OSMAN ARIOĞLU
6 Şubat günü bütün ülkemizi derinden etkileyen büyük bir deprem yaşadık. 9 saat ara ile ve birbiri ardınca gelen 10 ilimizi etkileyen iki büyük deprem sürecinde bu yazının hazırlandığı saate kadar 30 bini aşkın vatandaşımız hayatını kaybetti, çok sayıda vatandaşımız yaralı olarak kurtuldu. Birçok vatandaşımız da evlerinin yıkılması ya da ağır ve orta hasar görmesi neticesinde ciddi mağduriyet içerisine düştü.
Deprem vesilesiyle ülkemiz insanının zor günlerdeki yardımlaşma ve dayanışma duygusunun ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha idrak etmiş olduk. Bir kez daha depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar dilerken, deprem nedeniyle gerek kurumsal gerekse bireysel olarak yardımda bulunan ve gönüllü olarak kurtarma çalışmalarına katılan tüm kişi ve kurumlarımıza şükranlarımızı sunarız.
MÜCBİR SEBEP
Depremden etkilenen illerde olağanüstü hal ilanı ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep ilanının yapılması, bu noktada önemli oldu. Mücbir sebep ilanı neticesinde bölgedeki vergilendirmeye ilişkin ödevlerinin 31 Temmuz 2023 tarihine kadar ertelendiği duyuruldu. Gelir İdaresi, internet sitesinde deprem nedeniyle yardımda bulunan vatandaşların bu yardımlarının vergi matrahından düşülebilmesi bakımından olabildiğince geniş bir yorum ve açıklamayı kamuoyuna duyurdu.
Açıklamadan görüleceği üzere, Cumhurbaşkanınca deprem nedeniyle daha önce kararname ile ilan edilmiş olan AFAD’a veya Kızılay’a yapılan yardımların da yüzde 100 vergi matrahından indirimi imkanı bulunurken, İdare AFAD’ın işareti üzerine diğer kamu kurumlarına yapılan ayni yardım teslimlerinin de bu kapsama girdiğinin kabul edileceğini, ayni yardım faturalarında yer alan katma değer vergilerinin indirim konusu yapılabileceğini belirtti.
Uygulamada gelecekte bu konuda sıkıntıyla karşılaşılmaması bakımından İdare, üzerine düşen netlikte açıklamasını yaptı. Aradan zaman geçtikten sonra uygulamada bir sıkıntı yaşanmaması bakımından bu öncelikle, hiçbir başka kaygı düşünmeksizin bilfiil koşarak orada çadır kentler veya prefabrik konutlar kurmak, gıda yardımı yetiştirmek için yollara koyulan vergi mükelleflerine şu tavsiyede bulunmak isteriz. Bütün bu hizmetleri verdikten sonra mümkün olduğunca AFAD’dan ya da Gelir İdaresi açıklamasında görüldüğü gibi Valilik izniyle bu yardımların yapıldığını teyit eden yazı almalarında yarar bulunacaktır.
BAŞKA NE YAPILABİLİR?
Fiilen bölgede faaliyette bulunan, ancak merkezi bölgede kayıtlı bulunmayan mükelleflerin muhtasar beyannameleri zaten büyük ölçüde bölgede verileceği için mücbir sebep kapsamında değerlendirilecektir. Ancak KDV beyannameleri merkezlerinin bulunduğu illerde verileceğinden bu mükelleflere de mücbir sebep halinde istifade imkanı verilebilir. Bu nedenle, belki bir ölçü olarak toplam personel sayısının yarıdan fazlası bu illerde istihdam edilen, ancak merkezi bölgede bulunmayan mükelleflerin KDV beyanları da kapsama alınabilir.
Ayrıca depremde çok sayıda işyerine ait personel de maddi-manevi kayıplara uğradı. İşverenlerin depremden zarar gören personeline doğrudan yaptıkları yardımların da ücret unsuru olarak değerlendirilmeksizin gider yazılmasına imkan verilebilir.
Depremin meydana getirdiği maddi külfet elbette çok ciddi rakamlara ulaşıyor. İşin can kaybı tarafı itibariyle elbette maddi olarak ölçülmesi söz konusu bile değildir. Maddi kayıp boyutu için en az 2022 gayrisafi milli hasılasının yaklaşık yüzde 2’si civarında olduğu değerlendirilse bile bu büyüklükteki bir hasarın giderilmesinde kuruluşların veya vatandaşların gönüllü destekleri yeterli olmayabilir. Aradaki farkın boyutuna göre önümüzdeki dönemde belki bir defalık deprem fonu alınması da değerlendirilebilecek bir uygulama olabilir.
Depremin, etkilenen ve hayatta kalan insanlar üzerindeki etkisini gidermenin ciddi bir zaman alacağı bir yana, işin maddi hasar boyutunun giderilmesini, konutları yıkılan ve oturulamaz hale gelen vatandaşlarımızın yeniden konut sahibi olabilmelerinin bu konuda ihtisas sahibi TOKİ ve Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı önderliğinde hızlı bir şekilde realize edilebileceğini ümit ediyoruz. Gönüllü katkının imar sürecinde de yoğun bir şekilde devam edebilmesi bakımından birim konut fiyatları belirlenip o fiyatlara göre yardımda bulunan kişi ve kurumlara, inşa edilen konut gruplarına arzu ettikleri şekilde isimlendirme yapılması imkanı verilmesinin yardımların daha etkili şekilde sürdürülmesinde katkısı olabileceğini değerlendiriyoruz.
20 Şubat 2023 Pazartesi