PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ
Aile kurmakla ilgili tüm aşamalar günümüzde zorlaşıyor mu, kolaylaşıyor mu bilemiyoruz. Herkesin bu merasim aşamalarının özellikle sosyal medya aracılığı ile bütün ayrıntılarını alenileştirmesi; ekonomiyi, psikolojiyi, akran, akrabalık-arkadaşlık ve aile içi ilişkileri nasıl etkiliyor, bunu da bilemiyoruz. Bildiğimiz; tüm bunların giderek profesyonel hale geldiği, aile ekonomisini sarstığı fakat evliliğe çıkan merasimler etrafında oluşan ekonomiyi de canlandırdığıdır.
Pandemi kurallarının resmen ortadan kalkması ve yaz aylarının başlaması ile birlikte evliliğe çıkan; söz kesme, nişan, kına, nikah ve düğün merasimleri oldukça yoğunlaştı. Tanıdık her yerden doğal olarak törenler için davetler geliyor. Bunda bir anormallik yok elbette. Bütün bu merasimler, değişimin seyri doğrultusunda devam ediyor. Gündelik hayatın kendi doğasında devam etmesi gibi.
***
Aslında evliliğe çıkan bu merasimlerin tamamı eskiden de vardı, şimdi de devam ediyor. Yani sürecin işleyişinde merasim çeşitliliği açısından değişen bir durum yok. Söz kesme, nişan, kına, nikah, düğün gibi bütün törensel aşamalar süregelen bir devamlılığı ifade eder. Değişen ise sosyal medyanın kullanımının olağanüstü yaygınlaşması ile birlikte bu aşamaların ilgili ilgisiz herkese ulaşan bir alenilik içerisine girmesi, mahremiyete hassasiyet gösterilmemesidir. Belki de herkesi negatif etkileyen tarafı burasıdır.
Eskiden çoğunlukla bu aşamaların bir kısmı ya aile arasında evlerde veya kayda değer bir maliyet getirmeyen mekânlarda icra edilirdi. Şimdilerde kız isteme dahil bu merasimlerin tamamı profesyonel mekanlarda profesyonel organizasyonlar aracılığı ile yapılıyor. Sosyal medya aracılığı ile alenileştirilen bu merasimler mevcut profesyonelliği bir rekabet ortamına sürüklüyor ve kendi içinde bir gösteriş yarışına itiyor. Bu durumda törensel aşamalar etrafında bir ekonomi ortaya çıkıyor ve bu giderek güçleniyor.
İşe, güçlenen bu sektör açısından bakıldığında pozitif gibi görünen evliliğe giden merasimler toplamı, ekonomiyi canlandırıyor.
Fakat işin görünmeyen tarafı ise aileyi ilgilendiren tam olarak bir facianın gizli fotoğrafını bize veriyor. O da; evliliğin, kurulan yeni yuvanın yüklü bir borçla başlamış olması gerçeğidir. Bu ağır yükü gören gençler çoğunlukla evliliklerini geciktiriyor. Bu durumda da zaten şehir ortamı ve çalışma hayatının koşulları ve gelecek kaygısının da etkisi ile ailelerdeki çocuk sayısı giderek azalıyor.
***
İşte tüm bu faktörlerin toplamı; toplumun temeli olarak bildiğimiz ailenin nasıl zor şartlar altında kurulduğunu ve sürdürüldüğünü ortaya koyuyor. Asıl sosyolojik facia ise bu fotoğrafın ta kendisidir. Çok masum bir alenileştirmenin yol açtığı, acımasız gösteriş yarışının ortaya çıkardığı bu durumun aile kurumunu başlarken getirdiği hâldir. Bu borç yükünün birey ve aile psikolojisini nasıl etkilediği aşikârdır. Çok sağlam bir temel üzerine kurulması gereken yeni ailenin içinde bulunduğu vaziyet budur maalesef. Bu borç yükünün altına girmek istemeyen aile ve gençlerin ise evliliklerini öteledikleri veya vazgeçtikleri husus ise başka bir acı gerçeğe tekabül ediyor.
Sağlam bir aile kurmanın ilk adımı; gençlere ve ailelerine borç yükü oluşturmadan yola çıkılandır. Evliliğin tüm merasimlerini maddi olarak kolaylaştırmaktır. Evlenecek gençlerin hem erken evlenmeleri hem de hayata borçla başlamamaları için evlilik etrafında dönen ekonomiyi canlandırma yerine yeni evlilerin ekonomilerini sağlam tutmak toplumun geleceği açısından çok daha önemlidir. Zira, aile gelecektir, mahremiyettir.
15 Temmuz 2022 Cuma