tatil-sepeti
Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları

hikmetbaydar@3-goz.com

 

Reel sektör firmaları, yapacakları hammadde ve yatırım malları ile ticari mal ithalatı için ödeme planına uygun olarak bir miktar döviz ayırırken, gelecekteki kur dalgalanmalarına karşı korunmak amacıyla ithalat bağımlılığıyla paralel olarak da döviz tutabiliyor. Bunların yanında alınan döviz cinsi borçların ödenmesi için de döviz tutmaları gerekiyor. Aksi halde kur riski alınmış olur. Bunlar tamamen ticaret ve fonlama riski ile ilişkili olarak tutulan döviz pozisyonlarıdır.

 

Bunların yanında bir de yatırım amaçlı veya ekonomik dalgalanmalardan korunmak amacıyla tutulan döviz pozisyonları var. Bu durum kurlar yükseldikçe kâr, düştükçe de zarar yazdığından şirket kârlılığı üzerinde olumlu/olumsuz etkiler yapabiliyor. Tabii ki daha önce belirlediğimiz amaçlarla tutulan dövizle birlikte önemli hareketlere sebep veriyor.

 

YURT İÇİ MEVDUATTA AZALMA

 

TCMB tarafından açıklanan finansal kesim dışındaki kuruluşların döviz varlık ve yükümlülük dağılımına ve değişimine birlikte bakalım. Reel sektörün Şubat 2024’te, Ocak 2024 verilerine göre varlıkları 1.603 milyon ABD doları azalırken, yükümlülükleri 1.319 milyon ABD doları artmış. Net döviz pozisyonu açığı ise 84.751 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiş ve Ocak 2024 dönemine göre 2.922 milyon ABD doları artmış. Yükümlülüklerdeki azalma varlık azalmasından daha az olunca pozisyon açığı da artmış görünüyor. Tabii ki bu durum uzun vadeli ve firmaların aldığı uzun vadeli kredilerin toplam tutarı borç olarak görünürken, bu krediler vasıtasıyla oluşacak gelir projeksiyonları kayıtlarda görünmediğinden reel sektör toplamda her zaman döviz pozisyon açığı verir konumunda görünecektir. Geçmişte de hep böyle oldu. Bu durum, daha çok uzun vadeli ucuz yatırım kredilerinin yükümlülüklerde yer almasıyla alakalı. 

 

Şubat 2024 dönemi varlık dağılımı incelendiğinde; bir önceki aya göre yurt içi bankalardaki mevduat ve ihracat alacakları sırasıyla 1.849 milyon ABD doları ve 155 milyon ABD doları azalırken, yurt dışına doğrudan sermaye yatırımları ve menkul kıymetler sırasıyla 365 milyon ABD doları ve 36 milyon ABD doları artmış ve sonuç olarak varlıklar 1.603 milyon ABD doları azalmış. Burada döviz cinsinden yurt içi mevduattaki azalma dikkat çekici.

 

DÖVİZ CİNSİ KREDİDE ARTIŞ

 

Yükümlülük dağılımında ise; bir önceki aya göre yurt içinden sağlanan nakdi krediler 1.991 milyon ABD doları artarken, ithalat borçları ve yurt dışından sağlanan nakdi krediler sırasıyla 592 milyon ABD doları ve 80 milyon ABD doları azalmış ve bunlara bağlı olarak yükümlülükler 1.319 milyon ABD doları artmış.

 

Görüleceği üzere bir yandan yurtiçi döviz mevduatları azalırken, diğer yandan döviz cinsi kredi kullanımında artış olmuş. Bu, reel sektörün kurların yükselmeyeceği, kur hareketlerinin TL cinsi kredi faizlerine göre döviz cinsi kredilerde daha az maliyet oluşturacağını düşündüklerini gösteriyor. 

 

Kısa vadeli döviz pozisyon gelişmelerine baktığımızda da şunu gözlemliyoruz; Şubat 2024 döneminde kısa vadeli varlıklar 147.597 milyon ABD doları iken, kısa vadeli yükümlülükler 89.464 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiş. Kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası ise 58.132 milyon ABD doları olarak gerçekleşerek Ocak 2024 dönemine göre 2.247 milyon ABD doları azalmış. Daha önce kısa vade pozisyon fazlası 65 milyar ABD dolarına kadar çıkmıştı. Burada da bir miktar azalma olduğunu görüyoruz.

 

Burada yabancı yatırım kuruluşlarının TL pozisyonu önermelerinden tutun, TCMB’nin döviz cinsi mevduattan TL cinsi mevduata geçiş yönündeki ısrarı, TL cinsi getirilerin ilgi çekmesinden not artırım beklentilerine kadar birçok faktörün olumlu etkisini görüyoruz.

20 Mayıs 2024 Pazartesi