Osman Arıoğlu
Bu köşede bazen detay düzenleme görülse de etkisinin çok geniş kitleleri ilgilendiren düzenlemelerden bahsediyoruz. Bazı konuları ise tekrar tekrar dile getirmenin yararı olduğuna inanıyoruz. O nedenle koronanın neredeyse tüm hayatımızı yeniden şekillendirdiği bu günlerde birkaç düzenlemenin tekrar altını çizmek istiyorum.
Bazı düzenlemeler ise yapıldığı dönemdeki şartlarda doğru olsalar da bugün revize edilmelerine ihtiyaç olan boyuttadırlar.
ÇALIŞANA VERİLEN YEMEK VE YOL YARDIMLARI
Gelir Vergisi Kanunu’nda çalışana verilen yemek ve yol yardımları, ancak belli şartlarla vergiden istisna tutulmuş, onun dışında ise ücret olarak vergiye tabi tutulması gerekir. Öteden beri, işyerinde yemek çıkarılması durumunda çalışana ayrıca bir yemek desteği verilmesine gerek olmaksızın çıkan bu yemek maliyeti, şirket açısından gider yazılabilir. Bundan yaklaşık 25 yıl önce yapılan bir düzenlemeyle çalışana yemek verilmek üzere başka firmalardan sağlanan destek de limitli olarak istisna kapsamına alınmıştı. Bu uygulama daha ziyade, çalışana yemek firmalarının biletlerinin verilmesi suretiyle devam ettiriliyor. Bugün için verilen bu bilet bedellerinin de ücret olarak gelir vergisine tabi tutulmayan üst sınır Katma Değer Vergisi hariç 23 TL’dir. Bu tutar her yıl genellikle yeniden değerleme oranında artırılır ve genel tebliğ ile duyurulur.
İşyerinde yemek çıkan durumlarda da Ramazan ayı gibi yemek çıkmayan aylarda çalışanın maaşına bu tutarın veya daha az bir tutarın eklenmesi suretiyle verilmesi gelir vergisine tabi olur. Personele Ramazan paketi verilmesinde de yine KDV dahi tutar ücret olarak vergilenmesi gerekir.
Düzenlemenin getirildiği yıllarda Türkiye’de kayıt dışılık daha yaygın, Gelir İdaresi’nin kavrama kapasitesi çok daha sınırlıydı. Bu nedenle ancak belgelenmesi kaydıyla istisnanın verilebilmesi gibi sınırlı bir düzenleme yapılmıştı. Oysa geldiğimiz günde Gelir İdaresi’nin kavrama kapasitesi ciddi ölçüde yükseldi. Belli ölçeklere ulaşan işyerleri daha ziyade kayıt içinde kalmaya çabalıyor. Bu anlamda da çalışanlara verdikleri sosyal destekleri artırma gayretine girmeye çalışıyorlar. Ancak bu sosyal desteklerin vergi ve sigorta matrahlarına dahil edilmesi durumunda işverene maliyeti bir hayli yüklü oluyor. Zira, özellikle sigorta yükü anlamında ücretlinin üzerindeki mali yük bir hayli yükseliyor, yaklaşık yüzde 65-68’lere kadar çıkıyor. Bir başka deyimle işveren çalışana 100 TL ücret verdiğinde işverene maliyeti 165-168 TL gibi rakamlara ulaşabiliyor.
Gelir İdaresi’nin geldiği teknolojik alt yapı ve kavrama kapasitesi dikkate alınarak ücrete ilave şeklinde verilen ve istisna limitini aşmayan tutarın da vergi ve sigorta matrahından istisna edilmesi sağlanabilir. Asgari ücret alan çalışanın asgari ücrete ilave verilmesi kaydıyla bu istisnadan yararlanılabilir. Gelir İdaresi’nin yeni kapsama koşullarında bu değişikliğin zamanı gelmiş olmalı.
PERSONELE NAKDİ ULAŞIM DESTEĞİNDE İSTİSNA YOK
İşyerleri servis uygulaması yaptığında personele sağlanan bu servis hizmeti vergilendirilmediği halde, çalışana ücretine ilave şeklinde verilen yol yardımları ücret olarak vergilendiriliyor. Özellikle Covid-19’un tüm gündemi işgal ettiği günümüz koşullarında personele verilen yol yardımlarının da ücret olarak vergilendirilmemesi teşviki anlamında olumlu bir destek olacak.
BİNEK OTOMOBİL GİDER KISITLAMASI
Covid-19’lu bu günlerde, neredeyse genel durum tersine döndü, toplu olmaktansa bireysel takılmak tercih edilir hale geldi. Yaklaşık 20 yıl sonra geri getirilen binek otomobil gider kısıtlaması uygulamasının belki bu özel yıla istinaden ertelenmesi üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olmalı.
01 Mayıs 2020 Cuma