tatil-sepeti
Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

Osman Arıoğlu

Hep söyleriz. Üretim ve ihracat, ülke kalkınması için olmazsa olmaz önemdedir. İhracatçılarımız bu anlamda ülkenin misyonerleridir. Bazı sektörlerimizde ithalat ihracatla baş başa gider. Bu anlamda içeride üretim ve katma değer son derece önemlidir. O nedenle de ihracatta ürün ve marka oluşturmak, katma değeri artıran ve ihracatın katkısını büyüten sonuçlar doğurur. Bunu belirlemede kullanılan en iyi ölçü de kg başına ihracat tutarıdır. Yükte hafif, pahada ağır tabiri bu durumu belirlemede kullanılan en önemli tanımlamadır. Her zaman yükte hafif, pahada ağır ürün ihraç edemezseniz de bu katkıyı yükselten bir diğer unsur işlenmiş ürün ihraç etmek de katma değeri artıran bir sonuç doğurur.

Devletler, kendi iç kaynaklarının verimli kullanılması, katma değerli ürün üretilmesi konusunda muhtelif tedbir ve yönlendirmelerde bulunurlar. Buradaki temel amaç, kalkınmasına maksimum katkının sağlanmasıdır. Bunun için dahilde işleme rejimi uygulaması önemli yönlendirici unsurlardan biridir. Dahilde işleme rejiminin üretici ihracatçıya sağladığı avantaj, özellikle gümrük birliği olmayan ülkelerden yapılan hammadde ithalatı sırasında gümrük vergisi ödenmemesi ve tüm ülkelerden yapılan ithalat bakımından da yine ithalde ödenmesi gereken katma değer vergisinin tecil terkin kapsamında işleme tabi tutulmasıdır. Bizdeki uygulamasında ihracatçının statüsüne göre gümrükte ertelenen vergilere karşılık bir teminat alınması suretiyle bu işlemler yapılır.

İTHALATÇININ TALEP ESNEKLİĞİ

İhracat, ihraç malının ithal eden ülkedeki talep esnekliğine bağlı olarak fiyat uygulanabilen ya da fiyat rekabetine hassasiyet gösteren bir yapıdadır. Bizim ülkemizin ihraç malları bakımından durumunu değerlendirdiğimizde, birçok üründe ithalatçının talep esnekliği yüksek olduğundan fiyatlar üzerinde oynama imkanı son derece sınırlıdır. Buna bir de zaman zaman kendi ihracatçılarımızın birbirinden pazar kapmak üzere yaptıkları rekabet eklenince marj iyice daralıyor. Bu nedenle ihracatçı kamu teşviklerini de dikkate alarak, pazarını kaybetmemek amacıyla çok küçük marjlara ve başa baş noktalarına bile ihracat yapmaya çalışır. Hele bir de dahilde işleme rejimi gibi ihracat taahhüdü verilen durumlarda ihracatçının üzerindeki baskı doğal olarak daha da artıyor. Döviz kurundaki artışlara paralel ihracat gelirinin artmamasının temel sebebi de, ithalatçının talep esnekliği yüksekliği nedeniyle ihracatçının fiyat indirimi baskısı ile karşı karşıya kalmasından dolayıdır. Zaten bütün bu hususlardan dolayıdır ki, döviz kurlarındaki artışlar ihracat üzerine daha az etki yapar. Buna karşılık ithalat tarafında petrol, doğalgaz ve buna benzer zorunlu büyük ithal kalemleri dışında daha hızlı etki gösterdiği için cari işlemler açığını ithalattaki azalma nedeniyle daha doğrudan etkilenir.

DAHİLDE İŞLEME İZİN BELGESİ

Hammaddesi ithal edilip yurt içinde imal edilen ihracat ürünlerinde dahilde işleme rejimi ihracatçı açısından son derece olumlu sonuç doğuran bir uygulamadır. Bu uygulamada prensip ithal edilen hammadde ile üretilen ürünlerin altı ay veya zaruri durumlarda Ticaret Bakanlığı izni ile uzatılan ek süreler içerisinde ihracatının yapılmasıdır. İhracatçı bu süreleri son derece dikkatli kullanmaya çalışır. Bir yandan da gerek ithal fiyatlarındaki mevsimsel dalgalanmalardan gerekse navlun fiyatlarındaki dalgalanmalardan maksimum ölçüde istifade edecek şekilde hammadde ithal programını uygulamaya çalışır. Tabii bunu yaparken de yeniden ithal izni veya dahilde işleme izin belgesi alması gerekir. Bunun için bakanlığa durumunu anlatmaya çalışır. Bazen bakanlık bürokrasisi anlık toplam taahhüt tutarlarına bakarak ithalatçının bu özel durumlarını dikkate almaksızın belge vermede sıkıntı çıkarabilir. Burada elbette ülke menfaatlerinin korunması önemlidir ve ihracatın teşvik ve desteklenme durumunun son derece hassas olduğu, ihracatçının kaybettiği bir pazara tekrar girmesinin hiç de kolay olmadığı hususları gözden uzak tutulmamalıdır. Alt düzeylerde bu husus gözden kaçırılabilir ve ihracatçı mağdur edilebilir. Bu nedenle siyasi otoritenin normalde otomatik işleyen bu mekanizmalarda zaman zaman ortaya çıkabilen bu aksaklıklara müdahil olması ve önemli olanın ihracat ve uluslararası rekabet olduğu hususunun gözden çıkarılmaması gerekir.

20 Aralık 2019 Cuma