tatil-sepeti

 

Çin’de genç nüfusun azalmasının; dev pazardaki çekiciliğin, buna bağlı olarak yatırımların azalmasına, ülkenin girişim, inovasyon ve teknolojik değişime uyum sağlama kapasitesinin düşmesine yol açması söz konusu.

 

 

Çin’in nüfusunun 2030’dan sonra azalması bekleniyordu. Son yıllarda bunun daha erken bir tarihte gerçekleşeceğinin belirtileri görülmeye başlanmıştı. Sonunda geçen ay Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından yapılan açıklamaya göre, Çin’in nüfusu 1961 yılından bu yana ilk defa olarak azaldı ve 2022 yılı sonunda 2021 yılına göre 850 bin düştü. 1961 yılında, o zamanki liderliğin köylülerden bir yandan daha çok tarımsal üretim gerçekleştirirken, bir yandan da kırsal sanayi tesisleri kurmalarının istendiği Büyük İleri Atılım hareketi sırasında tarımsal üretimde büyük düşüş sonucu oluşan açlık nedeniyle ölümler artarken doğumlar düşmüş, nüfus da azalma göstermişti.

 

FARKLI GÖSTERGELER

 

Çin’in nüfus dinamikleri farklı göstergelerle ele alınabilir. Bunlardan biri, ülkede bir yılda 1000 kişi başına gerçekleşen doğum sayısı. 

 

Bu oran Çin’de 80’lerin başlarında 20’nin üzerindeyken hızla azalarak 2000’lerin ortalarında 12 dolayına inip 10 yıl bu düzeyde kaldı ve tekrar inmeye başladı. 2022 yılında oran 7’nin altına düşmüştü. Karşılaştırma için oran, ABD ve Avrupa ülkelerinde 10’un üzerinde, Hindistan’da 20 civarında, bazı az gelişmiş ülkelerde 50’ye kadar çıkıyor. Daha önemli bir gösterge ise ortalamada bir kadının yaşamında sahip olduğu çocuk sayısını gösteren ‘toplam doğurganlık oranı’. Bu oran 50’lerde 6 dolayında iken günümüzde 1’in biraz üstünde bir düzeye inmiş bulunuyor. Nüfusun sabit kalması için yaşlanıp ölen ortalama bir çiftin geride 2 çocuk bırakması gerekiyor. Doğanların bir kısmının yetişkinliğe ulaşmadan öldüğü düşünülürse bu, 2’nin biraz üzerinde bir toplam doğurganlık oranı anlamına geliyor. Çin’de nüfusun azalması, bu oranın gerekenin yaklaşık yarısına düşmesinin doğal sonucu.

 

DÜNYADA DURUM

 

Daha önce bu köşede ele almış olduğumuz gibi toplam doğurganlık oranında düşüş eğilimi, Çin’e özgü bir olgu değil. Bu oran, dünya genelinde 1960’larda 5 dolayında iken günümüzde bunun yarısına inmiş bulunuyor. Oran Japonya’da 2.4’ten 1.4’e, Kore’de 5 dolaylarından 1 dolaylarına, ABD’de 3’ün üstünden 1.8 dolaylarına düşmüş bulunuyor. Zaman içinde, ekonomik ve toplumsak koşullar ve buna bağlı olarak çocuk sahibi olmanın fayda-maliyetinde değişime koşut olarak bu oran düşüyor. Ancak Çin’de bu oran, ülkede uygulanan nüfus kontrol politikalarına bağlı olarak normal olarak beklenenden önce ve hızlı bir şekilde gerçekleşti. 

 

Ülke doğurganlık oranı 70’lerde uygulanan ikna etmeye dayalı politikalarla 3’ün altına düşmüş bulunuyordu. 1980 yılından başlayarak ülkede ‘tek çocuk politikası’ uygulanmaya başlandı. 

 

Bu politikaya göre, özellikle kırsal bölgelerde uygulanan istisnalar dışında her çift ancak bir çocuk sahibi olabiliyordu. Bu politika başlangıçta zorunlu kürtaja varan zorlamalarla uygulanırken, daha sonra zorlama aracı olarak çok yüksek para cezaları, işten atmalar, çocuğun okula alınmaması gibi yöntemlere dönüldü. Bu politika, toplam üretkenlik oranını hızla 1.6-1.8 aralığına indirdi. 

 

Ülke yönetimi 2011 yılında kısıtlamayı gevşetmeye başladı ve 2016 yılında çiftlerin iki çocuk sahibi olmasını serbest bıraktı. Bunun ardından doğumlarda önce kısa bir dönem artış oldu, sonra hızlı bir düşüş başladı. Ülke yönetimi 3 çocuk sahibi olmayı da serbest bıraktı ve doğumları teşvik edici politikalar uygulamaya başladıysa da bu gidişi durduramadı ve bugünlere gelindi.  

 

MUHTEMEL RİSKLER

 

Doğumların azalması, yaşlı nüfus artarken genç nüfusun azalması anlamına geliyor. Bu da bir yandan ulusal tasarruf oranının düşmesi, bir yandan da sosyal güvenlik sisteminin sıkıntıya girmesi anlamına geliyor. Daha da önemlisi bunun, Çin’in dev pazarının çekiciliğinin, buna bağlı olarak ülkede yapılan yatırımların azalması, ülkenin girişim ve inovasyon kapasitesinin, teknolojik değişime uyum sağlama kapasitesinin düşmesine yol açması söz konusu. Bunlar kısa ve orta dönem değil, uzun dönemde ortaya çıkacak sorunlar. Ülke yönetimi bu arada büyük kaynak kullanımı ile doğurganlık oranını artırırsa bunun etkileri 20 yıl sonra görülmeye başlanır ve kötüye gidiş durdurulabilir. Bakalım Çin Komünist Partisi bu dev boyutlu politika hatasını düzeltebilecek mi?

 

DEV BOYUTLU POLİTİKA HATASI DÜZELTİLEBİLECEK Mİ?

 

Bu bir felaket anlamına gelmiyor. Ülkenin çalışan sayısı 750 milyon dolayında; ülkede reform döneminin tarımı özelleştirme politikaları doğrultusunda tarım çok küçük ölçeklerde büyük işgücü kullanılarak yapılıyor. Daha büyük ölçekli tarıma geçişle tarımda verimsiz kullanılan işgücü sanayiye aktarılabilir. Daha da önemlisi ülkede kişi başına üretim gelişmiş ülkelerin çok altında, yani işgücü verimliliğinde artış yoluyla büyüme sağlamak için geniş bir alan var. Dolayısıyla nüfus artışının işgücü üzerinden büyümeyi düşürmesi önlenebilir.

27 Şubat 2023 Pazartesi