Türkiye, deprem başta olmak üzere doğal afetlerin yol açtığı riskli binaların yanı sıra eski binaları da modern konutlara dönüştürme çalışmaları yürütüyor. İstanbul Ticaret Odası Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi tarafından düzenlenen ‘Depreme dayanıklı yapı tasarımı ve sektörel sorunlar ve çözüm önerileri’ başlıklı çalışma toplantısında ilgili sivil toplum örgütleri ve sektör mensupları bir araya geldi.
İSTANBUL’DA 90 BİN BİNA
Toplantının açılışında konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hazıroğlu, Türkiye’nin mimarlık ve mühendislik hizmetlerinde dünya ölçeğinde başarılara, inşaat sektöründe küresel tecrübeye ve hacme sahip olduğuna dikkat çekti. Hazıroğlu, “Türkiye’de 256 binden fazla yapının riskli olduğunu, bunların 90 bin kadarının da İstanbul’da olduğunu biliyoruz. Söz konusu tablo içinde deprem riskine karşı hızlı ve etkin şekilde cevap vermek, binalarımızı güvenli hale getirmek zorundayız” dedi.
Toplantının moderatörlüğünü İTO Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi Başkanı Süleyman Uluocak yaptı. Uluocak, kentsel dönüşüm ve depreme dayanıklı binalar için yapılması gerekenlere dikkat çekti. Uluocak, “En büyük sorunumuz yapılanma problemi. Burada ciddi planlama eksikliğimiz var. Yapılarda, zemin etüdü, imar durumu ve yapı kontrol dahil bütün aşamalar dikkatle yürütülmeli” dedi. Uluocak, depreme dayanıklı yapı tasarımının dört temel unsurunu; sağlamlık, ekonomik, estetik ve fonksiyonellik olarak sıraladı.
DOĞRU YÖNETMELİK UYGULANMALI
Sektör temsilcileri de mevcut yapı stoku konusunda ellerinde sağlıklı veri olmadığına dikkat çekti.
Konuşmacılar, yapıların Riskli Yapılar Yönetmeliği’ne göre incelendiğini hatırlatarak, sağlıklı veri elde edilmesinin ve sağlamlık raporunun en doğru şekilde verilebilmesinin, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne uygun incelenmeyle mümkün olabileceğini belirtti.
Sektör temsilcileri ayrıca, küçük parsellerin birleştirilip daha efektif kullanılması, ada bazlı imar planıyla kentsel dönüşüme geçilmesi gerektiği üzerinde durdu. Toplantıda, 2018 yılında çıkan yönetmeliğin bu anlamda her ihtiyacı karşıladığı ama denetimlerin sıkı ve sağlıklı bir şekilde yapılması gerektiği görüşü dile getirildi.
