1990’lı yılların ortaları internetin dünyada gelişmeye başladığı, benim de üniversitede bilgisayar mühendisliği okuduğum yıllardı... O zamanlarda bu günlerde Bitcoin ve Blockchain teknolojileri için konuşulanlar internet için konuşuluyordu - herkes internetin yaşamımızı köklü biçimde değiştireceğinin farkındaydı ancak bunun nasıl olacağı konusunda çok fazla fikri yoktu. Ne olursa olsun kanaat önderleri, bir konuda hemfikirdi: Yaklaşmakta olan 2000’li yıllar yani yeni yüzyıl ‘bilgi çağı’ olarak adlandırılıyordu. Şu anda 2019’dayız ve bilgi çağı olarak karakterize edilen bu yüzyılın henüz ilk çeyreğine bile gelmiş değiliz! Gerçekten de veri ve bilgiyi saklama, işleme, anlam çıkarma boyutlarında sıra dışı gelişmeleri henüz yeni deneyimlemeye başladık.
Veri saklama maliyeti ihmal edilebilir boyuta indirgendi. Bulut (cloud) tabanlı bilişim sayesinde her şeye bir tıklamayla erişmek mümkün hale geldi. Eskiden mümkün olan ancak fizibl olmayan birçok senaryo yapılabilir durumda. Artık telekomünikasyon ağlarındaki darboğazlardan söz etmiyoruz. Yeni darboğaz bir türlü kurtulamadığımız eski zihin yapımız!
Aşağıdaki QR kodu okutarak ulaşacağınız grafikte dünyanın en değerli bir şirketleri sıralamasında yıllar içerisinde gerçekleşen değişimi görüyorsunuz. 2001’de birinci sırada 300 binden fazla çalışanıyla 100 yıldan uzun geçmişi olan General Electric (GE) vardı. İlk beş şirketi sıralamasında kendisine yer bulan tek şirket Microsoft şirketiydi. 2006’ya gelindiğinde tablo çok fazla değişmedi. 2011’e gelindiğinde Apple şirketi tabloda kendine yer buldu. 2016’da dünyanın en değerli şirketlerinin ilk üçü teknoloji şirketiydi. 2017’ye gelindiğinde teknoloji şirketleri ilk beşin tümünü ele geçirdi.
Bir şirketin ömründe 10-15 yıllık zaman dilimi çok küçük bir süreyi temsil eder. Ancak hızla yaşanan dijital dönüşüm dünyanın en değerli şirketleri sıralamasının bu kısa zaman diliminde baştan aşağı değişmesine neden oldu. Veri ve bilgilerin içinde bulunduğumuz yüzyılın petrolü olduğunu bir gerçek… Burada kritik nokta veriden içgörü elde ederek bunu kurum için rekabetçi avantaja çevirmek... Artık ne toplam kalite yönetimi, ne operasyonel mükemmellik (maliyet avantajı), ne de marka olmak tek başına işe yarıyor... Devasa büyüklükteki veriyi analiz ederek müşteriler ve davranışlarına dair yeni içgörü elde etmek ve rakiplerin yapamadığı ölçüde katma değer sunarak farklı oluşturmak mümkün... Bu durumu fark eden
General Electric hayatta kalabilmek için dijital dönüşümü tüm kurum olarak yıkıcı biçimde gerçekleştirmesi gerektiğinin farkına vardı. 100 yıldan uzun tarihi olan köklü bir kurum olmasına rağmen gerekli cesareti gösterdi ve misyon ve vizyonunu dahi değiştirerek kendini ‘yazılım odaklı bir teknoloji şirket’ olarak konumlandırdı. Verinin her aşamada stratejik bakış açısıyla değerlendirildiği ve dijital dönüşümü gerçekleştirecek ayrı bir şirket olarak ‘GE Digital’ adında binlerce yazılımcıyı istihdam ettiği yeni bir şirket kurdu. Geleneksel bakış açısı olan bilgi teknolojilerini kurumun yan fonksiyonu olarak gören mantığın tersine bu bakış açısı, veriyi şirketin rekabetçi avantaj elde etmesi için stratejik bakış açısıyla değerlendirmeyi ve SAP gibi taşeron yazılımlara güvenmek yerine tamamen kendi altyapısı ve çözümleriyle veriyi her aşamada kullanmayı esas almaktadır. Söz konusu trend son aylarda ülkemizde de etkisini gösteriyor.
2018’in son aylarında Koç Holding, Koç Sistem gibi büyük bir kurumu olmasına rağmen tam da bu mantıkla Koç Dijital adında yeni bir şirket kurdu. Sabancı Holding, Sabancı DX’i kurdu. Holding bazında gerçekleşen bu gelişmelerin benzeri şirket bazında da hayata geçiyor. Bunun bir örneği, Renault’nun yakın geçmişte kurduğu Renault Digital şirketi. Kısaca köklü şirketler dijital dönüşümün yıkıcı etkisinin farkına varıp çok geç olmadan yıkıcı dönüşümü kendi elleriyle yapmaya başladı bile. Dijitalleşmenin DNA’sını çözümleyen vizyoner şirketler fark oluşturuyor. Google, Amazon.com, Netflix bunu iyi yapan şirketlerden birkaçı... Dijital devrimde her şirket teknoloji şirketi olacak, dolayısıyla veri merkezli ve dolayısıyla yazılım şirketi gibi yönetilmek durumunda olacak… Dijital köşede dijitalleşmenin gerçekte ne anlama geldiği, müşteri deneyimini geliştirerek tercih edilebilmek için neler yapılması gerektiği ve günümüz dijital takım çantasındaki yeni araçlarla kurumların nasıl fark oluşturabileceğini farklı örnekler üzerinden anlatacağız. Keyifli okumalar dilerim…