Yapay zeka bir süredir hayatımıza konuşarak girdi; sorularımıza cevap veren, merakımızı gideren sohbet botlarıyla tanıştık önce. Fakat şimdi çok daha köklü ve sessiz bir dönüşüm başlıyor. Bir dönemin ‘sorduğumuzda cevap veren chatbot’ yapay zekalarının yerini, işin bütününü devralabilen, süreçleri baştan sona yürüten otonom yapay zeka ajanları alıyor. Yakında ekrana soru yazdığımız sistemlerden değil, arka planda bizim adımıza çalışan görünmez yardımcıların çağından söz edeceğiz.
Bu yeni dönem, ilk bakışta teknik bir yenilik gibi görünse de etkisi çok daha geniş. 2024 için yaklaşık 30.9 milyar dolarlık bir pazar öngörüsü yapılan ve yıllık yüzde 31’in üzerinde büyüyen bu alan, insan ile makine arasında başka bir iş bölümü tanımlıyor. Bir bankacı sabah bilgisayarını açtığında, kredi risklerine ilişkin anomalileri tespit etmiş, raporları ilgili birimlere iletmiş ve günün kritik maddelerini özetlemiş bir ajan tarafından karşılanabiliyor. Aynı kurumda hukuk birimine bakan başka bir ajan, son regülasyon değişikliklerini tarayıp dosyaları güncellediğini bildiriyor. Pazarlama tarafında ise hafta sonu kampanya sonuçlarını analiz eden farklı bir yazılım kendi özetini hazırlıyor. İnsanların saatlerce süren iş akışları, artık saniyeler içinde birbirleriyle konuşan dijital yardımcılar arasında dolaşıyor.
***
Evde de benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Bundan birkaç yıl önce yalnızca “Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?” diyen sesli asistanlar, yerlerini sizin adınıza düşünen daha kapsamlı yapılara bırakıyor. Kaçırdığınız bir randevuyu fark edip takviminizde uygun boşluklar bulan, çocuğun okul evraklarının eksik olduğunu hatırlatan, evdeki cihazlarla iletişim kurarak ışık ve ısı ayarlarını düzenleyen bu sistemler artık sıradan bir teknoloji yeniliği değil; gündelik yaşama entegre olan bir tür dijital refakatçi. Önemli olan, bu yapıların yalnızca talimatla çalışan programlar değil; kendi inisiyatif alanına sahip otonom zekalar haline gelmiş olması.
Araştırma süreçleri de radikal biçimde değişiyor. Bir öğrencinin günlerce sürdürdüğü literatür taramasını dakikalara indiren, kaynakları karşılaştırıp çelişkileri belirleyen, özet çıkaran ve doğrulama yapan çok katmanlı araştırma ajanları ortaya çıkmış durumda. Yazılım dünyasında ise kod yazan, hatayı bulan, test eden ve dağıtıma kadar uzanan tüm süreci tek başına yöneten otonom sistemler var. Bu döngü, yazılım geliştirmeyi neredeyse sanayi tipi bir üretim hattına dönüştürüyor.
***
Bu kadar hızlı ilerleyen bir alanda doğal olarak bazı endişeler de öne çıkıyor. Ajanların artan hafıza kapasitesi ve hızlanan karar zincirleri, veri güvenliği ve şeffaflık konularında yeni riskler yaratıyor. Bilginin kaynağının izlenememesi, küçük bir hatanın kurum çapında zincirleme sonuçlar doğurmasına yol açabilir. Ayrıca, kusursuz kullanıcı deneyimi bağımlılık riskini artırabilir; çünkü insan davranışını bu kadar iyi okuyabilen sistemler, konforun çekiciliğini artırarak karar verme süreçlerinde yavaş yavaş ağırlık kazanabilir.
Öte yandan bu dönüşüm, insanı devreden çıkarmaktan çok insan kapasitesini genişletme potansiyeli taşıyor. Yakın gelecekte telefonlarımızda onlarca mikro ajanın bulunduğunu görmek şaşırtıcı olmayacak. Biri sağlık verilerini yorumlayacak, biri finansal kararları optimize edecek, bir başkası çocuğun eğitim rutinini takip edecek, diğeri evin enerji tüketimini yönetecek. Uygulama mağazalarının yıllar önce başlattığı ekonomik ekosistemin benzeri, bu kez ‘ajan mağazaları’ üzerinden kurulacak gibi görünüyor.
Sonuçta mesele teknoloji değil; insan ile makine arasında usulca yazılan yeni sözleşmenin çerçevesi. Bu sistemler bizi güçlendirebilir, hızlandırabilir, daha verimli hale getirebilir. Fakat bunun şartı, karar alma yetkisinin nihayetinde insanda kalmasıdır. Aksi halde, kolaylık uğruna sorumluluğu devrettiğimiz bir döneme girmiş oluruz.
Yapay zeka ajanlarının yükselişi, belki de uzun zamandır görülen en kapsamlı dönüşüm. Üstelik ses çıkarmadan gerçekleşiyor; gündelik hayatın görünmeyen katmanlarında yerlerini alıyorlar. Bize düşen ise bu hızın büyüsüne kapılmadan, bu gücün hangi amaçla kullanılacağına dair irademizi korumak. Ajanların çağı başlıyor, fakat sözleşmenin son maddesini hâlâ biz yazıyoruz.