Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları


gurlesel@superonline.com

 

Ekonomide rasyonel zemine geri politikaları öncelikle para, kur ve kredi politikalarında normalleşmeyi içeriyor. Bu çerçevede Merkez Bankası’nın yeni para politikası belirleyici olacak. Merkez Bankası, para politikasında kademeli bir sıkılaşma hedefi ortaya koydu. Bu konuda adımlar atmaya başladı. Enflasyonla mücadelede üç dönem ilan etti. Her dönemin politikaları, koşulları ve işlere etkileri farklı olacak.  

 

1. MERKEZ BANKASI’NIN TAKVİMİ ÜÇ DÖNEM İÇERİYOR 

 

Merkez Bankası, normalleşmeye ilişkin bir takvim açıkladı. Buna göre 2024 yılı ortasına kadar olan süreç, enflasyonla mücadele için bir ‘geçiş’ dönemi olacak. Bu süreçte hem politikalar normalleşecek hem de liralaşma dönemindeki kısıtlayıcı düzenlemeler kademeli olarak kaldırılacak. Kur korumalı mevduatlar da tasfiye sürecine girecek. 2024 yılı ortasına kadar enflasyonla mücadele için uygun koşullar yaratılacak. 2024 Haziran-2025 Haziran ‘dezenflasyon’ dönemi olacak. Enflasyondaki esas düşüş bu dönemde sağlanacak. 2025 Haziran-2026 Haziran dönemi ise ‘istikrar’ dönemi olarak tanımlanıyor, enflasyonun tek haneye ineceği öngörülüyor. 

 

2. YENİ POLİTİKALAR VE ENFLASYON HEDEFLERİ  

 

Merkez Bankası, yeni politikaları ile öncelikle döviz kurlarının, faiz oranlarının ve diğer fiyatların piyasalarda yeniden serbest olarak belirlenmesini benimsedi ve buna yönelik adımlar atmaya başladı. Türk Lirası bu çerçevede bir düzeltme yaşadı. Faizlere yönelik düzenlemeler de kademeli olarak azaltılıyor. Merkez Bankası, diğer yandan para politikasında sıkılaşma adımlarına başladı. Faiz oranlarını artırıyor, TL likiditesini azaltıyor ve kredi büyümelerini sınırlıyor.

 

Merkez Bankası, yeni politikaları ile enflasyonu düşürmeyi ve fiyat istikrarını sağlamayı hedefliyor. 2023 sonu için yüzde 58, 2024 sonu için yüzde 33 ve 2025 sonu için yüzde 15 tüketici enflasyonu beklentisi/hedefleri açıkladı. Para politikasında kademeli bir sıkılaşma hedeflerken, enflasyonda da kademeli bir düşüşü öngörüyor. Ancak enflasyondaki düşüş uzun bir zamana yayıldı ve enflasyon beklentilerinde iyileşmeyi sağlamak güç olacak. 

 

3. ENFLASYONLA MÜCADELEDE YENİ OLASI ÖNLEMLER

 

Merkez Bankası, temmuz ayında açıkladığı enflasyon raporunda enflasyon nedenlerine ilişkin önemli etki analizleri yaptı ve bunları paylaştı. Buna göre hızlı büyüyen tüketim harcamaları, hizmet sektöründe rekabet eksikliği ile yüksek fiyat artışları, hızlı kredi büyümesi, ücret artışları ve döviz kuru artışları enflasyonun ana nedenleri olarak tespit edildi. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde bu nedenlere yönelik yeni adımlar atılması beklenmeli. Hızlı büyüyen tüketim harcamalarının yavaşlatılması için tüketici kredileri ve kredi kartları gibi alanlarda faiz oranları artışı ve kredi büyüme sınırlamaları devam edecek. Merkez Bankası, tüketim harcamalarının yavaşlatılması için TL likiditesini azaltmaya devam edecek. İç piyasada nakit akışları da sıkılaşacak. Vadelerin uzaması olası ve ödeme sıkışıklıkları olabilecek. Merkez Bankası, faiz artışına devam edecek. Ağustos ayında politika faizini yüzde 19.0’a, eylül ayında ise yüzde 20’ye yükseltecek.   

 

4. TL’DE DÜZELTME TAMAMLANDI, BUNDAN SONRASINI PARA POLİTİKASI BELİRLEYECEK 

 

Döviz kuru artışları, enflasyonun bir diğer önemli nedeni. Merkez Bankası araştırmasına göre, döviz kurlarında yüzde 10 artış, tüketici enflasyonunda 2.5 puan artışa neden oluyor. Seçimlerden sonra TL’de yüzde 40 düzeltme yaşandı. Buna bağlı olarak tüketici enflasyonunda ilave bir 10 puan artış hesaplandı ve yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 58’e çıkarıldı. Merkez Bankası, bundan sonra para politikasındaki sıkılaştırma ile TL’deki değer kaybını yavaşlatacak. TL’ye istikrar kazandırmaya çalışacak. Bu çerçevede temmuz sonunda 27 TL olan dolar kuru seviyesi, yıl sonunda 28.0-29.0 TL aralığında olabilecek. Merkez Bankası, döviz satışına son vererek TL’ye müdahaleye son verdi. Ancak TL likiditesini azaltarak dövize yönelik talebi sınırlayacak.

 

5. GEÇİŞ DÖNEMİNİN İŞLERE ETKİLERİ 

 

2024 Haziran’a kadar olan geçiş döneminde kredi ve likidite olanaklarının sıkılaşması, iç piyasada yavaşlama, ihracatın özendirilmesi, TL’deki değer kaybının yavaşlaması sonuçları görülecek. İşletmeler yılın ikinci yarısında yüksek maliyet artışlarını bu koşullar içinde yönetmek zorunda kalacak. Maliyet artışları karşısında TL de yeniden değerlenecek. 

 

SON SÖZ 

 

Son 1.5 yıl liralaşma politikasına uyum sağlamaya çalışan firmalar, şimdi de geçiş döneminin koşullarına uyum sağlamaya çalışacak.  

14 Ağustos 2023 Pazartesi