Milli Eğitim Bakanlığı’nın kısaca Bilsem olarak bilinen Bilim Sanat Merkezleri, yaklaşık 30 yıllık bir tecrübeye sahip. Bu süre içerisinde deneyimle kendine yol ve usul bulmuş ve kendini inşa etmiş bir destek eğitim modelidir. Bakanlık, bu modelini sürekli geliştirmekle meşgul. Neticede butik bir iş yapılıyor. Ülkemizin ilkokuldan liseye kadar Bakanlık tarafından tanınarak seçilen bahşedilmiş çocuklara kabiliyetleri doğrultusunda destek eğitimi veriliyor. Çocuklar kendi okullarındaki derslerin dışında kalan vakitlerini bu eğitimleri alarak değerlendiriyor. Mutlu da oluyorlar; zira buradaki eğitim tam kendilerine göre tasarlanmış.
Bilsem’lerin bağlı bulunduğu Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü anladığımız kadarıyla camiada yeni bir heyecan dalgası oluşturmak istiyor. Öğrencisi, öğretmeni, yöneticisi ve velisinin de katılımını sağlayarak verilen eğitimi bir bütün olarak gözden geçirmek, ileri teknoloji ile bunları desteklemek, öğretmenin mesleki gelişimini programlamak ve eğitimin bütün süreçlerini dikkatle izleyerek niteliği artırmaya yönelik gereken tedbirleri hızlı bir şekilde almak niyetinde.
* * *
Bu sebeple kültürel ve manevi yönü güçlü bir şehrimiz olan Kastamonu’da şehrin kahramanı Şehit Şerifebacı’nın ismi verilen Doğa Kültür Köyü öğretmenevinde iki gün süren bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya işin duayenleri olan akademisyenler, Bilsem yöneticileri, öğretmenleri ve Genel Müdürlük uzmanları katıldı. Alanın aksaçlıları olarak; Prof. Dr. Mustafa Baloğlu, Prof. Dr. Uğur Sak hocalar ve bendeniz yer aldı. Bununla birlikte hem Bilsem müdürlüğü yapmış hem de akademisyen olan Doç. Dr. Ahmet Kurnaz, Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Oğuz Köklü ve Türkiye Maarif Vakfı’nın ilgili daire başkanı olan Dr. İsmail Çuhadar katıldı. Bir yıldır, Özel Yeteneklilerin Geliştirilmesi Daire Başkanlığını başarı ile yürüten Dr. Erdal Kılınç’ı ise yeni görevi olan Gaziantep İl Müdürlüğü’ne Kastamonu’dan uğurladık. Kısaca saha ve akademi, dengeli olarak bir araya geldi. Kendisi de bir akademisyen olan Genel Müdür Doç. Dr. Mustafa Otrar Hoca, hakikaten hem iyi bir harmanlama yapmış hem de başından sonuna kadar hazır bulunarak meseleye hassasiyetini ortaya koydu. Harman yeri iyi kurulunca bereketli ve bizim de gördüğümüz verimli bir çalışma ortaya çıktı ve dönüştürücü kararlar için ortak zemin oluştu. Mustafa Hoca, Sayın Bakanımızın da Bilsem’lerin daha iyi bir noktaya gelmesini önemsediğini ifade edince, çalışma ekibi işe daha bir gayretle sarıldı.
* * *
Bildiğimiz bir husus; bir ülkenin zeka potansiyeli yüksek bahşedilmiş çocukları o ülkenin insan kıymeti açısından stratejik yanını oluşturduğudur. Bu sebeple bu alandaki çalışmaların özenle, dikkatle ve aşkla yürütülmesi gerektiğidir. Zira ataların söylediği gibi suyun akıp yolunu bulması mümkün ama suyun akacağı arklar yapılırsa yolun bulunması daha kolay gerçekleşir. Bu da bütün ülkenin ve insanlığın yararınadır.
Bu yüksek potansiyeli daha iyi değerlendirmek ve yönetmek Bilsem’lerin geleceğine dair yönelimlerin müzakeresi sonucu hakikaten önemli kararlar almak için akademik ve uygulamaya yönelik iyi bir zemin oluşturuldu. Zira bu iş; seçimi, eğitimi, yönlendirilmesi ve çalışma hayatı ile bir bütündür ve bu şekilde kurgulanması gerekir. Bilsem’lerde; fen ve sosyal bilim, teknik, sanat, her disipline yönelik zemin vardır. Bu ortak zeminden hareketle bütünlüğü bozmadan ilerlendiği sürece istenen neticeler alınır ve maksat hasıl olur.
Diğer taraftan T3 Vakfı’nın Deneyap Atölyelerini ve ülkemizin gururu haline gelen ve kısa zamanda küresel bir yere oturan Teknofest’in yarışmalarını, Bilsem eğitimini önemli ölçüde tamamlayıcı bir mahiyet arz etmesi nedeniyle maksadın hasıl olduğu bir netice olarak görmek gerekir. Sahada gördüğümüz talep; T3 Vakfı ile Bilsem’ler arasında hem öğrenci hem de resmi anlamda zaten var olan işbirliğinin daha da geliştirilmesi gerektiği konusudur. Bundan önemli bir sinerji doğacağı kesin ve ülkemizin de buna ihtiyacı bulunuyor.