tatil-sepeti
İSTANBUL ikinci kez Avrupa’nın en iyi toplantı kenti

İstanbul, Güney ve Orta Avrupa ülkelerinde 60 kentin yarıştığı Toplantı Yıldızı Ödülleri’nde (Meetings Star Awards) 2015’te de Avrupa’nın En İyi Toplantı Kenti seçildi. Avrupa’nın önde gelen toplantı sektörü dergilerinden Kongres Magazine’in Slovenya’nın başkenti Lübyana’da düzenlediği törende İstanbul 4.61 puanla birinci oldu. İstanbul’u ikinci sırada Prag, üçüncü sırada ise Belgrad izledi. 2014’te de aynı ödüle layık görülen İstanbul’un ödülünü, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) aldı. Juri üyeleri birincileri doğal ve kültürel güzellikleri, ulaşım ve turizm altyapısı, mekan ve hizmet kalitesi ile pazarlamada öne çıkma kriterlerine göre belirledi. Ayrıca Uluslararası Kongre Organizatörleri Birliği’nin (ICCA) şehir sıralamaları ile numbeo.com’un Yaşam Kalite Endeksi’ni dikkate aldı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkan Vekili Bahadır Yaşık, “Dünyanın en önemli kongre ve toplantılarına ev sahipliği yapan İstanbul’un bu ödüle iki yıl üst üste layık görülmesi, kentin sunduğu hizmet kalitesini de ispat ediyor” dedi.

01 Şubat 2016 Pazartesi

Gümrük 12 kurumla e-belgeye geçiyor

HABER: SOYHAN ALPASLAN 2023 yılında Dijital Gümrükler konulu zümre toplantısı İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) yapıldı. İTO 25 No’lu Gümrük Müşavirleri Meslek Komitesi, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği ile ortaklaşa düzenlenen toplantıya sektörün ilgisi büyük oldu. Gümrük ve dış ticaret camiasının önemli temsilcilerinin katıldığı zümre 26 Ocak Dünya Gümrük Günü kapsamında yapıldı. Zümre toplantısının oturum başkanlığını İTO Gümrük Müşavirleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Serdar Keskin yaptı. GÜMRÜKÇÜLÜĞÜN KİTABI Zümrenin açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dursun Topçu gerçekleştirdi. Topçu, hız ve verimlilik çağında yaşayan iş dünyasında gümrükçülüğün kitabının yeniden yazıldığını belirterek “İTO olarak kamu kurumları ve özel sektör arasındaki iletişime çok önem veriyoruz. Kamusal düzenlemeler ve özel sektörün talep ve beklentileri bir saç ayağı gibi birbiriyle bağlantılı. Komitemiz iş dünyasını taleplerini her platformda dile getiriyor. Gümrük kanunu ve mevzuat çalışmalarında son derece aktifler” bilgisini verdi. HER ŞEY DİJİTAL OLACAK Meclis üyesi Mehmet Metin Korkmaz ise “Dünya Gümrük Örgütü’ne göre 2016, ‘Dijital Gümrük; İleri Düzeyde Katılım’ sloganı ile gümrük işlemlerinin dijital ortama taşınması yılı olarak anılacak. 2023 yılında kâğıt üzerinde hiç bir uygulama kalmayacak. 1 Mayıs 2016 tüm maddeleri ile yürürlüğe girecek olan Birlik Gümrük Kodu ile bir çok yenilik hayatımıza girecek. 2020 yılına kadar Merkezi Gümrükleme dahil her işlem dijital ortamda yürütülecek ve kağıt ortamında hiçbir uygulama kalmayacak” şeklinde konuştu. İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkan Vekili Mümin Günler, Osmanlı’dan bu güne gümrükler ile ilgili bir sunum yaptı. Zümrede Gümrükler Genel Müdürü Mustafa Gümüş, yürütülen ve başlatılması planlanan projelerle ilgili bilgi verdi. Toplantı soru-cevap bölümüyle karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmasının ardından sona erdi. İSTANBUL 2015’TE 4 MİLYON İŞLEM YAPTI Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Halil İbrahim Bozkuş, “İstanbul’un en önemli kamu kurumlarından biri olarak 2 bin 500 personel ile Türkiye dış ticaretinin yüzde 50’sini yürütüyoruz. Daha hızlı güvenli ve kolay hizmet öncelikle hedefimiz. İstanbul bölge olarak ithalat ve ihracatta yüzde 54 paya sahibiz. 2015 yılında 4.1 milyon adet gümrük beyannamesi düzenlemesi İstanbul tarafından yapıldı. 2023’te 10 milyonun üzerinde detaylı gümrük beyanı bekliyoruz ve bu nedenle iş ve sistem dizaynı çalışmalarımız devam ediyor. Dış ticarette paydaş kurumların tek pencere uygulaması ile sisteme entegre edilmesi de çok önemli” şeklinde konuştu. E-BELGE GÜN SAYIYOR Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürü Murat Özsoy, “7 kamu kurumu ile e-belgeye geçtik. Gelecek ay 12 kurumla e-belge uygulamasına başlanacak.” TİCARET MÜDÜRLÜKLERİNİN ALT YAPILARI YENİLENECEK Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Hasan Baytok Türkiye’de gümrükçülük çalışmalarının başlangıcından bu güne kadar yapılan önemli çalışmaları anlattı. Baytok, “87 gümrük kapısı ve 81 il ticaret müdürlüğü ile ülkemiz geneline yayılmış 344 farklı lokasyona hitap eden geniş ve gelişmiş bir sistem alt yapısına sahibiz. 81 ilde 344 hizmet noktasındayız. 81 ildeki ticaret müdürlüklerimizin alt yapıları bu yıl yenilenecek. Öncelikli hedeflerimiz; yükümlü geri bildirim sistemi, kurumlar arası tam entegrasyon, AB ile tam entegrasyon, donanım ve sistem altyapısı yenilenmesi, yazılım teknolojilerinin yenilenmesi, alt ve yazılım teknolojilerinde güvenlik, e-devlet uygulamaları” dedi.

01 Şubat 2016 Pazartesi

Firmaya özel ihracat programı hazır

HABER: SOYHAN ALPASLAN İstanbul Ticaret Odası (İTO) 2005 yılından bu yana yürüttüğü İhracata İlk Adım Programı’nı yeniledi. KOBİ’leri ihracatçı yapan eğitim ile birlikte danışmanlık hizmeti de veren program, firmaların ihtiyaçlarına öncelik veren yeni içeriği ile Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı adını aldı. 220 FİRMA İHRACATÇI OLDU Bu güne kadar 220 firmanın ihracatçı olmasını sağlayan program, yeni bir çok firmanın ihracat yapar hale gelmesini sağlayacak. Daha önce hiç ihracat yapmamış ya da düzenli ihracat yapamamış KOBİ’ler uluslararası pazarlara açılarak sürekli ihracat yapar duruma gelecekler. 10 AYLIK PROGRAM Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı toplam 12 ay sürüyor. Halen 26 firmanın yer aldığı mevcut etap kapsamında firma başına 75 saat süreyle danışmanlık, 18 saat süreyle de eğitim hizmetleri veriliyor. İhracat pazarlaması ve planlaması konusunda uzman ve İTO tarafından atanan profesyonel danışmanlar KOBİ’lere ihracat pazarlaması ve planlaması konusunda birebir danışmanlık hizmeti veriyor. İTO’DAN DESTEKLER Program kapsamında KOBİ’lere verilen danışmanlık hizmetinin yanı sıra firmalar takip eden yıl boyunca izleniyor ve İTO’nun dış ticarete yönelik düzenlediği seminerler, konferans organizasyonları, ikili iş görüşme etkinlikleri, devlet desteklerine yönelik bilgilendirmeler vb. faaliyetler doğrultusunda ihracatçı olma ve dış pazarlara açılma yolunda destekleniyorlar. Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı kapsamında firmanın öncelikle mevcut durumu, beklentileri ve ihracat potansiyeli belirleniyor. Pazarlama ve ihracat eylem planı hazırlanıyor. İhracat pazarları ve potansiyel müşterileri ile ilgili ayrıntılı veri tabanı oluşturuluyor. Firmanın hedef ihracat pazarı ve ihraç edebileceği ürünler tespit ediliyor. İhracat ürününün hedef pazarlarda dağıtım kanalları belirleniyor. Ayrıca fiyatlandırma politikaları, ihracatta teklif verme, pazarlarla iletişim kurma, ihracatta devlet destekleri, fuar katılımları ve e-ticaret gibi ilgili tüm alanlarda ayrıntılı bilgilendirme ve yönlendirme hizmetleri sağlanıyor. İHTİYACA GÖRE DEĞİŞEN PROGRAM Yeni Nesil İhracata İlk Adım programı, her bir firmanın ihtiyacı doğrultusunda gelişip, değişebilecek bir yapıya sahip. KOSGEB’in meslek kuruluşlarına yönelik Tematik Proje Destek Programı tarafından da desteklenen Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı 12 ay sürüyor. İSTKA’DAN PROJELERE 110 MİLYON LİRA HİBE İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA), 2016 Mali Destek Programı’nı, İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) yapılan bir toplantıyla tanıttı. Toplantının açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Av. Nuran Turan gerçekleştirdi. Turan, açılış konuşmasında mali destek programının önemine değindi. İstanbul Kalkınma Ajansı Program Yönetim Birimi Başkanı Süleyman Bayezıt da 2016 Mali Destek Programı hakkında bilgi verdi. Beyazıt, İSTKA’nın kâr amacı gütmeyen kurum, kuruluş ve işletmelere yönelik proje teklif çağrılarının başvuru koşullarını anlattı. 2016 için 110 milyon liralık bir bütçe ayrılacağını ifade eden Beyazıt “Proje çağrıları 6 başlıkta incelenecek” dedi. İSTKA’nın destek projesi başlıkları arasında, kâr amacı gütmeyen kurumlara yönelik, Afetlere Hazırlık, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Odaklı Ekonomik Kalkınma, Sosyal İçeriğe Yönelik, Küçük Ölçekli Altyapı Desteği ve Yaratıcı Endüstrilerin Geliştirilmesi başlıkları yer alıyor.

31 Ocak 2016 Pazar

Çiğ köfte dünyaya yayılıyor

HABER: GÖZDE YENİOVA ÇİĞKÖFTEM 1993 yılında kurulan Çiğköftem, Türkiye’nin en büyük ve kurumsal fast food zincirlerinden biri olarak adlandırılıyor. Em International bünyesinde faaliyet gösteren şirket, Türkiye ve yurt dışında çok sayıdaki satış noktası ile ürünlerini geniş kitlelere ulaştırıyor. Çiğköftem bayiliği paketi içinde, komple stant veya dükkan malzemeleri yer alıyor.Çalışacak personel en az bir hafta eğitim alıyor. Ayrıca yıl içerisinde denetim ve eğitim için uzman personeller gönderiliyor. Konsept uygulaması Çiğköftem tarafından yapılıyor, ancak talep edilirse verilen projeye uygun olmak kaydıyla yatırımcının kendisi de yaptırabilir. Yer seçimine kendi karar veren şirkette, iş yapma potansiyeli yüksek olan işlek ve merkezi noktalar tercih ediliyor. Bayilik için gelirden pay ve reklam katılım ücreti bulunmuyor. KOMAGENE İlk üretimine 2003 yılında İstanbul’da başlayan Komagene, 2008 yılında 100’den fazla noktaya ulaştı. Vizyonu ve hedefi, tüm dünyaya yayılmak olan şirket, bu hedefiyle birçok yatırımcıya franchise veriyor. Komagene’nin orta vadedeki hedefi, çiğ köfteye paralel ürünlerle portföyünü genişletmek, üretimini bölgelerde yapmak ve yurt dışına açılmak. Şirket, en yüksek kazanç sağlayacak yeri seçme ve makul koşullarla kiralama konusundaki deneyimi ile yardımcı oluyor. Dükkanın dekorasyonunu ekibi ile gerçekleştiriyor. Katılım fonuyla oluşan reklam bütçesini yönetiyor; reklam ve promosyonları yapıyor. Franchise aldığınızda, seçilmiş bir lokasyonda markalı bir iş sahibi olup, eğitim alıp işinize hemen başlayabiliyorsunuz. OSES Etsiz çiğ köfte sektörünün önemli oyuncuları arasında yer alan Oses’in 1993 yılında Osman Yaşarin’in seyyar arabayla başlayan serüveni, ilk şubesini İstanbul Sultangazi’de açarak markalaşma yolunda adım atmasıyla ilerledi. AB standartlarında ilk fabrikayı kuran şirket, üretim kapasitesini de artırarak büyüdü ve yurt dışı açılımına hız verdi. Sektörde ilk dış yatırımı yaparak Almanya ve Çin’de fabrika kuran Oses, şimdi de yurt dışında şubelerini artırmayı hedefliyor. Bayilik için ödenmesi gereken tek bedel ise işletme dekorasyonunda kullanılacak olan yaklaşık 15 bin TL’lik yatırım maliyeti. Şubelerde aylık 25-35 bin TL arası ciro hedefleniyor. Satış üzerinden net yüzde 40 kâr marjı veriliyor. Şubelerin 20-30 metrekare arasında bir büyüklüğe sahip olması yeterli. TATLISES ÇİĞ KÖFTE Tatlıses Çiğ Köfte, kısa zamanda birçok kişiye bayilik vererek yurt genelinde yayılmayı başardı. 2010 yılında Tatlıses Gıda bünyesinde kurulan şirket, geleneksel çiğ köfteyi yurt içi ve yurt dışında temsil etmeyi misyon edindi ve yatırımlarla bunu büyük ölçüde sağladı. Bayilik için öncelikle 3 metre civarı bir ön cephesi olan dükkan gerekiyor. Ardından şirket sizin için dükkanın nasıl daha fazla kullanım alanına sahip olacağınızı hesaplayarak içinde bazı düzenlemelere gidiyor. Bayilik parası ile kurumsal yapısına uygun olarak mağazayı şekillendiriyor. Şirket, reklam konusunda da destek veriyor.

24 Ocak 2016 Pazar

Verimliliğin yolu iç denetimden geçer

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Beş kişinin yapabileceği bir işte 30 kişinin çalışıyor olması, özkaynakların bir türlü verimli kullanılamaması, şirkete özel bir bilginin başka bir şirket tarafından da bilinir duruma gelmesi… Bunlar pek çok KOBİ’nin karşılaştığı sorunlardan sadece birkaçı… Uzmanlar Türkiye’de toplam istihdamın yüzde 78’ini, katma değerin yüzde 55’ini oluşturan KOBİ’lerin karşılaştığı bu sorunların etkili bir iç denetim mekanizmasıyla çözülebileceğini söylüyor. Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) Başkanı Gürdoğan Yurtsever, KOBİ’lerin rekabet gücünün iç denetim mekanizmasını hayata geçirmekle artabileceğini söyleyerek, “Etkili bir iç denetim, KOBİ’lerde ne yazık ki sıklıkla karşılaşılan suistimallerin de önüne geçer” uyarısında bulundu. Yurtsever bu tespitini, İstanbul Ticaret Odası’nda gerçekleşen “KOBİ’lerde Etkili Yönetimin Güvencesi Olarak İç Denetim” panelinde dile getirdi. TEMEL DÜŞÜNCE İHTİYAÇ KOBİ’lerin kurumsallaşmasında iç denetimin hayati önem taşıdığına değinen Yurtsever, “İç denetim kuruma katma değer sağlayan bir mekanizma” bilgisini verdi. İç denetimin aynı zamanda etik kurallar da sağlayacağını belirten Yurtsever, şu bilgileri aktardı: “Günümüzde bankacılık, sermaye piyasaları, sigortacılık ve kamu idarelerinde iç denetim zorunlu, ancak KOBİ’lerde herhangi bir zorunluluk yok. Biz de bu duruma mevzuat ve zorunluluk yönünden bakmıyoruz. Temel düşünce ihtiyaç. İç denetimin zorunlu olmadığı KOBİ’lerde, iç denetim yönetim tarafından yapılıyor. Ama yaygınlık kazanması gerekiyor. Çünkü iç denetim hile ve kötüye kullanımın da önüne geçilmesini sağlayan bir mekanizma.” ÖNLEYİCİ TEDBİR TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun, işletmelerin varlığını devam ettirebilmesi için denetimin çok önemli olduğunu vurguladı. İşletmelerin ömrünün de insanlara benzediğini ifade eden Uzun şöyle konuştu: “Sürekli risk alıyoruz. Bunun için iç denetimin önemi çok büyük. Kurumsal sahip olduğumuz pek çok şey riske maruz kalıyor. Bunlara mukayyet olmak zorundayız. Doğru insan, iş ve çözüm ortaklarını seçebiliyor muyuz? Suistimallere açık mıyız? Şeffaf ve hesap verilebilir olmak, nerde, neyi, ne şekilde kontrol edebilmemizi görebilmek açısından önem teşkil ediyor. Denetim, kurumsal varlığın sürekliliği açısından karşımıza çıkıyor. Kontrol edilemeyen hiçbir varlığın hayatta kalması mümkün değil.” İç denetim mekanizmasını bir nevi röntgene benzeten Uzun, “İç denetimin önleyici hekim olma gibi bir fonksiyonu var” açıklamasında bulundu. ŞİRKETLERİN YAPILANMA SORUNU VAR Toplantının oturum başkanlığını yürüten Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nuran Cömert, KOBİ’lerin baş gündem maddesinin iç denetim olduğunu ifade etti. Cömert, “900 bine yakın şirketin sadece 7 bin 500’ü KOBİ ölçeğinden büyük. Geriye kalan şirketlerin yapılanma sorunu var. Kurumsal sürdürülebilirlik açısından iç denetimin önemi büyük” dedi. KURUMA DEĞER KATAR Toplantının açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, iç denetimle hedeflenenin, işletmeyi amaçları doğrultusunda ilerletmek olduğunu söyledi. Erkesim, “KOBİ’ler için küresel riskler çok fazla. Riskleri yönetemeyen işletmelerin yaşam döngüsü daha kısa oluyor. İç denetim de riskleri yönetmesi adına bağımsız bir denetim oluyor” bilgisini verdi.

17 Ocak 2016 Pazar