Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları

nurullah.gur@marmara.edu.tr

 

Yerel seçimlerden sonra döviz kurlarında ciddi bir sıçrama yaşanır mı diye endişe duyanlar var. Özellikle de reel sektör tarafında. Bu endişenin temel nedeni, Mayıs 2023 seçimlerinin hemen ardından yaklaşık bir ay içerisinde TL’de yaşanan yüzde 30’luk değer kaybı. Türkiye’de kur meselesi adeta psikolojik travmaya dönüştü. 2002-2018 arasında dövizde uzun bir istikrar dönemi yaşanmıştı. Sonrasında ise kur hareketleri baş döndürücü bir hızda gerçekleşti. Yakın geçmişte deneyimlenen ani kur yükselişleri, ister istemez yeni bir şok yaşanabileceğine dair endişeleri beraberinde getiriyor. 

 

Seçim sonrası döviz kurlarına yönelik tahmin yaparken bazı unsurları hesap etmek gerekiyor. Mayıs 2023 ile Mart 2024 arasında ciddi farklar var. Hatırlanacağı üzere, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce dolar/TL kuru uzun bir süre 18.5-20 bandında kalmıştı. Döviz talebini frenleyen sıkı regülasyonlar, döviz kurunu baskılamıştı. Sonrasında ise bir anda 26 TL’yi görmüştük. 

 

PİYASA DİNAMİKLERİYLE UYUMLU

 

Temmuz ayından itibaren döviz kurları enflasyon oranıyla uyumlu biçimde kademeli olarak yukarı hareket etti. Döviz, Mayıs 2023 öncesindeki kadar yüksek derecede kontrol altında tutulmuyor. Son sekiz aydır kur, piyasa dinamikleriyle daha uyumlu bir seyir izliyor. Sıkı regülasyonların birçoğu gevşetildi. Dolayısıyla, dolar/TL kurunun ani bir hareket yapabileceği genişlikte bir marj artık yok. 

 

Mayıs 2023 seçimleri öncesinde portföy yatırımları kanalından ülkeye döviz girişi çok sınırlıydı. O dönemde cari açık artarken, Merkez Bankası rezevleri eriyordu. Son aylarda ise yabancı sermaye akmasa da damlıyor. Yıllıklandırılmış cari açıkta 15 milyar dolarlık gerileme yaşandı. Merkez Bankası rezervleri ise bir yıl öncesine kıyasla daha güçlü. 

 

Bu değişimleri tetikleyen en büyük unsur, para politikası oldu. Para politikasındaki sıkılaşma sonrasında piyasa faizleri yüzde 15’ten yüzde 50’lere yükseldi. Bir taraftan da ülke risk primi geriledi. Son olarak şunu da ekleyelim: 

 

Geçen sene büyük merkez bankaları faiz artış döngüsünün içerisindeydi. Bu sene ise Fed ve ECB’den faiz indirimi bekleniyor. Bu, Türkiye gibi gelişen ülkeler için sermaye girişleri ve döviz kurları açısından olumlu bir gelişme. 

 

ENFLASYONLA PARALEL ARTIŞ

 

Dövizde arz ve talep koşulları, Mayıs 2023 öncesinde olduğu gibi kaotik değil. Dolayısıyla yerel seçimler sonrasında yeni bir kur şoku yaşanma ihtimali düşük. Bir anda yüzde 20’leri, yüzde 30’ları bulan bir kur şoku beklentisi, mevcut koşullar baz alındığında çok rasyonel değil. Ama bu durum döviz kurlarında artış yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. 2024’ün ikinci yarısında dezenflasyon süreci başlayacak olsa da enflasyon halen çok yüksek. Hazirana kadar daha da yükselecek. Enflasyonla paralel kurda kademeli artışlar görebiliriz. Bu normal bir hareket olur. Dolayısıyla dövize yönelik hesap kitap yaparken enflasyondaki değişimle uyumlu bir kur beklentisini dikkate almak daha doğru olur. Orta Vadeli Program’da 2024 için ima edilen ortalama dolar/TL kur tahmininin 36.8 olduğunu hatırlatarak yazıyı bitireyim. 

04 Mart 2024 Pazartesi