halel getirmeyecek şekilde nasıl absorbe edebildiğimizdir.
* * *
Kariyer yapma elbette hayatın amacı olamaz, olsa olsa hayat için bir araç olabilir. Hayatın araçları amaç haline gelmişse de durum vahim demektir. Hayatı her zaman için hesap üzere yaşamak geniş anlamda sıkıntılı bir süreci ifade eder. Tamamen hesapsız yaşamak ise ayrı bir karmaşayı getirir. Hesap ve planlama yapıp hayatı kendi akışına bırakmak ve bununla mutlu olmaya çalışmak en doğru usul olsa gerek.
Kariyerin doğal olanı; yapılan mesleğe ilişkin en iyisini yapma gayreti içerisinde olmaktır. Bu, sizi kendi doğallığı içerisinde bir yere götürür. Süreç dahilinde de mutlu eder. Çünkü ilişkileriniz doğal ve kendi akışı içerisinde olmuştur. Fakat salt kariyer yapmak üzere bir gayret içerisinde olursanız bu gayretiniz boşa çıkabilir, sizi boşlukta bırakabilir. Bu süreçte kurduğunuz tüm ilişkiler yapay eksenli olduğu için de bir mutluluk oluşturmaz, tatmin getirmez.
Çoğumuz için kariyer; pozitiftir ve en başta gelirimizi artırır. Aslında bu tarafı doğrudur fakat bir taraftan da işimizin yoğunluğunun ve dolayısıyla sorumluluğumuzun artışı anlamına gelir. Bu da bir ölçüde özel hayatımızdan vakit çalmaktır. Bütün bunlara kişisel olarak, aile olarak hazır olup olmadığımız önemlidir.
* * *
Bireyi cemiyet içinde şımartacak yetkilere sahip ve bu başarılı kimliğinden başka hiçbir sosyal yanı olmayan, kendine ve ailesine vakit ayıramayan, bürokraside veya iş hayatında hızlı iş temposuyla çalışan bir karakter yaptığı işin dışında ne anlam ifade eder? İşinin dışında nerede mutluluğu yakalamıştır? Hayata dair nasıl bir mutluluk profili çizer? Zira insan sosyal bir varlıktır ve bu çerçevede ihtiyaçları bulunur.
Yeni mezunların kariyer kavramını hayatlarının çok önemli bir parçası olarak görmeleri ama kariyerlerinin, tüm hayatları anlamına gelmediğini de anlamaları beklenir. Bu açıdan; iş hayatında ve bürokraside görevlerini iyi yapmaya odaklanmaları ve elde ettikleri başarıların kendilerinin kariyer anlamında önlerini açmaları doğru olandır. Kariyerin kutsal hale getirilmesi ve bir anlamda hayatın ona endekslenmesi çoğu zaman bireyi derin boşluklarda bırakabilir.
16 Ocak 2023 Pazartesi