DR. ADNAN VEYSEL ERTEMEL
Geçtiğimiz yazılarda teknolojinin nötr olmadığından bahsetmiştim. Bu konuda verilecek çarpıcı bir örnek, akıllı telefonların mucidi olarak anılan Apple şirketinin efsanevi kurucusu Steve Jobs’un ailesine teknolojiyi kullandırmadaki tutumudur.
ALTIN KURAL
2011 yılında iPad adı verilen tabletler ilk piyasaya çıktığı günlerde New York Times muhabirine bir demeç veren Steve Jobs, iPad’in her yaştan insanın mutlaka kullanması gereken mucizevi bir alet olduğunu ballandırarak anlatırken, muhabir sıradan bir soru olarak, evet cevabı bekleyerek çocuklarının da tableti kullanıp kullanmadığını sordu. Bu soru karşısında beklenmeyen bir cevap veren Steve Jobs, evde çocuklarına teknoloji kullandırma konusunda çok katı olduğunu, bu nedenle bu cihazları kullandırmadığını söyledi. Bu nokta gerçekten de çok çarpıcı... Bir insanın kendisi için istemediği bir şeyi başkaları için de istememesi gerektiğini ifade eden ‘altın kural’, en temel evrensel ahlaki değerlerden biridir. Bu hareketiyle Steve Jobs’un altın kuralı çiğnediğini görüyoruz.
SONU BELİRSİZ TEHLİKELİ BİR DENEY
Bu durumun sebebi, teknolojik platform sahiplerinin dijital platformların bilinçli olarak bağımlılık yapan deneyimler sunduğunun ilk elden farkında olmasıdır. Üstelik bu işin sonunun nereye varacağını kendileri de bilmediği için en kıymetlileri olan kendi evlatlarını bu işin dışında tutma gereği hissediyorlar. Silikon Vadisi’ndeki çok ünlü bir danışman olan Nir Eyal, geçtiğimiz yıllarda bağımlılık yapıcı dijital deneyimlerin nasıl tasarlanması gerektiğini adım adım kaleme aldığı ‘Kancaya Takılınca’ adlı kitabını tanıtırken, çok çarpıcı bir ifade kullanıyor. Eyal, bu demecinde, “İnsanların ürünlerinizi kullanması için geleneksel reklam mecralarına boşuna para harcamanıza gerek yok! Onları kancaya takın yeter! Kendilerini kancadan kolay kolay kurtaramazlar...” diyor.
Gerçekten de bilinçsiz kullanım esasına dayalı olarak bilinen tüm dijital platformlar en ince ayrıntısına kadar test edilmiş birer kanca modeli barındırıyor. Çoğunlukla telefonunuza ‘dınn’ sesiyle gelen mobil bildirimlerin tetiklediği kanca modelinde sırasıyla teşvik edilen ‘bilinçsiz eylem’in mümkünse tek bir harekette gerçekleşmesi, ‘sürpriz ödül’, ‘platforma yatırım’ aşamalarıyla döngü tamamlanıyor. Zaman içerisinde bu alışkanlık döngüsünün tekrarlanarak kemikleşmesi amaçlanıyor.
Kancadan kendimizi nasıl kurtarabiliriz?
Kancadan kurtulmanın yegane yolu bilinçli farkındalıktan geçiyor… Bu konuya da serinin gelecekteki dördüncü ve son yazısında değineceğiz…
26 Ekim 2020 Pazartesi