Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Diğer Yazıları

Kuantum bilişim, gelecekte ülkelerin rekabetçi avantaj elde etmesinde en kritik alanlardan biri olarak gösteriliyor. Türkiye’nin ilk kuantum bilgisayarı olan QuanT, bu alanda ülkemizi dünyada öne çıkaran bir oyuncu haline getirdi. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nde geliştirilen QuanT, sadece ulusal teknolojik bağımsızlığını pekiştirmekle kalmayıp, global rekabette de önemli bir yer edinmeyi hedefliyor. Peki, kuantum bilgisayar nedir ve neden bu kadar önemli?

Klasik bilgisayarlar verileri 0 ve 1’lerle, yani bitlerle işler. Kuantum bilgisayarlar ise ‘kübit’ (kuantum bit) kullanır. Kübitler, aynı anda hem 0 hem 1 olabilecekleri bir ‘süperpozisyon’ durumunda bulunabilirler. Ayrıca, çok sayıda kübit ‘dolaşıklık’ sayesinde birbirine bağlanarak inanılmaz hızlarda hesaplama yapabilir. Bu teknoloji, çok karmaşık matematiksel problemleri klasik bilgisayarlardan milyonlarca kat daha hızlı bir şekilde çözebilir.

 

2 TRİLYON DOLARLIK PAZAR

QuanT, savunmadan finansal teknolojilere, mobiliteden siber güvenliğe kadar pek çok alanda önemli çözümler sunma potansiyeline sahip. Kuantum bilgisayarların bu yeteneği, yeni ve güçlü algoritmalar geliştirmek için bir zemin oluşturuyor. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nde geliştirilen bu bilgisayar, Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik anlamda bağımsızlık hedefine doğru çıkış noktası olmuş durumda. Bu merkezin, altı farklı mühendislik disiplinini bir araya getirerek Türkiye’nin teknoloji üssü olmayı amaçlaması, QuanT gibi projelerin gelecekte nasıl daha büyük etkiler yaratabileceğinin de bir işareti. 2035 yılında kuantum teknolojilerinin pazar büyüklüğünün 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu devasa potansiyel, kuantum bilişimin neden bir ‘oyun değiştirici’ olarak görüldüğünü açıklıyor. Bu teknolojiyi geliştiren ülkeler, sadece ekonomik avantajlar değil, aynı zamanda ulusal güvenlikten siber savunmaya kadar geniş bir yelpazede üstünlük elde edecekler.

Kuantum bilgisayarlar, şu anki şifreleme algoritmalarını saniyeler içinde kırabilecek kapasitede. Bu durum, mevcut siber güvenlik sistemlerinin yetersiz kalmasına yol açabilir. Ancak aynı zamanda kuantum dayanıklı yeni algoritmaların geliştirilmesi için bir fırsat sunuyor. Bu nedenle Türkiye gibi ülkelerin kuantum bilişim teknolojilerine erken yatırım yapması, geleceğin dijital güvenlik standartlarını belirlemede önemli bir rol oynayabilir. Ayrıca, kuantum bilgisayarların hızı, büyük veri analizi ve yapay zeka algoritmalarını daha etkili hale getirebilir. Bu durum, çözülmesi zor optimizasyon problemlerinin bile çok daha kısa sürede ele alınmasını sağlayabilir.

QuanT’ın savunma ve finansal teknoloji gibi stratejik alanlardaki katkıları kadar bilimsel araştırmalara getireceği yenilikler de dikkat çekici. Yeni ilaç moleküllerinin modellenmesi, iklim simülasyonlarının daha hassas yapılabilmesi ya da enerji verimliliği sağlayan yenilikçi malzeme tasarımlarının hızlanması, bu teknolojinin sunduğu bazı fırsatlardan sadece birkaçı. Kuantum teknolojisi sayesinde, bugüne kadar çözülmesi yıllar sürecek bilimsel problemler aylar, hatta günler içinde çözülebilecek.

 

KUANTUM UÇURUMU

Kuantum teknolojisi, teknolojiye sahip olan ülkelerle olmayanlar arasında yeni bir ‘kuantum uçurumu’ yaratabilir. Bu, ekonomik ve askeri anlamda büyük farklılıklar doğurabilir. Teknolojiye sahip olmayan ülkeler, siber güvenlik açıklarından ekonomik rekabet gücündeki kayıplara kadar pek çok alanda zor durumda kalabilir. Bu uçurumun, mevcut ‘dijital uçurumdan’ çok daha derin olacağı düşünülüyor. Türkiye’nin bu alandaki erken hamlesi, sadece bu uçurumun dışında kalmak değil, aynı zamanda bu yeni düzende liderlik etmek anlamına geliyor.

QuanT’ın geliştirilmesiyle birlikte Türkiye’nin uluslararası platformlarda kendine daha güçlü bir yer bulması bekleniyor. Bu, sadece bir teknoloji yatırımı değil, aynı zamanda eğitim, bilimsel araştırma ve ekonomik kalkınma açısından geniş bir vizyonun ürünü. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin, yerli algoritmalar geliştirilmesine öncülük etmesi ve genç mühendisleri bu alanda yetiştirmesi, bu vizyonun uzun vadeli başarılar getireceğini ortaya koyuyor.

Bu teknoloji, sadece yeni fırsatlar değil, aynı zamanda büyük tehditler de getiriyor. Ancak erken harekete geçmek, ulusal güvenlikten ekonomik kalkınmaya kadar geniş bir yelpazede avantaj sağlayabilir. Kuantum bilişim, geleceği şekillendirecek kritik bir teknoloji olarak öne çıkıyor ve Türkiye’nin bu alandaki kararlı liderliği, ülkemizin teknolojik vizyonunu ileriye taşıyor. Bu yolda atılan her adım, yalnızca bugün için değil, yarının dünyasında da güçlü bir konum elde etmemizi sağlayacak.

adnan.ertemel@gmail.com

02 Aralık 2024 Pazartesi