istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi
Giriş: 25.04.2025 - 10:29
Güncelleme: 25.04.2025 - 10:29
FATİH OKTAY

FATİH OKTAY

Geçen yazıda ABD-Çin arasındaki mal ihracatında uygulanan gümrük vergisi oranlarının yüzde 100’ün üzerine çıkma olasılığından söz ediliyordu, yazı yayınlandığında bu gerçek olmuştu bile. ABD’nin her adımına Çin’in karşılık vermesiyle bu ay içinde iki ülkenin birbirlerine uygulayacağını ilan ettiği ek gümrük vergisi oranı önce yüzde 34, ardından 84, sonunda da 125 düzeyine çıktı. 


Çin yönetiminin, oranların ulaşmış olduğu düzeyde iki ülke arasında zaten pek bir ticaret olamayacağı için bundan sonra ABD tarafından gelecek artışlara cevap verilmeyeceğini açıklamasıyla bu cephenin artık durulduğunu söyleyebiliriz.

Çin bu alanda daha ileri gitmeyeceğini belirtirken, Trump yönetimi de iki önemli geri adım attı. Birincisi, dünya ülkelerine uygulanacağı duyurulan ek gümrük vergilerinin tüm ülkelere uygulanan yüzde 10’luk bölümü değil ama ülke bazında olan kısmının yürürlüğe girmesinin 90 gün ertelenmesiydi. İkincisi, Çin’in ABD’ye ihracatının yüzde 20 dolayında bölümünü oluşturan, ağırlıklı olarak elektronik nitelikli bir dizi ürüne ek gümrük vergilerinden muafiyet getirilmesiydi.


TAHVİL PİYASALARININ GÜCÜ

90 günlük ertelemenin ana nedeninin devlet tahvilleri piyasasının tepkisi olduğu anlaşılıyor. Açıklanan küresel ek gümrük vergilerinin ardından ülke hisse senedi piyasalarında ciddi düşüşler yaşanmış, bu Trump yönetimi tarafından önemsenmemişti. Hatta Trump yönetiminin, hisse senedi piyasalarından çekilen fonların tahvil piyasasına kayması ile ABD’nin büyük boyutlara ulaşmış bütçe açığının finansmanını kolaylaştıracağından buna olumlu baktığı yönünde yorumlar da yapılıyordu. Ancak hisse senedi piyasalarındaki iniş her zamanki gibi devlet tahvili faiz oranlarında düşüşe yol açmıyor, tersine oranlar yükseliyordu. Hisse senedi piyasasından çıkan yatırımcılar, ‘güvenli liman’ ABD devlet tahvillerine değil, nakit veya altına, diğer ülke piyasalarına yöneliyordu. 


ÇİN’İN ROLÜ

Ertelemenin diğer temel sebebi de Çin gibi görünüyor. Çin sessiz kalmış olsa diğer ülkelerin ABD ile pazarlığa girmesi ve tavizler vermesi için uygun bir zemin oluşacaktı. Çin’in böyle bir pazarlığa girmemesi, tersine diğer ülkelere ABD olmaksızın küresel serbest ticaret düzenini sürdürme yönünde öneriler götürmesi, diğer ülkelerin pazarlık gücünü artırıyor, hatta küresel bir başkaldırı olasılığını ortaya çıkartıyordu. 


Bir grup Çin malının ek vergi kapsamından çıkartılması ise Trump yönetimi için esas büyük sorundan, ABD sanayisinin Çin’e bağımlılığından kaynaklanıyor. Bu düzeylerdeki ek gümrük vergilerinin ara mallar ve yatırım mallarında Çin’e bağımlı ülke üreticileri için yaratacağı zorlukların günlük hayata yansıması zaman alabilir ama gelecek yıl ara seçime girecek ülkede seçmenlerin Çin kaynaklı bileşen ve hizmetlerle üretilen cep telefonları ve bilgisayarlarının bir anda pahalanması politik olarak riskli olurdu.


İki taraf için de girilen bu zorlu yoldan çıkış için fırsat, ABD’nin üslup olarak Çin’e uymasıyla oluşacaktır.