Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları



 

Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Hoca, eğitimin kök sorunlarına yönelik çözüm çabalarına yoğunlaşıyor. 


Öncelikle öğretmeni eğitimin merkezine konumlandırma gayreti içerisinde. Bu çerçevede müsteşarlığı döneminde başlatılan bazı uygulamaları yeniden gündemine almış görünüyor. Hem ‘öğretmen odası’ buluşmalarından hem de medyada söylediklerinden bu duruma ilişkin ipuçları var. Hemen belirtelim ki, bizce bu asla bir geriye dönüş değildir. Müsteşarlığında başlatılan iyi uygulamalardan güncellenmesi gerekenleri tespit edip yeniden gündem yapmak demektir. Bunun başında da eğitimin merkezinde yer alması gereken öğretmenin bizatihi kendisi gelir. Liseye ve üniversiteye geçiş sınavlarının öğrenci, veli düzeyinde gerilimi artıran bir kâbustan stres katsayısı düşük bir normalleşmeye evrilmesi ise başka bir gündemdir. Zira bilinmektedir ki, bu türden sınavların mevcut hali ile eğitime bir faydasının olmadığı, aksine öğrencinin hazırlık döneminin vakit olarak heba olduğudur. Aslında, müfredatı da öğretmeni de merkeze alan bir uygulama süreç içerisinde birçok problemi kendiliğinden çözer.

 

SINIFININ KAHRAMANI

 

Öğretmen yetiştirmeye özel bir önem atfeden ve bu kök problemi yeniden ele almakta fayda olduğunu ifade eden Bakan Tekin, bunu da YÖK’le birlikte planlayacaklarını söyledi. Bütün bunlardan öğretmenlik mesleği için lisans programlarına öğrenci alımından başlayarak istihdam ve sonrasında hizmet içi gelişimlerine ilişkin kurgunun güncelleneceğini anlamış oluyoruz. Bu doğru ve yerinde bir yaklaşımdır. Zira, eğitimin merkezinde yer alan öğretmenin bütün sürecine hakim olunamaz ise ondan başarı hikayeleri beklemek beyhude olur.

 

Eğitim konusunda kafa yoranlar olarak biliyoruz ki, maarifte bütün iyileştirmeler öğretmen üzerinden görünür hale gelir. Teorisyen eğitimci Nurettin Topçu, “Maarif demek muallim demektir” şeklinde özetlediği öğretmeni eğitimin merkezine konumlandırmak çok doğru bir kurgudur. İlber Ortaylı’nın, “Öğretmen iyi ise toplumunu kurtarır, iyi öğretmen bulunamaz ise gelecek kuşaklar da tehlikeye girer” sözü bunun tamamlayıcısıdır. Netice olarak esas mesele; öğretmenin sınıfının kahramanı olabilmesidir. Bu sonucu doğuracak çalışmaların bir bütünselik içerisinde icra edilmesidir.

 

EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ

 

Diğer taraftan, güncel bir problem olarak beliren dijitalleşme ve eğitim teknolojilerinin hızla gelişimi karşısında öğretmenin konumu önemli. Sınıfta, öğretmen ve öğrenci arasında teknolojik gelişmelerin dijital bir kaosa dönüşmemesi önem taşır. Önemli olan; öğretmenin, okulun ve merkezin bu konuda tedbirler geliştirerek bu durumun bir problem alanına dönüşmesini önlemeleridir.

 

Dolayısıyla öğretmen yetiştirmenin tüm süreci yeniden ele alınmalı ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler de dikkate alınarak yeni bir kurgu yapılmalı. Zira yapay zekayı her şey yerine koyanlar öğretmenin de oyun dışı kalacağı yönünde görüşler serdederek bu alanda bir korku iklimi oluşturur. Bir gerçek var ise o da; yapay zeka, öğretmeni sınıfın dışına itmeyecek fakat kendini güncelleyemeyen, donanımı eksik olan öğretmenin sınıfta ve öğrenci-veli nezdinde etkisi azalacak. Netice olarak, günümüz eğitiminin icrasında sürekli gelişen teknolojiyi kâbusa dönüştürmemek ve öğretmeni ‘güncelleyerek koruyan’ bir yaklaşımı benimsemek ve tedbirler geliştirmek zarureti var. 

 

Tüm bu sebeplerle öğretmenin; karakter uygunluğu da dahil olmak üzere ilk seçiminden başlayarak lisans eğitimleri, formasyon konusu ve mesleki gelişimi gibi kök problemleri sağlam bir kurgu ve uzun vadeli etkin bir süreç yönetimi ile çözüme kavuşturulmalı. 

 

İnandığımız bir husus var; öğretmenlik sadece idame-i hayat için yapılmaz. Burada insanlığa ilişkin gerekçeler ve idealler öne çıkar. 

 

Öğretmenlik tam bir ‘adanmışlık’ gerektirir. Kişinin bu yönü var ve kuvvetli ise ücret türünden diğer negatif durumları aşarak başarı hikayeleri yazabilir. Diğer bir deyişle öğretmen, her türlü zorluğu ancak mesleğe ilişkin adanmışlığı ve ideali ile aşabilir. Fakat, maddi boyut da öğretmenin itibarını koruyacak şekilde, istismar konusu yapılmadan ülke şartları içerisinde en iyisi yapılarak çözülme kavuşturulmalıdır. 

17 Temmuz 2023 Pazartesi