tatil-sepeti
Motorlu taşıt tamircileri sektör zirvesi yaptı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Motorlu Araçlar Tamir, Bakım ve İmalatı Meslek Komitesi, sektörel sorunlarına çözüm bulmak amacıyla toplantı düzenledi. Komite Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Mustafa İçöz, Komite ve Meclis Üyeleri Salih Sami Atılgan ve Remzi Gürtel’in katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda sektör temsilcileri İTO Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Cemile Sultan Korusu’nda biraraya geldi. Sektörden yaklaşık 60 işadamı, sektörle ilgili olarak İŞKUR İl Müdürü Muammer Coşkun, KOSGEBİstanbulBoğaziçiBölge MüdürüGürselKızılaslanve AK Sigorta Hasar ve Operasyon Genel Müdür YardımcısıAyhan Dayıoğlu ile görüşüp, sorularını iletme ve bilgi alma fırsatı buldu. İşadamları; toplantıda sektörün ana konularından olan hasar işlemleri, eksperlerin atanması, primlerin artması ve bunların esnaf üzerindeki etkileri konusunda Dayıoğlu’nun verdiği bilgileri dikkatle takip etti. Sektörde iş yapan esnaf da kasko ve hasar problemleri hakkındaki sorularını aracısız bir şekilde muhataplarından birine yöneltme imkanı buldu. Coşkun ise esnafa sağlanan imkanlara ve yeni eğitimlerin finansmanına dikkat çekti. Toplantıda verilen bilgiye göre İŞKUR’un İşbaşı Eğitim Programlarını tamamlayanların işe alınması durumunda işe alan işverenlerin imalat sanayi sektöründe 42 ay, diğer sektörlerde ise 30 ay süre ile SGK işveren primi İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. PROJEYE HİBE KOSGEB İstanbul Boğaziçi Müdürü Kızılaslan, KOSGEB’e ayrılan bütçenin üçe katlandığını ifade ederek, 1 milyon 500 bin liralık yatırımın yüzde 70’ini KOSGEB’in karşılayacağını belirtti. Sektördeki işadamlarının ve esnafın proje hazırlayarak hibeden yararlanma-sını isteyen Kızılaslan, Ar-Ge ve işbirliği projelerinin önemine dikkati çekti. YIL BOYU SÜRER İTO Meclis Üyesi Mustafa İçöz, hasar, finansman ve istihdam gibi ana konularda sektörün muhatabı olan kişilerin katılımının toplantıyı daha verimli hale getirdiğini ifade ederek, “Çok faydası olduğunu gördüğümüz bu toplantıları yıl boyu sürdüreceğiz” dedi.

21 Mart 2016 Pazartesi

‘Ürünün Ar-Ge’sini müşterimiz yapıyor’

HABER: YAHYA GÜL Cebeci Plastik Profil Şirketi, dede Mehmet Cebeci tarafından kurulur. 1972’de genç yaşta vefat eden Mehmet Cebeci’nin işlerini evlatları Mustafa ve Ömer Cebeci devralır. Otomotiv yan sanayi, beyaz eşya yan sanayi ve oyuncak sanayine hizmet veren şirket, Türkiye’de bir ilke karar verir ve 1988’de PVC lambiri imalatına başlar. Böylece hizmet alanı olarak yapı malzemelerine yani inşaat sektörüne yönelir. Bugün yüzlerce firma tarafından üretildiği için bir sektör haline gelen PVC lambirinin temeli böylece atılır. Firma, bugün 30 ülkeye ihracat yaparak ürünlerini yurtiçi ve yurtdışındaki tüketici taleplerine göre geliştiriyor. Türkiye’de plastik federli panel kapının ilk ve tek üreticisi olan firma, foam panel gibi yeniliklere de imza atıyor. YÜZDE 65’İ İHRACATA Cebeci Plastik, 1996’da ise PVC banyo dolabı profilleri ve banyo dolapları imalatına girer. Bu adımla birlikte ihracat başlar. 2012 yılına kadar ihracat ağırlıklı çalışan firma, üretiminin yüzde 95’ni ihracat için seferber eder. İç piyasaya yüzde 5 gibi düşük bir oranda ürün veren Cebeci Plastik, iç pazarda yayılmak için yeni bir yapılanmaya gider. Bunun için de yeni bir departman kurulur. İÇ PAZARA YÖNELİŞ İç piyasaya da yönelmek istedikleri için yeni bir yapılanmaya gittiklerini söyleyen üçüncü kuşak yönetici Mehmet Cebeci, “Bunun için iç piyasa satış departmanını kurduk. Yurtiçi pazarlamaya ağırlık verince iç piyasa satış oranı yüzde 40’a çıktı. Üretimimizin ihracata giden kısmı ise yüzde 60’lara çekildi” diyor. TÜKETİCİ BELİRLİYOR Firmanın kurucusu dedesinin ismini alan Mehmet Cebeci, devraldığı mirasın yeniliklerini şöyle anlatıyor: “İstanbul Çatalca’da bulunan 10 bin metrekare kapalı alana sahip tesislerimizde, güncel Alman ekstrüzyon ve ko-ekstrüzyon üretim teknolojisi kullanılıyor. Bu teknoloji ile iç cepheler için PVC esaslı desenli lambri, dış cepheler için ise PVC-UE esaslı, hücresel yapılı, kendinden yalıtımlı, akrilik kaplı foam panel dış cephe kaplama elemanlarını üretiyoruz. Öte yandan PVC dolap profili üretimindeki 25 yıllık tecrübemizle 30’u aşkın ülkede satış ağımız var. Bu ağımızdan ulaşan tüketici talepleri doğrultusunda ürün geliştirip çeşitlendiriyoruz.” FEDERLİ PANEL KAPI GELİŞTİRDİ PVC’de en fazla renk ve desen çeşitliliğine sahip olduklarını ve sürekli ilkleri sunduklarını belirten Cebeci,“Ar-Ge birimimize ait tasarımla, PVC federli panel kapıyı geliştirdik ve patentini aldık. 1988’de de Türkiye’de ilk kez ürettik. İç ve dış piyasada sunduğumuz ürünlerimiz; lambri, 60x60 asma tavan, foam panel dış cephe kaplaması,dolap profilleri ve akordeon kapı” dedi. PVC SAĞLIĞA ZARARLI DEĞİL Mehmet Cebeci, PVC’nin yanlış tanıtım nedeniyle halk nazarında zararlı bir ürün gibi algılandığını belirterek, “Halbuki PVC her alanda kullanılıyor. Kan verdiğimiz veya serum aldığımız hortumdan tutun da, buzdolabındaki çekmeceye kadar PVC maddesi hayatımızın her aşamasında var” diyor. Cebeci, PVC’nin avantajları konusunda şu bilgiyi veriyor: “PVC, petrol ve tuzdan oluşan, petrokimya tesislerinde üretilen bir polimer türüdür. İyi bir ısı yalıtımına sahiptir; bu nedenle ısı kayıplarını engeller. Klor içerdiği için de alev alma sıcaklığı yüksektir. Alev aldığında kendiliğinden hemen söner. Öte yandan alüminyum ve ahşapla karşılaştırıldığında daha hafiftir, ses yalıtımına sahiptir vegürültükirliliğinin önüne geçer. En önemlisi PVC atıklar, kağıt ve cam atıklar gibi toplanıp tekrar değerlendirilebilir, kolay temizlenir. PVC’nin pencere veya kapı imalinde kullanılması ileahşap ikame edilerek, ağaç kesimi azalır ve ormanların korunması sağlanır.”

20 Mart 2016 Pazar

Züccaciye ihracatına ‘ev’den destek

Türkiye’nin yaklaşık 800 milyar dolarlık gayri safi milli hasılası içinde yüzde 6 paya sahip olan ev ve mutfak eşyaları sektörü, İstanbul Ticaret ve İhracat Merkezi Projesi (İSTİM) ile ihracata 10 milyar dolar katkı sunmayı amaçlıyor. Ayrıca proje sayesinde 15 bin kişilik yeni istihdam oluşturulması hedefleniyor. Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu (EVFED) Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası Züccaciye Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Ömer Ertuğrul Erdoğan, projenin; züccaciye, oyuncak, bisiklet ve tekstil gibi alanlarda çok sayıda çeşidin tanıtıldığı Çin’in Yiwu kentindeki kompleksten esinlenilerek oluşturulduğunu söyledi.

20 Mart 2016 Pazar

Uzun ömürlü güneş paneli

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü’nce Türkiye’de ilk defa yüzde 16.5 verim sağlayan fotovoltaik güneş paneli geliştirildi. TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü’nde yürütülen proje kapsamında yaklaşık 6 ay süren çalışmalar sonucunda yüzeye gelen ışığın yüzde 16.5’ini elektrik enerjisine dönüştüren fotovoltaik güneş paneli üretildi. Enstitüde başuzman olarak görev yapan Doç. Dr. Alp Osman Kodolbaş, güneş enerjisinden yararlanmanın iki farklı yöntemi olduğunu belirterek, birinin sıcak su ile elde edilen ısıl yöntemler, diğerinin ise fotovoltaik yöntemler olduğunu söyledi. HENÜZ GERİDEYİZ Türkiye’ye yeni yeni girmeye başlayan fotovoltaik teknoloji ile güneş enerjisinden doğrudan elektrik üretilebileceğini dile getiren Kodolbaş, “Fotovoltaik teknolojiyi aslında uzun zamandır saatlerde, hesap makinelerinde kullanıyoruz fakat halkımızın ana enerji tüketim alanı içerisine henüz girmemiş vaziyette. Esasen bu çok farklı bir nokta; çünkü güneş termal noktasında en çok kurulum yapan üç ülkeden biriyiz ama fotovoltaik konusunda gerilerdeyiz” diye konuştu. İŞTE ÖZELLİKLERİ Projeyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Panelin kullanım ömrü 25 yıl olacak. Bu, Türkiye için oldukça yüksek bir oran. Panel, ortalama aydınlanan bir şehirde bir günde 1.2-1.5 kilovatsaat enerji üretebilir. Maliyeti, en kuzeydoğudaki ilde yaklaşık 6 yıl, güneydoğuda ise 3-4 yılda karşılanabilir. Panelin yüzde 20 verimliliğe çıkması hedefleniyor. En önemli konulardan biri de bina entegrasyonu.

20 Mart 2016 Pazar

İlaç biyoteknolojik yatırımla büyüyecek

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Türkiye’de ilaç pazarı 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 15.5 oranında büyüyerek, 16.8 milyar TL’ye ulaştı. Sektör temsilcileri kamunun yatırımlara verdiği destekten memnun olduklarını söyleyerek, özellikle yeni alanlara yatırım yapılması gerektiğini vurguluyor. Bu alanların başında da biyoteknolojik ilaçlar geliyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi Başkanı Hakan Koçak, güçlü bir ilaç sektörünün; sağlık hizmetlerinin kaliteli, etkin yürütülmesi ve ekonomik kalkınma için vazgeçilmez olduğunu söyledi. DIŞA BAĞIMLIYIZ Sektörün dışa bağımlı olduğuna değinen Koçak, şu bilgileri verdi: “Türk ilaç sektörü; dünya standartlarında üretim kapasitesi ve yetişmiş insan gücüne sahip olmasına karşın genellikle yeni ve yüksek teknoloji gerektiren biyoteknolojik ürünler, kan ürünleri, insülin, aşılar ve antidotlar gibi alanlarda ithalata bağımlı. Ülkemizde ilaç pazarı 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 15.5 oranında büyüdü ve 16.8 milyar TL’ye ulaştı. 2015’te ilaç ithalatı 3.6 milyar dolar, ihracat ise 939 milyon dolar oldu. Neticede ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 26. Ortalama yaşam süresinin artması, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması, sosyal güvenlik sisteminin yaygınlaşması, demografik değişiklikler ve ihracat, ilaç sektörünün büyümesinde etkili oldu.” TÜKETİM ARTIYOR Dünyada 2005’te 76 milyar dolar olan toplam biyoteknolojik ilaç tüketiminin, 2015’te 207 milyar dolara ulaştığını belirten Koçak, küresel ilaç tüketiminin 1 trilyon dolar olduğunu söyledi. Koçak, dünyada yükseliş trendi içinde olan biyoteknolojik ilaçların biyobenzerlerinin, patent sürelerinin bitimini takiben Avrupa ve Amerika dahil birçok ülkede pazara verilmeye başlandığını hatırlattı. YENİ ÜRÜNLER YOLDA Koçak, Türkiye’de biyoteknolojik ilaç üretimine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: “Türkiye’de biyoteknolojik ilaç üretimi ilk olarak 3 sene önce başladı ve yapılan büyük yatırımlar çerçevesinde yeni ürünlerin pazara verilmesiyle artacak. İlk biyobenzer insülinin 2016’da yerli üretiminin gerçekleştirilmesi ve tıbbın hizmetine sunulması bekleniyor.” ÖDEME SÜRELERİ UZADI İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi Meclis Üyesi Kazım Eryaşar, 2015’in sektör için zor bir yıl olduğunu vurguladı. Eryaşar, sektörün sorunlarını şöyle anlattı: “Dövizdeki artış ile birlikte SGK’nın uyguladığı Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarındaki düşüş, firmaları ciddi zararlar ile baş başa bıraktı. Yine kamu ihalelerinde alımların 1-2 yıllık süreler ile yapılması ve firmaların bu süreçte fiyat yükseltememesi aynı sonucu doğuruyor. Üniversite hastanelerinin ödeme sorunları 2015’te de devam etti. Ödeme süreleri 3 yıla kadar uzadı. Daha önce 120-150 günlük ödeme yapan Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastaneleri de ödeme sürelerini 9 aya kadar uzattı. 2016’da da bu şekilde devam ederse, bizi zor günler bekliyor. Sektör üzerindeki düşük fiyat baskısı, 3 yıllık tahsilatlar ile bu işin sürdürülebilirliği mümkün değil.” YATIRIMLAR ARTACAK Yerli üretimin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi Meclis Üyesi Veysi Cengiz Balçık, yatırım yapacak firmalara destek verilmesini istedi. Balçık, “Geçen yıl üretim açısından kamu desteği arttı. Yerli malına güven ve destek açıklamaları gelse de satın almalarda yeterli destek maalesef yapılmadı. Bu yıl yatırımların artacağını ancak kamu ödemelerindeki gecikmenin ise yatırımın önünde önemli engel olacağını düşünüyoruz. Kamu-sanayi-üniversite işbirlikleri ile yatırım kalitesinin artacağı kanaatindeyim” dedi.

20 Mart 2016 Pazar