tatil-sepeti
Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

OSMAN ARIOĞLU

Son zamanlarda Türkiye’de öteden beri olduğundan çok daha önemli hale gelen bir kurum Merkez Bankası ve onun Başkanı olmaya başladı. Son 3 yıldır bu durum böyle biraz daha bariz görülüyor. Bunun temel nedeni sık başkan değişiklikleri ve başkan değişikliği ile birlikte de Merkez Bankası politikasının adeta tamamen ters yüze dönmesi olmuştur. Mart ayı içerisinde son Merkez Bankası başkan değişikliğini biraz da sürpriz bir şekilde yaşadık. Doğal olarak da ilk intibalar piyasada ciddi bir tedirginlik şeklinde oldu.

SIKI PARA POLİTİKASI DURUŞU SÜRECEK

Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Şahap Kavcıoğlu bu dönemde kamuoyuyla iletişimi daha ziyade yazılı olarak yapmayı tercih etti. Başkan değişikliğinden sonra ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 17 Nisan tarihinde yapıldı. Genel beklentiye uygun olarak bu toplantıda politika faizinde bir değişiklik yapılmamıştı. Ancak buna rağmen finans çevreleri PPK kararı metindeki cümleler içerisinde satır aralarındaki küçük değişikliklerden bir politika değişikliği olup olmadığını anlamaya çalıştı. Bu tedirginlik de kısmen devam etti. 29 Nisan Perşembe günkü basın toplantısında Merkez Bankası Başkanının kamuoyuna yanlış bir mesaj vermemek üzere son derece titiz bir davranış içerisinde olduğunu gözlemledik. Başkan soru cevap kısmında dahi olabildiğince sunum metnindeki cümleleri tekrar ederek cevap vermeye çalıştı. Bu durum finans çevrelerinin biraz tedirginliğinin tam giderilememesi anlamında bir sonuç doğursa da aslında konuşmanın bütünü ve sorulara verdiği cevapların özüne bakarsın Merkez Bankası’nın yeni Başkanı çok net bir şekilde geleceğe yönelik enflasyon beklentilerini de ifade ederek sıkı para politikası duruşunun devam edeceği mesajını verdi.

***

Hiç kimse yüksek enflasyon ve yüksek faizli bir dönemde yaşamayı arzu etmez, bunu en çok arzu etmeyen kurum da elbette bu işin politika yürütücüsü olan Merkez Bankasıdır. Merkez Bankasının gelmiş geçmiş başkanlarının tümü hem enflasyonun düşmesini hem de politika faizinin piyasayı olumsuz etkilemeyecek ölçüde düşük seviyede olmasını arzu eder. Merkez Bankası’nın temel misyonu fiyat istikrarlı olduğuna göre bu fiyat istikrarını korumak ve sürdürmek için de politika ve faizini doğru olarak kullanmak Merkez Bankası’nın en önemli politika aracı durumundadır. Bu nedenle finans çevreleri de en temel gösterge olarak politika faizini dikkate almaktadırlar.

Merkez Bankası Başkanının bu ilk toplantısında temel olarak toplantı katılımcılarının ve finans çevrelerinin beklentisi faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağına yönelik bir acelecilik olup olmayacağını anlamaya çalışmaktı. Merkez Bankası Başkanı bu noktada bizce açık ve net olarak olması gereken şekilde cevap verdi. Özetle dedi ki, enflasyonun üzerinde reel faiz vermeye devam etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla bir an önce faiz indirimi aceleciliğinde olmayacağının altını çizdi.

ENFLASYON TAHMİNİNDE GÜNCELLEME

Toplantıda ekonomik beklentiler ve enflasyon tahmini konusundaki değerlendirmeler de dikkat çekiciydi. Mayıs ayından sonra enflasyonda bir yavaşlama veya düşüş trendinin görüleceği tahmininde bulundu. Buna karşılık kurların enflasyon üzerindeki etkisine de dikkat çekti. Yılsonu enflasyon tahminini de yüzde 9.4’ten yüzde 12.2’ye revize ettiklerini ifade etti. Doğal olarak faiz indirimlerinin başlayacağı tarih konusunda net bir tarih vermediği gibi, enflasyon seyrine bağlı olarak dinamik bir politika yürütücülüğü yapacağını ifade etmiş oldu.

PİYASALARIN GÜVENİ ARTACAK

Özetle söylemek gerekirse Merkez Bankasının yeni başkanı Şahap Kavcıoğlu geçmiş tecrübelerden ders almış bir şekilde bu defa “önceki ne yaptıysa tersi doğrudur” şeklinde bir anlayış ve yaklaşım içerisinde olmadığını, ekonominin gereklerine uygun şekilde hareket edeceğini bize göre net bir şekilde söyledi.

Bu toplantı sonucu, piyasanın artık Merkez Bankası Başkanına biraz daha kredi tanıması ve güveninin artmasına vesile oldu. Normal şartlarda, Mayıs ayı politika faizinde herhangi bir değişiklik yapılmadığının görülmesi ile bu güvenin daha da artacağını söylemek mümkün olacaktır.

Umarız bu defa herhangi bir şekilde panikle hareket edilmez ve piyasalarda üretim, ihracat ve cari dengeyi olumsuz etkilemeyecek şekilde; hem enflasyonu aşağı çeken, hem de döviz kuru dalgalanmalarının giderildiğini İstikrarın tekrar ortaya çıkmaya başladığı bir yeni dönemi hep beraber yaşarız.

30 Nisan 2021 Cuma