Giriş: 15.11.2019 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 14:00
MUHAMMET AKSAN

MUHAMMET AKSAN

Av. Muhammet Aksan

Kanunla kararlaştırılmamış, hukuki muhtevası Yargıtay kararları ile belirlenen, uygulamada ve doktrindeki en tartışmalı konulardan biri ecrimisil tazminatıdır. Yıllar içinde tazminatın hukuki muhtevası hususunda haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ya da kira ilişkisi hükümlerine atıf yapılarak çelişkili kararlar verilmiştir. Zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olan ecrimisilin hukuki niteliği hakkında güncel Yargıtay kararlarında da halen atıf yapılan 22/4 sayılı 8 Mart 1950 tarihli Yargıtay İçtihat Birleştirme Kararı önem taşımaktadır. İlgili kararda, “fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği” vurgulanmıştır.

ZAMANAŞIMI SÜRESİ

Hukuki niteliği hususunda tartışmalar bulunan ecrimisil tazminatının zamanaşımı süresinde de çelişkili kararlar verilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile haksız fiilin özel bir türü olarak kabul edilen ecrimisil için 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan 10 yıllık haksız fiil zamanaşımı uygulanmayarak 5 yıllık zamanaşımı süresi içtihat edilmiştir. Bu zamanaşımı süresinin ilk vurgulandığı karar ise 25 Mayıs 1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’dır. Bu İçtihadı Birleştirme Kararı’nda yer alan 5 yıllık zamanaşımı süresi, zamanla Yargıtay’ın uygulaması haline gelmiştir.

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, yakın tarihli bir kararında yine ecrimisilin bir haksız bir fiil türü olduğuna, 5 yıllık zamanaşımı bulunduğuna ve bu zamanaşımının haksız fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde talep edilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
“…Ecrimisil ise haksız fiil tazminatı olduğu için haksız fiilin vuku bulduğu yani ecrimisilin işlediği tarihten itibaren 5 yıl içinde talep edilmelidir. Somut olayda davacı arsa sahibinin menfi zarar istemi yönünden, zamanaşımı süresinin sözleşmenin feshine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih olan 18 Kasım 2009 tarihi itibariyle işlemeye başlayacağı, ecrimisil isteminin haksız fiil kapsamında kaldığı hususları dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/1519 E. 2018/5446 K. sayılı 22.11.2018 tarihli kararı)