tatil-sepeti
Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

6 Nisan 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7104 sayılı Kanun’la Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasında eklenen bir bent ile; “Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi ibadethaneler, Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi yaygın din eğitimi verilen tesisler, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetler”e Katma Değer Vergisi istisnası getirildi. Getirilen bu uygulama ile kamunun yükünün hafifletilmesine katkıda bulunan hayır sahiplerine ayrıca bir de KDV ödemeksizin bu hayırları yapabilme imkanı sağlanmış oldu. Zaten bu tür işlemlere esas olan, örneğin okul, cami veya yurt yapımının ilgili kamu idaresinin onayı alınarak yapılmasıdır. Kamu idaresi bir okul, cami veya yurt yapımına ihtiyaç duyuyor ve hayır sahibi de devlet hazinesi yerine kendi kaynaklarından bu ihtiyacı karşılıyor demektir. Bu nedenle de hayır sahibine bu işi yaparken bir de KDV ödemesin demek doğru bir yaklaşımdır.

İstisna hükmünün KDV Kanunu’nun 13. maddesine ekleme yapılmak suretiyle getirilmesinin anlamı ise bu işi yapanların kendi malzeme alımlarında KDV ödemeksizin işlem yapabilmelerinin yanında, bunlara KDV tahsil etmeksizin satış yapanların da üzerlerinde kalan vergi yükünü iade olarak almaları imkanıdır. İşin zaten en önemli tarafı da budur.

Bazı istisnalar iade konusu yapılamadığı için istisnanın çok fazla bir anlamı da olmuyordu. Zira satıcı Katma Değer Vergisi tahsilatı yapmadan satış yapmak durumunda kaldığı zaman, iade alamayacağı bu vergi kadar fiyatı değiştirmek suretiyle karşıdan tahsil etme yoluna gitmeye çalışıyordu. Bu da istisnanın amacına hizmet etmeyen bir sonuca yol açıyordu. KDV istisnası tanınan işlemlerde istisnası konusu KDV’nin iade konusu yapılabilmesi çok önem arz ediyor. Bu anlamda yapılan bu düzenleme son derece anlamlı ve yerinde bir düzenleme olmuştur.

UYGULAMAYA İLİŞKİN ÖNERİMİZ

Amacımız, bu düzenlemenin hem önemini vurgulamak, hem de uygulamada karşılaşılan bir sıkıntıyı gidermek üzere bir de öneride bulunmaktır.

Uygulamaya ilişkin Bakanlık Tebliğinde ilgili idare ile yapılan protokolde inşaat maliyetinin de yer alması gibi bir zorunluluk getirilmiş bulunuyor.

Oysa ki bu idareler örneğin Milli Eğitim Müdürlüğü, Kredi Yurtlar Müdürlüğü veya Diyanet Teşkilatı teknik olarak bu inşaatın kaça mal olacağını bilmek durumunda değiller.

Bu nedenle bu uygulamayı kolay hale getirmenin ve istisna belgesi vermenin yolu ilgili idare ile bir protokolün yapılmış olması yeterli olması gerekirdi. Bu ihtiyacın varlığı anlamında ilgili idareye yetkinliğinin veya bilmek zorunda olmadığı bir yükümlülüğün yüklenmesine ihtiyaç yoktur.

İadeyi yapacak olan mali idare ya kendi kaynaklarıyla iade edilecek verginin doğruluğunu tespit etmek, ya da iadeyi yeminli mali müşavir raporuna bağlamak suretiyle yerine getirilmesini sağlayabilir. Doğal olarak burada da iade sisteminin genelinde olduğu üzere iade alacak mükellefe seçimlik hak sunulması gerekir. Hal böyle olunca bir yandan karmaşa ve tartışmalı durumlara meydan verilmeden işin gerçeği ortaya çıkmış olur.

Yapılan işin metrekaresi, projesi, planı, varsa iş artışları ve buna ilişkin onaylar iade aşamasında elbette ki mali idare tarafından istenecek.
Bunun ötesinde ayrıca işi yaptıran idarenin de bunları takip etmesi gibi bir zorunluluk bize göre uygulamayı zora sokan ve hayır sahiplerini de bir miktar yoran bir durumun ötesine geçemiyor.
Ümit ederiz, bu güzel uygulamadaki bu ufak aksaklık da kısa bir süre içerisinde giderilir.

01 Nisan 2019 Pazartesi