Yapay zeka teknolojilerinin fikri mülkiyet hukuku bakımından doğurduğu sorunlar, özellikle eser sahipliğinin tespiti ve eser niteliği açısından tartışmalara konu oluyor. Bu çerçevede, Çin’de Beijing Internet Court tarafından 27 Kasım 2023 tarihinde verilen ve kamuoyunda ‘Li v. Liu’ olarak anılan karar, yapay zeka yoluyla oluşturulan içeriklerin telif hakkı korumasına tabi olup olmayacağı sorusuna ilişkin dikkate değer bir karar niteliği taşıyor.
Karara konu olayda, davacı Bay Li, Stabla Diffusion isimli açık kaynaklı bir yapay zeka programı kullanmak suretiyle belirli komutla ve teknik parametreler aracılığıyla oluşturduğu görseli Xiaohongshu (Küçük Kırmızı Kitap) adlı sosyal medya platformunda paylaştı. Davalı Liu ise söz konusu görseli herhangi bir izin almadan ve kaynağı belirtmeksizin bir blog yazısında kullandı, ayrıca görselin üzerinde yer alan filigranı da sildi. Davacı, eser üzerindeki eser sahipliği ve bilgi ağı üzerinden yayım haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, davalıdan özür ve tazminat talebinde bulundu.
Dava konusu uyuşmazlığı mahkeme 3. temel hukuki mesele üzerinden değerlendirdi.
1. Görselin eser niteliği
Mahkeme, görselin Çin Telif Hakkı Kanunu’nun 3. maddesi kapsamında ‘görsel sanat eseri’ niteliğinde bir eser olduğunu kabul etti. Kararda, görselin yalnızca bir yapay zeka yazılımı tarafından üretilmiş hazır bir çıktı olmadığı; tersine, davacının özgün komutlar belirleyerek, model ve parametre seçimi yaparak yaratıcı sürece aktif şekilde katıldığı vurgulandı. Bu yönüyle eser, entelektüel bir katkı sonucu ortaya çıktı, belirli bir estetik tercihi ve kişisel ifadeyi yansıtmak suretiyle orijinallik kriterini karşıladı.
2. Eser sahipliği ve telif hakkı
Çin Telif Hakkı Kanunu uyarınca, eser sahibinin gerçek kişi olması zorunlu. Yapay zekanın hukuki bir süje olmaması nedeniyle eser sahipliği sıfatı kazanamayacağı açıkça belirtildi. Mahkeme, eserin oluşum sürecine yönelik seçim, düzenleme ve estetik kararların tümünün davacı tarafından gerçekleştirildiğini tespit etti; bu nedenle telif hakkının münhasıran davacıya ait olduğuna hükmetti. Ayrıca, davacının eseri ‘AI illustration’ etiketiyle paylaşmasının, dürüstlük kuralı ve kamunun bilgilendirilmesi yükümlülüğü bakımından yeterli olduğu değerlendirildi.
3. Hakkının ihlali ve sorumluluk
Mahkeme, davalının eseri izinsiz kullanmasının ve üzerinde yer alan filigranı silmesinin, eser sahibinin hem yayma hem de adının belirtilmesini isteme hakkını ihlal ettiğine kanaat getirdi. Bu doğrultuda, davalıdan kamuya açık bir özür yayınlanması ve davacıya maddi tazminat ödemesi yönünde hüküm kuruldu.
Li v. Liu kararı, YZ yoluyla üretilen içeriklerin telif hukuku kapsamında değerlendirilebilmesi için kişisel katkının ve yaratıcı müdahalenin varlığını esas alan bir yaklaşım benimsiyor. Bu kararın önemi, şu temel ilkelerde somutlaşıyor: Yapay zeka bir araçtır; yaratıcı süreçteki özne insandır. Eser niteliği için ‘orijinallik’ ve ‘entelektüel emek’ şartları korunuyor. Telif hakkı sahibinin, teknolojik araçları kullanmış olması tek başına bu haklardan feragat anlamına gelmez.
Mahkeme, teknolojik ilerlemenin insan yaratıcılığı üzerindeki etkisini kabul etmekle birlikte, bu ilerlemenin telif hakkı sistemini işlevsiz kılmaması gerektiği açıkça vurgulandı. Bu doğrultuda, yaratıcı sürece insan müdahalesi bulunduğu sürece, YZ araçlarıyla üretilen içeriklerin de telif hakkı korumasından yararlanabileceği ifade edildi.
Sonuç olarak, Beijing Internet Court’un bu kararı, küresel ölçekte YZ ve fikri mülkiyet ilişkine dair tartışmalara yön verecek nitelikte. Henüz birçok hukuk sisteminde tartışmalı olan bu konuya dair mahkeme, belirleyici olanın üretim sürecine insan katkısının olup olmadığı yönünde içtihat geliştirdi.
Bu karar, Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkenin mevzuat ve uygulamasında henüz açıkça düzenlenmemiş bu alanda yeni bir hukuki çerçeve oluşumuna katkı sunabilecek nitelikte olup, benzer uyuşmazlıklarda mahkemelere yol gösterici olabilir.